Cengiz Aytmatov'dan bir köy hikayesi: İlk Öğretmen

'İlk Öğretmen', Cengiz Aytmatov’un uzun bir hikayesi. Bütün başarılı uzun hikayelerde olduğu gibi, yüzlerce sayfa romana sığmayacak yoğunlukta ve etkileyicilikte. Ömer Yalçınova yazdı.

Cengiz Aytmatov'dan bir köy hikayesi: İlk Öğretmen

İlk Öğretmen, Cengiz Aytmatov’un uzun bir hikayesi. Çok uzun değil, 62 sayfa. Fakat bütün başarılı uzun hikayelerde olduğu gibi, yüzlerce sayfa romana sığmayacak yoğunlukta ve etkileyicilikte. Gerçi Cengiz Aytmatov’un neredeyse bütün hikaye ve romanları aynı özelliği taşımaktadır. Bu yüzden Cengiz Aytmatov imzalı hangi kitaba rastgelinse gönül rahatlığıyla okunabilir.

Hikaye Karadağlar’ın etekleriyle, Sarıalan bozkırının arasında kalan Kurkuruğ köyünde geçer. Burası bir Kazak köyüdür ve Sovyet yönetimine bağlıdır. Lenin ve ekibi, o yıllarda devrim yapmıştır, devrim sonrasındaki kalkınmayı planlamak, gerçekleştirmek aşamasındadır. Kurkuruğ köyünün ne yolu ne elektriği ne de suyu vardır. Köy halkı tarım ve hayvancılıkla geçinmek zorundadır. Dışarıyla hiçbir bağlantıları yoktur. Evler dağınık bir şekilde yapılmıştır; kafası esen, estiği yere ev yapabilmektedir. Köy halkının içinde okuma yazmayı bilen hiç yoktur. Orada herhangi bir okulun olmadığını söylemek bile fazla.

Duyuşen, bilgisi az ama imanı kuvvetli birisidir

Kahramanımızın ismi Duyuşen. Onu bir felsefe profesörünün kaleminden okuruz. Profesör dünya çapında ün salmış, çalışkan bir kadındır. Duyuşen’in ilk öğrencilerinden biridir. Öksüzdür, çocukluğu amcasının evinde geçmiştir. Yengesi zalimdir. Küçük, şehir hayatından çok uzak bir köyde, kız çocuğunun okuması, gerçek bir devrimdir. Aytmatov bu devrimi yazmak ister. Çünkü Duyuşen öğretmenlik eğitimi almış biri değildir. Askerdeyken okuma yazma öğrenmiştir. Devlet tarafından köyüne git ve oraya okul yap, çocukları okut diye vazifelendirilmiştir. Diğer ifadeyle Duyuşen bilgisi az ama imanı kuvvetli birisidir. Devrime inanmıştır, Lenin’e itimadı tamdır. Her şeyin daha iyi olacağına dair umudu büyüktür. Azimlidir, cesurdur, mücadeleden, fedakarlıktan bir adım geri durmaz. Ve ilginçtir, çoğu okumuş kimseden daha çağdaş düşünebilmektedir.

Profesörün ismi Altınay’dır. İbretlik bir hikayesi vardır. Geçmişini unutmaz, geldiği yeri küçümsemez. Köyünü olabildiğince sever. Sadece yengesinden biraz nefret eder. Diğer yönden köyüne, eski hayatına karşı, minnet duygularıyla doludur. Köyüne yapılan büyük okulun açılışına davet edilir. O da büyük bir memnuniyetle gelir. Ve birkaç gün fazla kalamadığı için üzülür. Hele ilk öğretmeni Duyuşen’in ismini duyduğunda heyecanlanır, kendini tutamaz. Ağlar ve coşkuyla anar onu. Ona karşı kendini suçlu da hisseder. Çünkü onu arayıp bulmadım, vefasızlık gösterdim diye düşünür. Duyuşen’de de aynı kırgınlık var gibidir. Altınay’ın okul açılışında olacağını bildiği halde, açılışa katılmaz. Katılmaması, onun Altınay ve diğer öğrencilerine karşı beklenti içinde olmadığını, makam, mevki veya mal mülk peşinde koşmadığını gösterir.

Mutlu son yoktur, çünkü sona giderken insanlar unutulmaz yaralar alır

Aytmatov, İlk Öğretmen’i sade, akıcı bir üslupla yazar. Cümleleri kısadır. Hikayeyi tasvirlerle yormaz, olaya dönük bir anlatımı vardır. Zaten seçtiği biçim de bunu gerektirir. Hikayenin omurgasını Altınay’ın mektubu oluşturur. Mektupta öyle uzun diyalog ve tasvirlere yer verilmez. Olay olduğu gibi, en kısa ifadelerle, en kısa yoldan aktarılmaya çalışılır. Burada Aytmatov’un gerçekçiliğiyle de karşılaşırız. O, hiçbir şeyi idealize etmeden, bütün trajikliğiyle vermeye çalışır. Bu yüzden İlk Öğretmen’de ve diğer hikaye ve romanlarında olayları, şahısları eğip bükmez, bazı şeyleri kasten iyi veya kötü göstermeye çalışmaz. Onun için iyi iyidir, kötü kötüdür. Hiçbir şey tamamen iyi veya kötü değildir. Köyden iyi insanlar da çıkmıştır; Duyuşen ve iki ihtiyar buna örnek. Kötü insanlar da çıkmıştır; Altınay’ın yengesi ve çocuk yaştaki Altınay’la evlenen zengin ve şişko adam. Aytmatov’un gerçekçiliği, a inanmamasıyla da ilgilidir. Mutlu son yoktur, çünkü sona giderken insanlar unutulmaz yaralar alır. Aytmatov için bütün sevinçler yaralı, bütün kederler ümitlidir.

Umarım hikayeyi özetlemiş olmadım. Henüz olayı anlatmadığımı düşünüyorum çünkü. Bütün bu sözünü ettiğim şeyler, kitaba karşı bir merak uyandırmak kaygısıyla yazıldı. Yazın bir solukta okunacak, etkisinden hemen çıkılamayacak, ender kitaplardan biri İlk Öğretmen. Cengiz Aytmatov’un diğer kitaplarına dönük merak ve okuma isteği uyandırmayı da başarıyor.

Ömer Yalçınova yazdı

YORUM EKLE
YORUMLAR
Abdullah
Abdullah - 5 yıl Önce

Kitabı çok merak ediyorum . İnşallah olsun okurum Aminnn☺

Selma Uzun
Selma Uzun - 5 yıl Önce

Bir hafta oldu kitabı okuyalı .Ümidin sonmedigini ,kötülere rağmen iyilerin olduğunu hatırlamak güzel.