W. Montgomery Watt, Batı’da İslam hakkında yazı yazan önde gelen oryantalistlerden… Peygamberimizin (s.a.v.) hayatını Mekke ve Medine dönemi olmak üzere iki ayrı bölümde inceleyip yazan ve sahasında klasikler arasına girmiş önemli eserler hazırlayan bir müellif… Cachia ise Columbia Üniversitesi’nde Ortadoğu Dilleri ve Kültürleri bölümünde profesör… Bu iki önemli isim, ilk baskısı 2001 yılında W. M. Watt’ın da emekli olduğu Edinburgh Üniversitesi Yayınları tarafından neşredilen “A History of Islamic Spain” adlı eseri hazırladılar. Bu eser “Endülüs Tarihi” adı altında Türkçeye tercüme edildi ve bu yıl Küre Yayınları tarafından yayınlandı.
Üç mühim soru
Eser, üç mühim sorunun cevabına katkıda bulunmak ve bu cevaplar ekseninde Endülüs üzerinde derinlemesine yapılacak araştırmalara bir çıkış noktası teşkil etmek gayesinde. Endülüs’ün büyüklüğü geride bıraktığı yapıların zarafetinde ya da klasik kitaplar arasında sağlam bir yere sahip olan ilmî, felsefî ve edebî eserlerinde midir? Endülüs, geniş bir sahaya yayılmış olan İslam kültürünün bir parçası mıdır, değil midir? Şayet parçası ise bu kültür ile ilişkilerinin niteliği nedir? Ve son olarak Endülüs, Avrupa’ya tam olarak ne kazandırmıştır? İşte bu sorulara verilmeye çalışılan cevaplar aynı zamanda eserin muhtevasını oluşturmaktadır. Hatta müellifler, bu tür soruları gündeme taşıyarak onları yanıtsız bırakmanın bu kitabın hedeflerinden biri olduğunu da ifade etmişlerdir.
Yüksek ve çekici bir medeniyet
Kuzey Afrika’ya ulaşan ve Kayravan gibi önemli şehirleri ele geçiren Müslümanların niçin güneye, Afrika içlerine doğru değil de kuzeye ilerlediklerini ve bölgenin fethini kolaylaştıran sebeplerin teferruatlı tetkikini eserde bulabilmek mümkün.
Müellifler, fethin ardından geniş bir İspanyol kitlesinin İslam’ı kabullenmesindeki ana etkeni İslam’ın daha yüksek ve oldukça çekici bir medeniyetle özdeşleşmiş olmasında bulmaktalar. Öyle ciddi bir yükseklik ki İslam devletinde kalmayı tercih edip de kendi dinlerini muhafaza eden Hıristiyanlar dahi Araplaşmışlar anlamına gelen musta’rib ismi ile müsemma olmuşlardır.
Bizim gençler Arapça konuşuyor!
Musta’ribler demişken 854’te bir Hıristiyan yazardan günümüze kalan ve dönemin entelektüel ortamının resmini çizen ifadeler önemlidir. 854’te bir Hıristiyan yazar, Hıristiyan gençlerinin Arap belâgatini kullanmadaki başarılarına karşın Hıristiyan cemaat arasında dostunun halini hatırını sormak için anlaşılır bir mektup yazabilecek bir kişi bile bulmanın çok güç olduğundan müştekidir. Her mısrası aynı harflerle sonlanan şiirler yazabildikleri gibi bu şiirlerde vezni kullanmadaki maharetlerinin Müslümanlardan bile daha yüksek olabildiğini ifade etmiştir. Bu pasaj, Hıristiyan olarak kalmalarına rağmen Endülüslü Hıristiyanların Arap medeniyetine duydukları hayranlığın boyutlarını ortaya koymaktadır.
Doğu, Endülüs’ün kültürel kılavuzu
Eserde Endülüs’ün siyasi ve askerî tarihi kadar sanatına, ilmî ve fikrî atmosferine de yer verildiğini ifade etmek sanırım yanlış olmaz. Özellikle Endülüs’te tarihi seyir içerisinde edebiyat; edebî türler ve eserler teferruatlı incelenmiştir. Müveşşah ve zecel gibi Endülüs’te gelişen şiir türlerine, ansiklopedik mahiyette eserler olan edeb kitaplarına, hikâyede makâme türüne, İbn Tufeyl’in felsefi görüşlerini de içeren eseri Hayy bin Yakzan’a ve İbn Hazm’ın Güvercin Gerdanlığı’na kadar pek çok türe ve esere değinilmiştir. Eserde Endülüs ile ilgili ifade edilen muazzam gerçek ise şudur ki, Doğu ile arasında sürekli bir siyasî rekabet olmasına rağmen, o yine de kültürel kılavuz bulmak amacıyla yüzünü Doğu’ya çeviriyordu.
Hıristiyan İspanya’yı güçlü kılan Reconquista!
Reconquista, Hıristiyanların Endülüs’ü Müslümanlardan geri alma hareketine verilen isimdir. İşte Hıristiyan İspanya’nın Müslümanlar karşısında var olma mücadelesinin gerekliliği onları süreç içerisinde güçlü kılmıştır. Ve hatta müelliflere göre İspanya ruhunu Reconquista’da bulmuştur. İşte bu zaviyeden bakıldığında kitapta cevap aranan sorulardan biri olan Endülüs’ün Avrupa’ya ne gibi katkıları olmuştur konusu aydınlanmaya başlamış olacaktır. Bunun yanı sıra Yunan felsefesi, Yunanca yazılmış eserler ve Arapça yazılmış özgün eserler Endülüs aracılığı ile Avrupa’ya ulaşmıştır.
İslam, Hıristiyan İspanya için büyük bir düşman olmakla birlikte üstün ve zengin bir maddî ve fikrî kültür kaynağıydı. Müellifler, Avrupalı okurlarının bu durumu anlayabilmelerine yardımcı olmak adına, bugün Afrika’daki yeni uluslar çağdaş Avrupa’ya nasıl bakıyorlarsa Endülüs karşısında Hıristiyan Avrupa’nın bakışının da aynı şekilde olduğunu ifade etmişlerdir.
Endülüs üzerine derinlemesine araştırma yapmak ve günümüze kadar yayınlanmış klasik ve özgün eserlerden önemlilerini görmek isteyenler kitabın sonundaki bibliyografyadan faydalanabilirler. Bu bölümde Endülüs tarihi ve edebiyatı üzerine yazılmış önemli eserler tasnif edilmiş ve eserleri tanıtıcı mahiyette kısa bilgilere de yer verilmiştir.
Muhammet Enes Midilli haber verdi