Fark Etmeyi ve Şükretmeyi Telkin Eden Bir Kitap

Fatih Turanalp’in ‘Düşünüyorum da’ adlı kitabı Beykoz Çocuk Kitapları Fuarı’nda dikkatimi çekti ve hemen aldım. Güzel bir kitap olduğunu anlamak için elinize almanız ve birkaç dakika okumanız yeterli. Mehmet Ali Başaran yazdı.

Fark Etmeyi ve Şükretmeyi Telkin Eden Bir Kitap

Nitelikli bir çocuk kitabı için yazan, resimleyen ve yayınlayan üçlüsü birlikte iyi iş çıkartmalı, hiç şüphesiz. Fatih Turanalp’ın yazdığı, Nurten Deliorman’ın resimlediği, Nar Çocuk tarafından yayınlanan “Düşünüyorum Da…” adlı kitap “işte bu!” dedirtecek kaliteli bir eser.

Yayınevi güçlü (sert, ciltli) bir kapak ve kalın kâğıt kullanmış. Belli ki, işin hakkının verilmesi için gerekli masraftan kaçınmamış.

Resimleyen, bu işin okulunu okumuş, farklı yayınevlerinden çıkan on sekiz kitapta imzası bulunan, ödüllü bir isim. Cana yakın, sevimli bir çizgisi var. Metnin elinden tutan, yer yer onu –hayal gücünün peşinde- koşturan betimlemeler ortaya koymuş. Kaleminden sevgi ve tebessüm damlıyor adeta.

“Düşünüyorum Da…” yazarın üçüncü kitabı. Çocuk gerçekliği, çocuk bakışı ile kaleme alınmış, sekiz yaş ve üzeri için uygun, deneme türünde bir eser. “Kedi Miyavları”, “Ezan Kitabı”, “Yeryüzü Halısı” gibi 14 temada, paragraflar halinde ele alınmış. Çocuk edebiyatının özellikleri ve hedefleri doğrultusunda…

Nitelikli bir çocuk kitabı nasıl olur?

Çocuk kitaplarında yazarın okuru ile aynı hizadan konuşup konuşmadığına bakmak lazım. Yazar yukarıdan, otoriter bir dille konuşuyor, deyim yerindeyse, ahkâm kesiyorsa, öğrencisini hizaya sokmak için parmak sallayan bir öğretmene dönüşmüş demektir. O vakit, geçmiş olsun!

Turanalp bu hataya düşmediği gibi, okuruna tek seçenek sunup onu -dayatırcasına- işaret ediyor da değil. Metnini paylaşıyor; düşünmeye ve hayal etmeye davet ediyor. Zaten, nitelikli bir çocuk kitabı, okurun hayal kurma becerisini, farklı düşünebilme yeteneğini geliştirmeli, onun iç dünyasını zenginleştirmeli değil mi?

Bu nitelik meselesi, her alanda olduğu kadar, hatta daha fazla, çocuk edebiyatı alanında dikkate alınmalı. Neden mi? Bir kitap medeniyetinden bahsediyorsak, çocuklarımıza kitap ve okuma sevgisi kazandırmak elzem de onun için. Yoksa, çocuklarımızı bilgisayar oyunlarına, zararlı televizyon dizilerine kaptırmaya ve şikayet edip durmaya devam edeceğiz.

“99 Soruda Çocuk Edebiyatı” adlı derlemesinde Mustafa Ruhi Şirin, “Çocuk edebiyatını çocuk edebiyatı yapan öncelikler nelerdir” sorusuna cevaben şöyle diyor: “Çocuk bakışını sanatçı bakışıyla bütünleştirebilen yazar ve çizerler gerçek çocuk kitabı yazar ve çizerleridir. Çocuk edebiyatının yerini ve önemini bu yazar ve çizerler belirler. Çocuğu ciddiye alan, zor olanı başaran yazarlık ve çocuk bilinci oluşmuş çizerler çocuk edebiyatını hafife alınmaktan kurtarabilir.

Fark etmeyi ve şükretmeyi telkin ediyor

“Düşünüyorum Da…” çocuğu ciddiye alan zihniyetin ürünü bir eser. İki kapak arasında üst düzey bir özeni barındırmasıyla öne çıkıyor. Fark etmeyi ve dolayısıyla şükretmeyi içten içe telkin ediyor.

Ay bile gündüz vakti gözden kaybolur. Güneş bile kışın tatile çıkar. Gece olur, gündüz olur, tıngır mıngır döner dünya ama kimse sormaz ona, ‘Yoruldun mu? Uykun geldi mi?’ diye. Ne yazık ki dünyanın yerini bırakabileceği biri yoktur. Bilir çünkü; o uyursa dünya durur.”

Fatih Turanalp, Düşünüyorum da…, Nar Yayınları

Mehmet Ali Başaran

YORUM EKLE

banner36