Bir “görünmeyen umman” daha: Üstad Hasan Aycın

Daha çok (karikatür değil) dergilerdeki çizgileri ve çizgi albümü kitaplarıyla maruf bir zât-ı şerif Hasan Aycın. Gönülleri uyandırmak asıl gayesi. İz Yayıncılık'tan çıkan "Keloğlan" kitabında tam da bunu yapıyor. Arzu Bosnevi yazdı.

Bir “görünmeyen umman” daha: Üstad Hasan Aycın

Savaş Barkçin Hocamız merhum Ahmed Avni Konuk üstadımıza dair çalışmasına “Görünmeyen Umman” adını vermişti. Bizde görünmeyen ummanlar çok bulunur. “Bre biz Osmanlı ahfadıyız.”

Daha çok (karikatür değil) dergilerdeki çizgileri ve çizgi albümü kitaplarıyla maruf bir zât-ı şerif Hasan Aycın. Gönülleri uyandırmak asıl gayesi.

Merhum Fethi Gemuhluoğlu’nu gönlü avuçları arasında bir insan-ı kâmil çizerken de, “Ali’yi seveni sevmeyen, kimi sevmiştir” derken de hep gönüller uyandırmaya çalışır.

Bin Hüseyin Nam-ı Diğer Battalname’ye “Gel imdi masalın suretin dinle. Lakin daneyi samandan ayır.” Hz. Mevlana kelamıyla giriş yapan Hüseyni meşrep bir kutlu insan. Merhum Ahmet Avni Konuk gibi bilinmemeyi ihtiyar etmiş, “Mekke’yi Sarsan Ses”i yeniden edibane ve arifane insanlığa duyuran ses.

Çilesini geç yürüyerek erken tamamladığından olsa gerek hâlden bilen ve gönülden anlayan bir hâl ehli. Sahipkıran, Esrarname, Müşahedat, Kırk Hadis, Yunus Emre Divan, Asa, Bocurgat, Sarp Geçit, Sehergah… gibi eserlerinin sadece isimleriyle iktifa edip bu salgın günlerinde çocuklarına nasıl faydalı bir meşguliyet bulacağını düşünen aileler için İz Yayıncılık'tan çıkan Keloğlan Kitabı’ndan bazı tadımlık alıntılar yaparak ilgilenenleri haberdar etmek istedik.

Billur Sürahi’den;

Bir gün anası yine değirmene gitmesini söylemiş Keloğlana;

“Oğlum oğlum Kel oğlum

Katmer katmer gül oğlum

Başına ne gelirse

Allahından bil oğlum”

Değirmenci, unlardan mıdır, yıllardan mı yoksa irfandan mı bilinmez sakalı apak bir ihtiyarmış.

“Hay! Hak” demiş değirmenci “Al bu değneği elden bırakma; kâh dayanırsın kâh korunursun. Kurta rastlarsan hiç korkma. Seni beni yaratan hakkı için destur! de. Durmazsa; -Yektir Allah! deyip kaldır değneği. Sen görürsün yüzlerce, kurt görür binlerce. Ama korkarsan olmaz, korkmazsan olmaz… Allahtan korkarsan olur kurttan korkarsan olmaz.

Yalnız, bir hata işledin, saraya destursuz girdin; besbelli erkân bilmiyorsun. Bir yiğit erkân bilmezse olmaz, öğrenmezse olmaz! Bunun için sınavdan geçmelisin.”

İncili Çevre’den;

-Vay ki; vay! Bir garip anam var; bana kimden medet olur?

-Allah’tan

-Ne hâl var ne mecâl.

-Allahtan iste.

-Cesaretim yok.

-Onu da iste.

-Verir mi?

-İstemeden neler verdi isteyince neler vermez? …Ama inanırsan olur, inanmazsan olmaz.

Ayna’ dan

Anası Keloğlanın alık alık avuçlarına baktığını görünce çok şaşmış. Bir de aynayı görmüş ki;

-Aaa! Bu ayna, demiş.

Keloğlan hâlâ alık alık aynaya bakarmış.

-Hayırcı mı verdi?

-…

-Sana mı verdi.

-Hey!... Alık oğlan!...

-He!

-Allah kabul etsin, dedin mi?

-Tüh!... Onu demedim!

-Hayırcı âmin dedi mi?

-Duymadım.

-Ya sana vermediyse?

-Eyvah!

-Koş sor bakalım

***

-O diyar bu diyar seni ararım Hayırcı Baba! demiş Keloğlan.

-Eeey ey!... Aramakla bulunmaz, aramadan bulunmaz… Aramasaydım nasıl bulurdum?

Şunu da hatırlatmak isteriz ki bu hikayeleri çocuklara “Al sen oku” diyerek değil, “Birlikte okuyalım” diyerek kelime telaffuzlarını düzeltip manaları üstüne sohbet ederek ailecek okumalıyız. Doğru telaffuz kulaktan “Fem-i Muhsin”den öğrenilirmiş.

Arzu Bosnevi

   

YORUM EKLE
YORUMLAR
Uras Kahraman
Uras Kahraman - 3 yıl Önce

Çok güzel bir yazı tebrik ederim