İnsan İnsanın Miracı, Besmelesidir

Ahmet Edip Başaran’ın İkinci şiir kitabı “İzinsiz Gösteri”si sorgulayan, sorgulatan, gösteri çağında modern insan hallerini mercek altına alan, hayata dair bir eser olarak çıkıyor karşımıza.

İnsan İnsanın Miracı, Besmelesidir

Şiir; sancının, hüznün, insan kalabilmenin, sorgulamanın, hakikate ve hayata dair en derin hislerin dizelere yansımasıdır. Yaşamaktan yorulduğumuz, yaralar aldığımız anlarda şiir hayata karşı bazen bir kalkan, bazen bir silah olur bizim için.

Her şeyin hızla aktığı bir çağda şiir, bizi en hassas yerimizden yakalar, aklımızı kalbimizi yoklar. Şiirle dağılır, şiirle toparlanırız. Acıyan yanlarımızı şiirle dağlarız. İşte Ahmet  Edip Başaran’ın İzinsiz Gösteri’sini okurken bu ruh halleri içerisinde ilerliyorsunuz sayfalar arasında.

Şair Çağının Tanığıdır

Şairi yaşadığı toplumdan bağımsız, kopuk düşünmek mümkün değildir. O hayatın içinde olmakla birlikte, yaşamın kıyısından izler hayatı. İnsanlığın yükünü omuzlarında hisseden şair, yüreğinden dökülen gizemli kelimelerin büyüsünde içsel bir âleme doğru yolculuğa çıkarır bizi. Kendimizi bulma ve kaybetme yolculuğunda şairin inci gibi dizdiği en nadide kelimelerin, dizelerin duraklarında soluklanırız. Az sözle çok şey anlatmanın meramında olan şair, ayna tutar ruhumuza ve benliğimize.

Dizeleriyle ruhumuza dokunan Ahmet Edip Başaran, Profil Yayınları’ndan çıkan ikinci şiir kitabı İzinsiz Gösteri’yle bir kez daha okura merhaba dedi. İlk şiir kitabı Oyunbozan’da değerlerin yozlaştığı modern zamanda, bu kirlenmeyle başlayan hesaplaşma, İzinsiz Gösteri’de, gösteri çağının göstermediklerini gösterme mücadelesine bırakıyor.  

Elbette şiir Başaran için sadece duygudan ibaret değildir.  Bu anlamda Başaran’ın, iki eserinde de bir meselesi olduğunu görüyoruz. Onun meselesi gurbette olduğu dünyada kurulan oyunları bozmak, dünyanın insanoğluna emanet olduğunu unutanların dünyayı sirke ve gösteriye dönüştürmesine, hakikati gösterme adına yaptığı izinsiz gösteriyle karşı çıkmaktır.

Sebebi Telef adlı şiirle başlayan kitap, hayıflandığımız, sorumluklarımızın hatırlatıldığı, en çok da ölüm gerçeğine vurgu yaparak acziyetimizi iliklerimize kadar hissettiğimiz yirmi dört şiirden oluşuyor.

“Bir ev resmi çizerken herkes masumdur
Resim bitince tutup yaralarını sarar herkes
Sarmaya gelirsek o biraz içli bir mesele
Kendime doğru dağılırken hep o aynı keder ;
Omzunu bir dostunda unutan adam 
Der ki: hatırlamak ne acı!”

Sebebi Telef şiirinde insanın telef olma gerekçelerini naif bir uslübla dile getiriyor Başaran. Ev imgesi salt evden ibaret değildir şair için. Ev kalbi karşılar. Evden uzaklaştıkça masumluğumuzu kaybeder, dağılırız. Toparlanmanın çaresi kalbe, eve dönüştür.

“Çünkü aşk dâhil bütün muhtemel sonuçlar

İnsanı yaralar” dizesinin yer aldığı Muhtemel Sonuçlar adlı şiir, telef olmanın sonuçlarının insanı yaraladığını, işaret ederek kitapta şiirler arası bir bağlantı olduğunu da bize gösteriyor.

Hiç Ölmeyecekmiş Gibi Yaşa

Gösteri dünyasının aktörleri seyircilerine sürekli bu dünyada daha çok yaşama, ahireti, ölümü unutturma çabası içerisindedirler. Şair dizelerinde bunu sıklıkla dile getirirken dünyada aradığı soruların cevabını ölüm hakikatinde bulur. Çünkü yalnızca ölüm insanı uyuduğu uykudan uyandıracaktır.

“Kimsenin masum kalamadığı bir albümde

Yaşam guruları, diyetisyenler, adrenalin hapları

Ve yaşlanmak yasak! Ve yaşlanmak yasak!

Kâğıt üstünde dünya hep favori

Ama ölüm henüz son sözünü söylemedi”

Gösteri dünyasının showroomlarından birisi de sosyal medya alanıdır. Şair buradaki insan portrelerini dizelerine şöyle yansıtır.

“İçimizde anksiyete, dışımızda dekoratif iyilikler

Hiç durmazken reklamlar, fünye gibi diller

Boşa akan 140 karakter insan çeşmeleri”

Tanrım, Hepimiz İçin Bir Sığınak”  

Modernleşmeyle birlikte kaybettiğimiz değerleri nasıl kazanacağımızın sorgusu da şiirlerine yansımıştır Başaran’ın. O, izinsiz gösterisini yaparken sorunlara karşı çözümsüz de değildir. İzinsiz Gösteri adlı şiirde Yusuf imgesiyle karşımıza çıkar bu sorunun cevabı. Sığınmak adlı şiirde ise uzlete inanmak, insana, bakiyesiz dostluklara, bir kalbe, merhamete diyerek cevap verir. Ona göre insan, insanın kurdu değil, insan insanın miracı, insan insanın besmelesidir.

“Sahi Ben Niçin Şiir Yazıyorum”

“Kıyısız bir yaradan sızdık” derken Başaran için şiirin tekabülü çoktur. Modern insan hallerini tahlil ederken, gösterişlerle hakikatin üstünü örtmeye çalışanların hali, insanlığın kendisini tüketmesi, yaşamın yaralar açması, dünyadaki gurbet hissi, acziyetin farkında olmak hepsi şiirdir Başaran için. Yaratılış hikmetini kavrama, Yaradana ulaşma çabası içerisinde şiir bir eylem, bir mücadele alanıdır Ona göre.

Başaran şiirin aykırılığını, farklı ses ve seslenme kabiliyetini izinsiz bir gösteri çağrışımıyla okura sunuyor. Okur elbette şiirdeki imgesel ifadenin bu gününe yaslanan şairin ne demek istediği konusunda birden fazla anlam ve algı sayesinde kendi zihninde tartmaya çalışacak, şiirle daha güzel bir dünyaya sığınacaktır.

Ahmet Edip Başaran, İzinsiz Gösteri, Profil Yayınları 

Meryem Dalğıç yazdı

YORUM EKLE