Cihat Albayrak’tan bir ilk roman: Huzur Koleksiyoncusu

"Hayal Bilgisi Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Cihat Albayrak’ın ilk romanı; Huzur Koleksiyoncusu Okur Kitaplığı etiketiyle okurla buluştu." Ayşe Ünsal yazdı.

Cihat Albayrak’tan bir ilk roman: Huzur Koleksiyoncusu


“Ömrün, yaz mevsimini özleyerek geçtiği şehirde seksenli yılların başında, kışın en sert geçtiği günler. Gölün kuzey ucunda, dalgaların bile dinlenmek için mola verdikleri bir şehir. Ekşi erikler bütün olarak çaya atılıp kıtlama şekerle içilir. Nineler yün eğirir, çorap örer torunlarına; yaşlılık ne kadar eskitirse eskitsin hatıralarını, neşelenince bir hafıza kartı takılmış gibi beyinlerine, milyon tane masal vardır heybelerinde.”

Hayal Bilgisi Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Cihat Albayrak’ın ilk romanı Okur Kitaplığı etiketiyle okurla buluştu.

Çocuk edebiyatı alanında eserleri bulunan, ayrıca İyilik Ajandası adlı çalışmasıyla sosyal sorumluluk alanında bir kaynak esere de imza atan Albayrak, ilk romanı olan Huzur Koleksiyoncusu’nda, aile içi şiddet sebebiyle çok küçük yaşlarda konuşma yetisini kaybeden bir çocuğun ilerleyen yıllarda esnaf kültürü ile büyümesini anlatıyor.

Huzur Koleksiyoncusu, baba evinin ana evine dönüştüğü bir fakirhaneyi anlatıyor. Dokunduğu her hayatı güzelleştiren Halil’in, doğumundan gençliğine uzanan öyküsü, okuru kendi huzur koleksiyonlarını oluşturabileceği bir yolculuğa çıkarıyor.

Sobanın sıcaklığının görünmez kollarıyla bizi kucakladığı zamanlara gidelim mi? Kanaviçe motifli divan örtülerinin her sabah itinayla düzeltildiği, anneanne ve babaanne okulunda eğitim hayatına başlayan torunların, yün minderlere bağdaş kurup büyüklerinden masallar dinlediği, saygıyı sevgiyi, görgüyü, yardımlaşmayı, birliği beraberliği öğrendiği gibi, mutluluğu çoğaltıp hüznü eksiltmeyi, mevsimlik işleri, oyunları, şarkıları hafızalarına almak için toprağa ektikleri hevesleri hep birlikte dinleyelim mi...

Hani o eski bayramların kolonya ve Balin şeker kokusunu doya doya içimize çekerek...

Burnumuzun direğini sızlatıp, yarının bugünden vefasız saatlerine çocukluğumuzun iğne oyalı anılarını iliştirelim mi…

Hepimizin ihtiyacı var, hatırlamaya, huzuru bahçeye ekip yetiştikçe topladığımız meyve sebze gibi kalplerimizi onunla doyurmaya...

Huzur Koleksiyoncusu bizi içinden geçtiğimiz zamana ders verecek bir hikâyeye çağırıyor. Huzurun tohumları olsa bu kadar kalbinize ekebilirdiniz. Ve hepiniz kendinizden çok parçalı bir kırk yama örtü çıkarabilirsiniz.

Biz bize ne çok benziyorduk, bence yine benzeriz.

Sizi huzura, sizi eski zamanlarımızın radyo esnemelerine, sizi zaman zaman kendi çocukluğunuza çağırıyor Huzur Koleksiyoncusu. Hadi hep birlikte kapısından buyuralım içeri, akşam ezanı okunmadan, annelerimizin bizi çağıran sesi kısılmadan evlere geri dönmek şartıyla.

Cihat Albayrak’ın kaleminden bu defa yaşı büyük çocuklara.

Ayşe Ünsal

YORUM EKLE

banner36