Savaşta bile hayat devam eder mi demeyin. Devam etmiş çünkü. Emine Şeçeroviç Kaşlı, “Bosna Savaşında Çocuk Olmak” alt başlığıyla yayınlanan Kurşunların da Rengi Var isimli kitabında hem kendi hem ailesinin, hem de Bosna halkının inançla, imanla savaşta ayakta kalabilmek uğruna verdiği mücadeleden bahsediyor.
Emine Şeçeroviç Kaşlı bir gazeteci ve halen Zaman gazetesinde yazıları yayınlanıyor. Türkiye’de tahsilini tamamlayan Şeceroviç, Bosnalı kimliğinin yanı sıra Türk olarak da kendini tarif ettiğini ve bu durumdan gurur duyduğunu da birçok yazı ve konuşmalarında dile getirmiş. Emine Şeceroviç, halen Bosna ruhunu ülkemizde ayakta tutmaya çalışıyor, Bosna’da yaşananları unutmama, unutturmama adına bir çok girişimlerde bulunuyor.
Kitabın isminden de anlaşıldığı gibi olay yahut olgular Bosna savaşı sırasında gerçekleşiyor. Emine o zamanlar altı yaşında bir çocuk. Yeni başlayan bir savaşın içinde hep bitecek ümidiyle 92-95 yılları arasında büyüyen, kimine göre dramatik, kimine göre gerçek dışı, kimine göre ise inanılması zor bir durumun içinde var olan bir hayatın ta kendisini yaşayarak bu günlere ulaşmış bir Bosnalı.
Kitabı okudukça bazen yüzünüzü tebessümle dolduran, bazense bamtelinize dokunan cümlelerle karşılaşıyorsunuz. Bazen haykırasınız geliyor ‘İnsanlık öldü mü? Ölmüş mü?’ diye. Sonra yine dalıyorsunuz hayalinizde bile korktuğunuz şeylerin gerçek hikâyesini okuyunca. Orada hep umutların ardına gizlenmiş mutluluklar. 92-95 yılları arasındaki bekleyişin ardından seneler geçmiş de Boşnakların her şeye rağmen korudukları inançları ve sımsıkı sarıldıkları umutları değişmemiş ve savaş sonrasında bile ‘her şeye rağmen’ hayatta kalabilmek adına önemli bir duruş sergilemişler.
Çok önemli özellikleri var kitabın. Kitabı neden Türkçe yazdığı sorulunca, Türklerin savaş zamanında Bosna’ya dair sergilediği duruşun ardından kitabını Türkçe yazmasının önemli olduğunu söylüyor Emine Şeceroviç.
Her sokakta her binada bir kurşun izi
Kitapta okuru hüzünlendiren sayfalardan biri de yazarın abisi Sinan'ı kaybetmesi ve arifesinde gelişen olayların anlatıldığı bölümler. Emine Şeceroviç’in iki abisi var, biri Mersuddin, diğeri ise Sinan. Sinan en büyük abisi ve yürekleri yakarcasına şehit olup aralarından ayrılması yazarın çocuk yüreğinde derin yaralar açıyor. İki abisini de çok seviyor Emine ama büyük abisi Sinan’ın yeri başka...
Sinan bir gün elinde bir kova ve içinde biraz kirazla her zamanki gibi nöbet tuttuğu yerden geliyor. Uzun zamandır meyve tadını unutan Emine seviniyor ve meyveyi yiyor. Bir kısmını ailesine bırakırken bir kısmını ise akşam buluşacakları arkadaşlarına saklıyor abisi. Akşam oluyor, Sinan namazını kılıp prensesi Emine’yi sevip, koklayıp evden çıkıyor. Çıkış o çıkış, eve bir daha gelemiyor. Arkadaşlarıyla oturup sohbet ettiği bir vakit Sırplar dağdan ateş açıyorlar ve bulunduğu yerde onu ve diğer arkadaşlarının hepsinin şehadetine sebep oluyorlar. Gümbürtünün ardından baba Şeçeroviç dışarı çıkıyor ve oğlunun bulunduğu yere gelince Sinan’ın cansız bedeniyle karşılaşıyor. Sonrası ise malum; eve ateş düşüyor. Emine Şeceroviç kabul etmek istemiyor ama abisine verdiği sözü tutuyor. ‘Ola ki atılan bir merminin üstünde adım yazıldıysa ve bana bir gün bir şey olursa sakın ağlamayın’ sözünü hatırlayıp hıçkırıklarını sessizliğe bağlıyor ve savaşta bile olsa gülücükleri olan Emine sessiz sakin köşe bucak saklanan bir kız halini alıyor.
Duyguların en şaha kalktığı zaman Bosna sokaklarını gezdiğiniz zamandır. Geçen yazın bir proje bağlamında Bosna’da bulundum. Onca zaman sonra Boşnakların unutmadan hayatlarına devam edebilme asaletlerine saygı duyarken, kalbimin en derinlerindeki hissettiğim acının tarifini yapmak imkânsız. Her sokakta her binada bir kurşun izi. Seneler geçmesine rağmen onların var olması, yaşadıkları durumun unutturulmaması adına önemli bir semboldür. Tramvay boyunca ilerlediğinizde pek çok şeye şahit oluyorsunuz. Gözünüzü kırpmadan her karesini beyninizi kazımak istiyorsunuz, geriye döndüğünüzde bir solukta Bosna’yı, yaşanılanları hakkıyla anlatabilmek adına.
Bosna tarihi, unutturulmayacak bir yarayı kalbinde taşıyarak nesilden nesile aktarılacak birçok hadiseyi içinde barındırmaktadır. Bir Boşnak anne şimdi gülebiliyorsa, hayata sıkı sıkıya tutunabiliyorsa mutluluktan havalara uçtuğu için değil, Rabbine sığınıp ona dayandığı içindir. Bize Bosna’yı yeniden hatırlatan Emine Şeceroviç Kaşlı’nın kalemi hiç susmasın diyorum ve herkese tavsiye ediyorum Alfa Yayınları’ndan çıkan Kurşunların da Rengi Var kitabını…
Hatice Kübra Karadeniz yazdı