İtalyanca caricatura kelimesi doldurmak, yüklemek, değerini yükseltmek anlamını taşısa da biz şimdi kelimeyi o zamanki mecazi anlamıyla yani abartmak ve alay etmek olarak biliyoruz. İtalya’da soyluları eğlendirmek için çizilen karikatürler 18. yüzyılda sanayileşen İngiltere’de bugün bildiğimiz halini almaya başlamış. İlk karikatür 1867’de İstanbul adlı dergide çıkmış ve 1869’da ilk mizah dergimiz Diyojen okurlarıyla buluşmuş.
Bütün bu malumatfuruş girizgahı, sözü “Bize Belediye Baksın” adlı çalışmaya getirmek için yaptım. “Belediye Hizmetlerinin Karikatürlerle 100 Yılı (1872-1972)” altbaşlığını taşıyan kitap Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayınlandı.
Değişenler ve değişmeyenler
Karikatür her ne kadar daha seçkin örnekleri de olsa asıl ana akım itibariyle güncellikle ve popüler kültürle irtibatlı bir sanat. Gündelik hayatımızda önemli bir yeri olan belediyeler de dünyanın her yerinde olduğu gibi bizde de karikatür sanatına fazlasıyla ilham vermiş. Ben kendi adıma karikatürlerin ana konuları olan trafik, temizlik hizmetleri, ulaşım, göç, kentleşme gibi “değişmeyen” gündem maddelerinin 1872 ile 1972 arasında da gündemde olmasına şaşırmadım. Ancak bugün bir okur olarak eski karikatürlere bakarken sadece “değişmeyenlerden” ibaret bir okuma yapma lüksümüz olmadığını düşünüyorum. En güncel görünen eski karikatürde bile “değişenleri” farketmek bize farklı bir bakış açısı kazandıracaktır bence.
Mesela “ulaşımla” ilgili bir karikatürde o zaman “bozuk yol” derken kastedilen ile bugün “bozuk yol” derken kastedileni karşılaştırmak bile yaşanan dönüşümü keşfetmek için iyi bir temrin olabilir. Karikatürlerin kendi zamanlarının ruhunu yansıttığını, kıyafetlerden jest ve mimiklere dek her karikatürün bir “göstergebilim hazinesine” dönüşebileceğini unutmayalım.
Bir de karikatürlerin Batılılaşma tarihimizi okumak açısından da ilham verici olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 1872-1972 arasını kapsayan dönemde yaşadığımız ve savrulmaya varan dönüşümlerinin nabzını da bu kitaptan yakalamak mümkün. Diyojen’de başlayıp Akbaba ile kapanan o uzun yüzyılın çizgilere, esprilere, teknolojiye, kıyafetlere yansıyan tezahürlerini ayrı ayrı okumak bile pek çok yazı için verimli bir kaynak niteliği taşıyacaktır. “Bize Belediye Baksın”, bu sebeple karikatür sanatının “ciddi” boyutlarının daha net ortaya çıkacağı bir çalışma.
Sadece karikatürler mi?
Şefik Memiş, emek mahsülü derlemesi olan “Bize Belediye Baksın”da, sadece bir tema etrafında karikatürleri bir araya getirmekle yetinmiyor. Her karikatürün hangi bağlam ve gündemde çizildiğini özetleyen, yayınlandığı dergi ve imza atan karikatürist hakkında bilgiler veren ve dönemin belediye başkanını da tanıtan dolayısıyla hem espriyi hem sanatçısını ve yayınlandığı mecrayı hem de muhatabını bir araya getiren bir referans kitabı olmuş “Bize Belediye Baksın”. Dolayısıyla karikatürler havada kalmıyor.
Zeytinburnu Belediyesi hem kültürel faaliyetleriyle hem de yayınlarıyla emsalleri arasında özel bir yere sahip. Umarım bu özel yeri önümüzdeki dönemde de korumaya devam eder ve kamu yayıncılığı yapan bütün kurumlara örnek olur.
Suavi Kemal Yazgıç