İslam Tarihi’nin en ağır vakalarından biri olan Kerbela Olayı, Muharrem ayındadır. Bu mübarek ay ki literatürde “haram aylar” olarak bilinen dört aydan biridir. Cahiliye döneminde dahi hürmet edilen bu aylar, muhterem kabul edilmiş ve bu aylarda savaşmak haram kılınmıştır. Sadece düşman saldırılarına karşı kendini müdafaa etmek kaydıyla savaşa müsaade edilmiştir. Kerbela Olayı’nın başladığı 10 Muharrem tarihi itibariyle de bu haram ayda, Hz. Peygamberin (s.a.) gözbebeğine karşı kılıç çekip mızrak ve ok atmanın ümmetin bağrında sebep olacağı oyukları görürüz. Sadece müdafaa amaçlı savaşa müsaade edilmiş olan bu ayda İmam ve arkadaşları müdafaa cephesinde olmuşlar ve savaşı başlatan taraf olmaktan bizzat İmam’ın gösterdiği itina ile uzak durmuşlardır.
Kerbela’yı anlatan bir kitap
"Korku ve endişe, açlık ve susuzluk, mülk ve servet, hayat ve çoluk-çocuk hepsi insanlar için acı birer imtihan. Kerbela’nın bîçare kahramanı tüm bu acıları birbiri ardına yaşamış, Allah’ın iradesini kendi kişisel seçimine, Hakk’a bağlılığı hayat ve hayatın lükslerine tercih etmiştir." Hz. Hüseyin ve yanında şehadet tacı giyen arkadaşları ile ilgili, doğrudan vakayı anlatan ya da tarihi-felsefi yorumlar sunan yüzlerce kitap, makale, yayın buluruz. Makteller, ağıtlar, bestelenip okunmuş onlarca eseri de ruhumuzun hiç de yabancısı olmadığı sesler olarak sinemize basarız. Ve tüm bu yazınsal, görsel ve işitsel eserlerle o ağır vakayı anlamaya, anlatmaya ve her an diri tutmaya çalışırız. Bu bağlamda “Hz. Hüseyin Bir Uyarı/Bir Sembol” isimli kitaptan bahsetmek istiyorum.
Neler var kitapta?
İlk baskısı 1982 yılında Pınar Yayıncılık sonraki baskıları ise Beyan Yayınları tarafından yapılan kitap, üç makale ve bir şiirden oluşur. Toplam yüz sayfalık küçük bir risale olmasına rağmen, Kerbela Olayı’nı yeniden düşündüren, Hz. Hüseyin’in davasını en baştan ve doğru bir şekilde anlamamızı sağlayan uyarı ve ipuçları buluruz. Farklı yaklaşımlar ve farklı boyutlarıyla Kerbela Olayı’nı ele alan bu üç ayrı makalede, Kerbela Olayı kısaca özetlenmiş olup hilafet makamının ehemmiyetinden ve halifenin İslam Devleti Yasalarınca ve Hulefa-i Raşidin zamanındaki belirlemeler göz önünde bulundurularak nasıl belirlenmesi gerektiğine, Hz. Hüseyin’in Medine’den yola çıkışından Kûfelilerce yüzüstü bırakılmasına, Muaviye’nin yerine oğlu Yezid’i halife tayin etmek için gösterdiği çabadan Hz. Hüseyin’in niçin biat etmediğine, İslam Devleti Yasasının yöneten ve yönetilene yüklediği sorumluluklardan bu yasaların çarpıtılmasına, Hz. Hüseyin’in şehid edilmesi ve bu olayın Müslümanların hayatına yüklediği anlam ve sorumluluklara kadar pekçok mesele ve daha birçok konu Kerbela Olayı bağlamında ele alınmıştır. Müslüman olmanın Kerbela Olayı karşısında yüklediği misyonu hatırlatan bir çalışma olarak önümüzde durur bu eser.
“Bu dünyada her şey gelip geçicidir. Fakat bir şehid iyi ve hayırlı kişiler için her zaman canlı bir ilham kaynağı olarak kalır.”
Mevlana Ebu’l-Kelam, Zahir Hüseyin Han ve Ebu’l-A’la Mevdudi’nin Kerbela Olayı’na yaklaşımlarının anlatıldığı bu makalelerin yanında kitap Muhammed İkbal’in “Kerbela Olayının Sırrı” şiiriyle hitama erer.
Yavuz Ertürk haber verdi