Her devrin sanık koltuğunda idi Serdengeçti

B. Zakir Avşar, hazırladığı 'Dava Dergiciliğinde Bir Örnek: Serdengeçti Dergisi' adlı kitabıyla bir dava dergisi ve bir dava delisi adamı, Osman Yüksel Serdengeçti'yi bizlere yeniden hatırlatıyor.

Her devrin sanık koltuğunda idi Serdengeçti

Dava, dava adamı, dava dergiciliği… Günümüz koşullarının haz ve hıza dayalı işleyişinde unutulan ya da hatırlanmak istenmeyen kavramlar. Tüketimi, ciddiyetsizliği, boş şeyleri hayatının merkezine alanlar için çok fazla anlam ifade etmiyor bir dava sahibi olmak. En büyük dava maddi alanda en fazla kazanımı sağlamak olarak kodlanmış bugün. İnsanlar karşılığını görmediği, karşılığında maddi bir değere sahip olmadığı şeylerin peşinde koşmuyor. Arkadaşlıklar, dostluklar faydacı temeller üzerinde yükseliyor. Başarmak günümüzün en büyük miti. Kaybetmek, kaybedenlerden olmak en büyük ayıp olarak üzerimize yapışıyor. Güdülen bütün siyasetler iktidarı ele geçirmek hevesinde. İdeallerin ancak iktidarlara intibak sağladığı oranda değerli olduğu bir sosyo/kültürel ortam, yolunda ölünecek, uğrunda delirecek ideallerin, sevdaların olmadığı…

Böyle bir vasatta B. Zakir Avşar, hazırladığı “Dava Dergiciliğinde Bir Örnek: Serdengeçti Dergisi” adlı kitabıyla bir dava dergisi ve bir dava delisi adamı bizlere yeniden hatırlatıyor. Evet, çıkardığı dergiyle kişiliği birbirinden seçilmeyen, derginin adı zamanla kendi soyadına dönüşen Osman Zeki Yüksel anlatılıyor. Biz Onu Osman Yüksel Serdengeçti olarak tanıyoruz. Kelimenin gerçek anlamıyla serden geçen biri var karşımızda. Hilesiz, hurdasız, hilafsız… Osman Yüksel’in dünya malı namına hiçbir şeyi yok. Malını mülkünü eşiyle dostuyla, öğrencileriyle, gariplerle paylaşmış. Hatta bütün mirasını Türk Edebiyatı Vakfı’na bağışlamış, bu vakfın Türk/İslam dünyasına hizmet eden bir kurum olduğu düşüncesiyle...

Derginin birçok sayısı birden fazla baskı yaptı

Kitap, Kurgan Edebiyat Yayınları tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlandı. B. Zakir Avşar geçmiş yıllarda da Osman Yüksel Serdengeçti ve dergisi üzerinde çalışmalarıyla tanınan değerli bir iletişimbilimci. Serdengeçti’nin vefatının onuncu yılında “Serdengeçti Yazıları” adı altında üç cilt kitap hazırlıyor. Bu kitaplar için aynı zamanda uzun bir sunuş yazısı da var. Yazarın muradı kendi ifadesiyle Serdengeçti’nin aziz hatırasını yâd etmek ve onu yeniden hatırlatmak. Elimizdeki bu çalışmasında da aynı niyetler söz konusu. Osman Yüksel, zor zamanların gür seslerinden. Bırakın konuşmayı, soluk alıp vermenin bile suç sayıldığı, muhalif seslerin yok edildiği bir dönemde özgürlüğün, sivilliğin, Anadolu halkının çığlığı oluyor Serdengeçti dergisi. Osman Yüksel Serdengeçti’nin Türkiye’nin özgürlük, demokrasi ve sivil siyasi tarihinin gelişiminde büyük yeri var. Bu alan Kemalistler ve sosyalistler tarafından parsellendiğinden ne yazık ki Serdengeçti layığınca hatırlanmaz, adına rastlanmaz.

Dava Dergiciliğinde Bir Örnek: Serdengeçti Dergisi” adı verilen kitap, 1947’den 1962’e kadar ancak 33 sayı yayınlanabilen, birçok sayısı birden fazla baskı yapan, ülkemizin gündemini belirleyen, içinde siyaset ağırlıklı olmak koşuluyla edebiyat, şiir, mizah, sanat, tasavvuf, din, felsefe, sosyoloji gibi birçok branşlarda yazı yayınlanmış dergiyi ele alıyor. Üç bölüm var kitapta. Zakir Bey’in Serdengeçti ve dergi hakkındaki önemli ve derinlikli yazısı, Serdengeçti dergisinin içeriği (dergide yayınlanan yazıların adları), dergiden seçilmiş yazılar.

Yazarın, Serdengeçti ve dergisi hakkındaki değerlendirmelerini okuduğumuzda gerçek bir dava adamı profili çıkıyor karşımıza. Daha lise yıllarında bir mücadele adamı. Milliyetçi, mukaddesatçı… Korkusuz, hesapsız… Tek Parti diktatörlüğüne karşı alabildiğine dik duruş. Millî, içtimai… O, Dil Tarih Coğrafya Fakültesinden atılır ve “Milli Şef” İsmet İnönü dönemindeki “milliyetçi” avından payına düşeni alır. O zamanların idaresi batıcı, sözde laik, din düşmanıdır. Kendi görüşü dışındaki herkesi cezalandırır. Osman Yüksel de tabutluklarda ve işkencehanelerde binbir zulüm ve haksızlığa uğrar. Derginin doğru düzgün bir idare merkezi olmaz. Her sayıda başka bir adres var. Derginin doğru düzgün sürekliliği olmaz. Ya Serdengeçti hapistedir ya da dergiyi basacak matbaa bulunamamıştır. Periyot belli değil. Para bulundukça ve Serdengeçti dışarıda oldukça dergi çıkar. Dergide yazılan yazılar mahkemeler, tutuklanmalar, soruşturmalar, toplatmalar, dergiyi kapatmalar anlamına gelir. Osman Yüksel elindeki avucundakini de bu yolda harcar. Bir kazanç mevzubahis değildir bu işlerde. Aksine hep cebinden gider.

Hamdolsun her devirde nasibimizi aldık”

Dergideki yazıların büyük çoğunluğu Serdengeçti’ye ait. Birçok müstear isimle de yazılar yayınlar dergide. Milliyetçi, dindar kesimden de yazarların yazıları ve şiirleri yayınlanır. Nurettin Topçu, Fethi Gemuhluoğlu, Nihal Atsız, Necip Fazıl Kısakürek, Nevzat Yalçıntaş, Bekir Berk, Peyami Safa, Hüseyin Üzmez, Yavuz Bülent Bakiler, Mehmet Altınsoy, Ali Fuat Başgil, İsa Yusuf Alptekin, Mehmet Kaplan, Arif Nihat Asya bu yazarlardan bazıları. Derginin her sayısında hükümetin yanlışları, gidişatın bozukluğu, ahlakî dejenerasyon bütün ayrıntılarıyla yazılır, çizilir.

Osman Yüksel Serdengeçti hiçbir devrin, partinin, ideolojinin, grubun, kliğin adamı olmamış. O yüzden her devirde gadre uğramış, baskı görmüş. Milletvekili olmasına rağmen bile sıkıntıları bitmemiş. Kendisi bunu şöyle açıklıyor: “Hamdolsun her devirde nasibimizi aldık. Hem C.H. Partisi, hem D. Parti, Hem M.B.K. devrinde hapishaneleri boyladık. Hem de kaç defa… Hakikati ketmedemediğimizden, ayıya dayı diyemediğimizden her üç devrin de sanığı olduk… Bilhassa Birinci İnönü muharebesinde, Birinci İnönü devrinde çok hırpalandık, müteaddit yaralar aldık fakat ölmedik. Şimdi A. Partisi’ni yedek bir malzeme gibi kullanan İkinci İnönü devrine giriyoruz. Çalışma ve mücadele bizden, muvaffakiyet Allah’tan…”

Kitabın son bölümünde dergiden seçilmiş yazılar ve şiirler yer alıyor. O zamanın atmosferini tanımak açısından önemli. Yazılar siyasi ortamı, Türkiye gündemini anlamaya yardımcı oluyor. “Yolumuz-Bizim Milliyetçiliğimiz” yazısı neredeyse derginin dayandığı fikri tabanı bizlere işaret ediyor. Gerçek milliyetçilik, fedakârlık, dava adamlığı tüm çıplaklığıyla ortaya konuyor. Merasim milliyetçiliği karşısında sahici bir anlayış dile getiriliyor.

Bir dava dergisi olarak “Serdengeçti”, yayınlandığı dönemlerde büyük ses getiriyor. Yayınlandığı on beş yıl boyunca elli yedi defa mahkemeye veriliyor, Osman Yüksel yedi kere hapse giriyor, hakkında sayısız davalar açılıyor. Evet, zor zamanlarda Müslüman Türk milletinin sesi soluğu oluyor Serdengeçti dergisi. Doğal olarak milletin karşısında yer alan ve millete buyurganlık yapanların hoşuna gitmiyor bu durum. Gücü elinde bulunduran, millî ve içtimaî hayatın düşmanları ellerindeki her türlü imkânla bu sesi boğmaya çalışıyor. Bir dava adamı olan Osman Yüksel susmuyor, susturulamıyor.

B. Zakir Avşar Bey’in hacmi küçük, içeriği kocaman kitabı bizlere bir tarihin kapılarını aralıyor. O kapıdan girip olana bitene bakmak lazım. Orada bu milletin makûs kaderi görülecek. Milletin gerçek çilekeşleri…

Muaz Ergü yazdı

YORUM EKLE