Şiire lise yıllarında başlayan, imzasına Doğuş Edebiyat, Türk Edebiyatı, Dergâh, Kurgan Edebiyat, Karabatak, Yedi İklim, Türk Dili gibi dergilerde sıkça rastladığımız Cengizhan Orakçı, bir edebiyat öğretmeni ve hâlen MEB bünyesinde görev yapıyor. Orakçı'nın yayınlanmış birçok kitabı bulunmakla birlikte bu yazımda, Kasım 2013'te yayınlanan Zamansız Sipahi adlı şiir kitabına değinmek istiyorum. Kitapta “Kırk ve Daha”, “İşleyen Zaman” ve “Nakkaş” başlıklı üç bölümde toplanmış 34 şiir yer alıyor.
Şairin “kelime”, “zaman”, “kuş”, “at”, “kalp” gibi kelimelere özel bir ilgisi var. Kitabın daha ilk şiirinde, geçen yaşlarının ''kelimeler arasında kurutulmuş'' olduğunu söyler.
Bir zaman felsefesi dolaşır şiirlerinde. Zamanı duyar, yaşar, görür ve fakat bir de dışarıdan bakıp resmeder. Zaman ona göre öğüten ve yeniden başa dönen bir değirmene benzer. Bizi öğütür zaman, getirir, götürür: ''Biraz daha misafiriz hepsi bu hepsi bu'' (Mühürlenmiş Anlar Misafiri)
Hayat, içinde bulunduğu kutsal bir savaş şairin
Kitaba adını veren şiirinde de kendini, “Ölüme ve kalıma/ Sebepsiz tarihler düşüren/ Zamansız bir sipahi” diye tanımlar. Hem bu çağın dışında olmaktır kastettiği, hem de zamana bağlı olmayan, sonsuzlukla ifade edilebilecek bir ruh ifade edilir. Zamansız bir aralıkta ayakta kalmayı başarmış bir atlı savaşçıdır. Hayat, içinde bulunduğu kutsal bir savaştır ve burdan mağlup ayrılmamak için direnir 'içindeki doludizgin at'.
Kuşlar ve kanat sesleri onun şiirlerinde çokça yer bulur kendine: “Kuş diyorsam sebebi var, önce onlar/ Selamlıyor şehri, kalbin melekleriyle” (Kuşlardan Yana)
İnsanı, hayatı, ölümü, ölümsüzlüğü, içine düştüğümüz çelişkileri, çaresizliğimizi ve şaşkınlıklarımızı bir şiire dönüştürmek istersek şu mısralar bize yol göstermez mi: “Bir kitap açsak orta yerinden, ne çıkar/ Siz ne beklerdiniz yazılmış olandan yana/ Sorsaydı biri mesela, ne derdiniz acaba/ Düşünmeliydi önceden, ben bekledim/ Kitabı ve orta yerini hayatın, hayalin/ Açtım kapadım, gördüm görüldüm ben/ Zordur bir kitabı açmak, sürprizdir biraz/ Hazır mıydınız siz sahiden söylemediniz” (Kitap Açmak)
Şadi Kocabaş yazdı