Hilafetin Kaldırılmasına Dönemin Fikir Adamları Ne Tepki Verdiler?

Halifeliğin kaldırılmasını siyasal ve diplomatik kaynaklardan okumak mümkündür. Peki, halifeliğin kaldırıldığı dönemde, gazeteciler, fikir adamları ne tepki verdiler? Neler yazdılar? Bu kaynaklara ulaşabileceğimiz bir kitap yayımlandı yakın zamanda: Milli Hakimiyet ve Hilafet. Sedat Palut yazdı.

Hilafetin Kaldırılmasına Dönemin Fikir Adamları Ne Tepki Verdiler?

XIX. yüzyıl Osmanlı Devleti için oldukça zor bir yüzyıldı. İlber Ortaylı hocanın tabiriyle devletin en uzun yüzyılıydı. Yapılan savaşların önemli bir kısmı kaybedilmişti ve devlet borç içinde idi. Duyun-u Umumiye kurulmuş, devletin ekonomisi dışarı bağımlı hale gelmişti. Bu sürecin devamında yönetim arayışları, İttihatçıların çabaları, II. Abdülhamit’in devrilmesi ve XX. yüzyılın başında İttihatçıların çabaları ile devletin kendisini savaşlar içinde bulması…

Osmanlı Devleti, XX. yüzyılda güngörmüş bir ihtiyar gibiydi. Lakin çevresindeki modern gençlerin bu güngörmüş ihtiyarı dinlemeye niyeti yoktu. Bu sebeple bu ihtiyarın ölmesi kolaylaştı, sadece savaşların getirdiği yorgunluktan değil, yalnızlıktan da aynı zamanda.

Milli Mücadele dönemi ile Osmanlı hanedanının toplum üzerindeki hakimiyeti azaldı ve 1922’de saltanat kaldırıldı. Saltanatın kaldırılmasının üzerinden çok geçmeden 1924 yılında Osmanlı hanedanı yurt dışına sürüldü. Kaldırılmasında neler etken olmuştu? Cumhuriyet ilan edilmişti. Dönemin halifesi Abdülmecit, İsmet Paşa ile görüşmesinde kendisine tahsis edilen paranın artırılmasını istemişti. Mustafa Kemal, İsmet Paşa’nın bu durumu kendisi ile paylaşması üzerine, çektiği telgrafta halifenin gezilerini, Cuma alaylarını eleştiriyor ve bulunduğu makamın tarihsel bir anı olduğunu hatırlatıyordu.

1924’te hilafetin kaldırılması sürecinde halife Abdülmecit önce buna inanmıyor, lakin ardından özellikle Batı’nın oyunlarına parça olmamak adına verilen karara uyuyor. “Madem ki milletin ve memleketin saadet ve selameti için çalışıyorsunuz. Allah muvaffak etsin. Bütün düşüncem, milletin kararı karşısında mütabaat etmektir. Millete duacıyım. Şimdilik İsviçre’ye gidiyorum. Yabancı ihtiraslara alet olmayacağım,” dediği rivayet edilmektedir.

Halifeliğin kaldırıldığı dönemde, gazeteciler, fikir adamları ne tepki verdiler?

3 Mart 1924’te çıkarılan kanunla sürgün edilen 155 kişilik Osmanlı hanedanı özel izinle İsviçre’ye gitmişti. Kadınlar için 1952’de Adnan Menderes döneminde çıkarılan kanunla kadınların hakları iade edilerek Türk vatandaşı olmalarına izin verildi; 1974’de Bülent Ecevit döneminde Osmanlı ailesindeki erkekler bu haklara sahip oldu. Padişah torunlarından bir kısmı Türkiye’ye döndü.

Mustafa Kemal, halifeliğin kaldırılması sürecini bir Fransız dergisine şu açıklama ile değerlendirmiştir: “Tarihimizin en mutlu dönemi hükümdarlarımızın Halife olmadıkları zamandır.”

Halifeliğin kaldırılmasını siyasal ve diplomatik kaynaklardan okumak mümkündür. Peki, halifeliğin kaldırıldığı dönemde, gazeteciler, fikir adamları ne tepki verdiler? Neler yazdılar? Bu kaynaklara ulaşabileceğimiz bir kitap yayımlandı yakın zamanda: Milli Hakimiyet ve Hilafet. Erol Kılınç’ın hazırladığı kitap, Ötüken Yayınları arasından çıktı. Kılınç kitabın sunuşunda, “Bu kitap, TBMM Hükümeti Matbuat ve Neşriyat Umum Müdürlüğü tarafından neşredilmiştir. Meclis’in ve zamanın yönetiminin Hilafet hakkındaki karar ve görüşlerini, alınan kararlarına gerekçelerini, tenkitlere verilen cevapları, hâlâ değerli fikir ve mütalaarı içine alan bir kitaptır,” diyor.

Kitap, halifeliğin kaldırılması döneminde yaşamış gazeteci, devlet adamı, siyasetçi vb unsurların yazılarının derlemesinden oluşuyor. Örnek vermek gerekirse yazılarda Ziya Gökalp, Ahmet Ağaoğlu, Hoca Ahmet Rasih, Hoca Ubeydullah Efendi, Yunus Nadi, Falih Rıfkı, Celal Nuri gibi önemli isimlerin imzası bulunmaktadır.

Farklı siyasi görüşe sahip yazarlar yer alıyor seçkide

Yazılardan birkaç örnek paylaşmak istiyorum. Dönemin önemli şahsiyetlerinden Ahmet Ağaoğlu yazılarının birisinde, Peygamber (s.a.) dönemindeki istişareye dikkat çekiyor. Arap Yarımadasında idari durumların şura ile çözüldüğünü belirtiyor: “Tüm kabilelere müştereken aid olan mes’eleler, mutlak “Daru’n Nedve”de şura tarafından bakılıp halledilirdi.” (S.20) Yazısının devamında Hilafetin olduğu bir rejimde bu şura’nın yer almadığını ve Peygamber (s.a.) döneminden geride kaldığımızı ifade ediyor. Ayrıca şunu da ekliyor: “İslamiyet’in zuhuru ile İslamlar arasındaki ilk teşekkül etmiş olan hükümet şekil itibariyle halkçı bir cumhuriyetten başka bir şey değildi.” (S. 31) Yine kitaba eklenen farklı bir yazısında Ağaoğlu, saltanatı, Türk milletinin vücudundaki bir yaraya benzeterek, kaldırılmasıyla Türk toplumunun rahatladığını ifade ediyor.

Dönemin önemli isimlerinden Hoca Ubeydullah Efendi “Hilafet-i Sahiha” başlıklı yazısında, hilafet ile saltanattaki işlevin ülkeyi idare etmek olduğunu, günümüzde de bu görevi TBMM hükümetinin yaptığını ifade ediyor. Saltanat ile hilafete ülkenin ihtiyacı kalmadığını söylüyor.

Cumhuriyet Gazetesi’nin kurucusu Yunus Nadi de seçki içinde yer almıştır. Ona ait “Hükümet ve Hilafet” başlıklı yazıda Nadi, padişah Vahdettin’in İstanbul’dan kaçarak İngilizlere sığındığını, “Türklük izafesi cesaretin kendinde bulmamış, kendisinin İngiliz tarifi veçhile olsa olsa sureta bütün İslamların Halifesi olduğunu iddia etmek cür’etinde bulunmuştur,” ifadesini kullanarak halifeliğin önemini kaybettiğine dikkat çekmiştir. (S.97)

Falih Rıfkı Atay, halifeliğin kaldırılmasını bir bayram olarak nitelendiriyor. “Asıl Bayram Bugündür”, başlıklı yazısında “bu inkılabın manası şudur ki, bedbaht Türk anaları, bundan sonra, fakir kulübelerde sefaletten kan sızan memelerinizle emzirdiğiniz çocuklar, siz istemedikçe ölmeyecektir,” ifadelerine yer vermiş. (S.104)

Kitap yukarıda paylaştığım gibi örnek yazılardan oluşmaktadır. Milli Hakimiyet ve Hilafet kitabı, saltanatın, özellikle hilafetin kaldırılmasının Türk basınına nasıl yansıdığını okurla paylaşıyor. Farklı siyasi görüşe sahip yazarlara da yer verildiği için önemli bir derleme. Lakin kitapta yer alan metinlerin sadeleştirilmemiş olması, bazı yerlerde okumayı zorlaştırmaktadır.

Sedat Palut

YORUM EKLE