Türk Edebiyatının en velut isimlerinden Hüseyin Akın, şiirlerini uzun bir aradan sonra Ömrümün Kısa Günü adıyla Profil Yayınları’ndan kitaplaştırdı. Bugüne kadar hemen her alanda edebi eser veren Akın, Canlı Renkler adlı eserinden bir yıl sonra okuyucusuyla buluştu. Kitapta yer alan şiirler bugüne kadar birçok edebiyat dergisinde yayınlandı. Dergâh, Kırklar, Derkenar, İkindi Yağmuru ve Kardelen bunlardan bazıları.
Toplam 4 şiir kitabı yayınlayan Akın, şiir serüvenini adımlarla sürdürüyor. Kısa aralıklarla şiir kitabı yayınlamaktansa, mesafeli adımlarla ilerlemeyi tercih ediyor. Şairlerin yaşları ilerledikçe şiirsel gücünü kaybedeceğine dair bir inanç kimi edebiyat adamlarında görülmektedir. Ancak Akın’ın, Sevmek Karanfil ve Kiraz eseriyle başlayan şiirsel serüveni, Hüsrev Hatemi Hocanın dediği gibi, “Son şiirlerinde çok üst seviyelere çıktı” Diğer bir ifadeyle, kaybolması beklenen gücü daha da arttı. Bu niteliksel artışı İtibar Dergisi’nde yayınlanan şiirlerinde de görebiliriz.
Kitabın sayfalarından
Ömrümün Kısa Günü iki bölümden oluşuyor. Yoklama Kaçağı ve Arka Bahçe. İlk bölümde 21, ikinci bölümde 6 şiir olmak üzere toplam 27 şiirden müteşekkil. 60 sayfalık kitap Fotoğraf şiiriyle başlıyor. İlk Dergâh Dergisi’nde okuduğum bu şiir, zaman ve insan ikilemini işlemiş. Salt duygu ve akılcı dizelerden meydana gelen bir şiir. Kitapta yer alan son şiir şair Haydar Ergülen’e ithaf edilmiş. Eksik Şiir adıyla kitapta yer alan son şiiri, şairler arasındaki şiirsel akrabalığa da işaret ediyor.
Şiir ömrü uzatıyor
Kitapta dikkat çekici diğer husus, kitabın kapağında yer alan sarı yaprak. Bunu ilk bakışta bir kelebek gibi algılasak da, kelebeğin ömrü kısa olurdan mütevellit, dalında kurumuş bir yaprak görüyoruz. Ömür kısadır, ömrün içinde günler daha da kısa. Hüseyin Akın, hayatın faniliğine karşı insanın ömrünü uzatan bir şey yaptı. Ömrünün bu kısa günlerini bu kitapla okurlarına sundu…
Kitabı Beşiktaş’ta okuduğumda kulağımda şu dize kaldı: Mutluluktu o, gelir ara sıra bizde kalırdı…
Orhan Özekinci, güzel günler göreceğiz dedi
Hüseyin Akın'ı kuşağındaki şairlerin tamamından ayıran tarafı hesap kitap yapanlardan, kindarlık yapıp duranlardan, yıkama-yağlama ustalarından olmamasıdır. Sahte dövüşlerde ve adam kayırmalarda yer almaz. Bu yüzden, bu çirkefe dahil olmadığından belki, şiiri ötekiler kadar belirgin, seçik değilmiş gibi görünür; hakikatte onun debdebe çıkaranlardan farkı, hakkında -iyi ya da kötü- konuşulmasını sağlamak için kılını kıpırdatmamasından gelir.