https://www.ktpkitabevi.com/urun/basimin-taci-kerkk-9786051552019Dizayn edilmeye çalışılan bir bölge ve yağmalanmış, yakılmış, yıkılmış, mezhep savaşlarına, etnik çatışmalara sürüklemek üzere planların yapılıp, uygulama sahası olarak seçildiği bir coğrafya Irak.
Dünya siyasetinin acımasız ve dünyalılarca bilinmeyen hesapları yapılıyor bu mazlum bölgede. Burada Müslüman kanı akıyor petrol borularından. Zulüm makinesi teklemeden çalışıyor. Çatışmaları ve yıllara yayılan kanlı savaşları eksik olmayan Irak’ta petrol bölgesinin kederli bir topluluğu Türkmenler. Türkmenlerin yürekleri acıdan inip kalkıyor. Hoyratları, ağıtları, manileri, şiirleri bu acının imbiğinden süzülüp dökülüyor dillere, sayfalara. Ötüken Yayınları'ndan çıkan Başımın Tacı Kerkük kitabında da Suphi Saatçi’nin Kerkük sevdasına adadığı şiirleri yer alıyor: “Kerkük’te petrol olmasaydı/ Bunca insan boğazlanmazdı/ Ve bunca yürek yanmazdı/ Kerkük’te petrol olmasaydı”
Kardeşliğin şahdamarı misali sıcak, kalbi gibi durmaksızın çarpan şiirler
Yavuz Bülent Bakiler’in sunuş yazısıyla başlayan eser, başından sonuna Kerkük sevdası, Kerkük acısıyla bezenmiş. Kerkük’e duyulan özlem yâr özlemi gibi işlenmiş şiirlerde. Şairinin doğup büyüdüğü Kerkük şehriyle beraber diğer Türkmen şehirleri ve zulme maruz kalan Irak’ın tüm illeri de sık sık işleniyor Başımın Tacı Kerkük kitabında.
Kerkük’ünden, Türkmen elinden uzaklarda, Türkiye’de yaşamını sürdüren şair, her ne kadar kardeş diyarında olsa da sılaya olan hasretini dile getiriyor içli şiirlerinde. Aradaki resmi sınırların da ay yıldız bayraklarca kaldırılabileceğini olan ümidini yineliyor.
Tarihin şanlı dönemlerinden bugünün kanlı günlerine düşmüşlüğü de şiirlerinde işleyen Saatçi, kuru ve yapmacık bir tarihe özlemi değil, yaşadığımız coğrafyanın birlik ve beraberliğine duyulan özlemi dile getiriyor şiirlerinde.
Başımın Tacı Kerkük’te kardeşlik, yitirilen birlik ve beraberlik öne çıkan önemli faktörler olarak okutuyor kendisini ve bu faktörler, resmi sınırların önünü kesemediği, kardeşliğin şahdamarı misali sıcak, kalbi gibi durmaksızın çarpıyor şiirin derinliklerinde: “Ettiler viran meni/ Olmadı soran meni/ Tanımaz gören meni/ Boynu bükük Türkmen’em”
Ahde vefanın birer imzasını taşıyan şiirler var Başımın Tacı Kerkük’te
Anadili Türkmence olan Suphi Saatçi, bazı şiirlerinin son kıtasında “Oğuz” mahlasını kullanarak tarihi ve kültürel kökenine, beslendiği kaynaklara dair de bilgi veriyor okuruna. Şairin Türkmen ağzıyla yazdığı şiirleri alıp Türkmen eline götürüyor okurunu. Osman Yüksel Serdengeçti, Ali Marufoğlu, Ata Terzibaşı, Abdülvahit Küzecioğlu, Nihat Akkoyunlu, Aydil Erol, Nejdet Koçak, Abdullah Abdurrahman, Rıza Demirci, Adil Şerif gibi önemli şahsiyetlere ithaf edilen, adanan şiirleri de şairinin ahde vefasının birer imzasını taşıyor.
Yetmiş yıla yaklaşan bir ömrün derinliklerinden yansıyan hatıralar, sevinçler, kederler ve özlemlerin yer aldığı şiirlerde, Türkmeneli ve Türkmenlerin alın yazısı işleniyor. Acıyı iliklerine kadar hissederek yaşayan bir topluluğun bir başına kalmışlığının çığlığı var bu şiirlerde.
Yavuz Ertürk yazdı