2011 yılı Kültür Bakanlığı tarafından Mehmed Akif Yılı ilan edilmişti. Mehmet Akif’in devlet tarafından hatırlanması çok güzel bir gelişme. Devletimiz görevini bir nebze olsun yerine getirmişken biz acaba Mehmed Akif Yılı’nı nasıl geçiriyoruz. İstiklal Şairimiz olduğu kadar istikbalimizin de şairi olan Akif’i ne kadar tanıyoruz? İstiklal Marşı ve Çanakkale Şehitlerine haricinde kaç şiiri var biliyor muyuz? Ömrü boyunca milletin ve ümmetin dertleriyle dertlenmiş olan Akif eserlerinde sessiz milletin sesi olmuş, milletin ve ümmetin hicranlarını, ümitlerini dile getirmiştir.
Seveni de okumamış!
Bizim Mehmed Akif Yılı’nda yapabileceğimiz en güzel hareket bir Safahat almak ve okumaya başlamaktır. Bunu arkadaşlarımızla ‘Safahat Okumaları’ şeklinde sistemleştirebiliriz de. Ki geçtiğimiz yıllarda yurt çapında böyle bir hareketlenme vardı: Safahat Okuma Grupları. Bu öneriyi kendimden hareketle yapıyorum. Şöyle ki Türkçe Eğitimi bölümünde okuyan ve çok kitap okuduğunu iddia eden ve geniş bir kitaplığı olan şahsımın bir ay öncesine kadar kitaplığımda Safahat yoktu. Safahat’ın kaç bölümden oluştuğunu dahi bilmiyordum. Arkadaşlarımızla düzenlediğimiz İstiklal ve İstikbal Şairi Mehmed Akif programında da gördüm ki programda görev alan arkadaşlarımızdan çoğunluğu Safahat’a sahip değil. Bu arkadaşlarımız Akif’e değer verdikleri için bu programda yer almalarına rağmen Akif’ten bihaberdiler, tabi ben de aynı durumdaydım. Bir de bu program ve benzeri programların organizasyonunda bulunmayan arkadaşlarımızı düşündüğümüz zaman Akif’i ne kadar anladığımız/anlamadığımız gerçeği ortaya çıkacaktır.
Bu çerçevede bu yazıya muhatap olan her/er kişinin tez vakitte bir Safahat edinmesini tavsiye ediyorum. Safahat’ı okumamış olan herkesin bir Safahat edinmesi elzemdir. Bu yazıyı okuyan kitlenin çoğunluğunun genç olduğunu tahmin ediyorum. Ve bir genç, gençliğini Asım’ı okumadan geçirmemeli. Safahat’ın altıncı kitabı olan Asım’da Akif hayal ettiği genç profilini çiziyor. Nasıl Necip Fazıl Gençliğe Hitabe adlı eserinde gelmesini ümit ettiği gençliği tasvir ediyorsa Akif’te aynı şeyi Asım’da yapıyor.
Bir Safahat edinelim!
Piyasada basılı olan çok sayıda Safahat var. Safahat’ın bir telif bedeli olmadığı için her yayınevi rahatlıkla ve de özensizce Safahat basabiliyor. Bu yüzden çok cüzi fiyatlara Safahat bulabilmek mümkün. Ancak Safahat’tan en iyi şekilde yararlanabilmek için kaliteli bir basım almak faydalı olacaktır. Ben kendi elimde bulunan Safahat’ın bu konuda çok yararlı olacağını düşünüyorum. Türk Diyanet Vakfı Yayınları tarafından 2010 yılında basılan Safahat’ta yedi kitaba ek olarak Mehmet Akif’in hayatının ayrıntılı bir şekilde ele alındığı bir bölüm, kitaplar ve eserleri hakkında özet bilgilerin yer aldığı bir bölüm, Akif’in sanatı hakkında kendi kaleminden ve Süleyman Nazif, Ömer Seyfeddin, Cenap Şahabettin gibi isimler tarafından değerlendirmelerin yer aldığı üçüncü bir bölüm ve son olarak da Akif’in ahlakının anlatıldığı bir bölüm yer alıyor. Bu bölümde yer alan ‘Tek Suçu Dava Adamı Olmak’ adlı başlık gerçekten ilgi çekici. Kitabın sonuna Safahat’ın dışında kalmış şiirler de eklenmiş. Eserden daha iyi yararlanmak amacıyla hazırlanan Rehber ve İndeks bölümleri de iyi düşünülmüş. Eserin tek eksiği varsa orijinal metinlerin yanında sadeleşmiş metinlerin yer almaması. Ancak eser şu haliyle beş yüz kırk bir sayfa, sadeleştirilmiş metinlerinden eklendiğini düşünürsek hacim açısından problem olacağı aşikardır. Hem Mehmet Akif’in diline aşina olabilmek için kolaya kaçmayıp eseri okurken bir sözlükten faydalanmak yerinde olacaktır.
Hamdi Enes Akçay Safahat okuyalım dedi
TYB Ankara'da Safahat okumaları başlatmıştı ama katılım olmadığı için 3 ay sonunda son verildi. umarım devam ettirilebilir.