Dergi Temmuz-Ağustos aylarını kapsayacak olan bu sayısında yine Batı edebiyatından önemli bir çeviri, fotoğraf hikayesi, söyleşi, dergi ve kitap okumalarından düşülen notlar var. Bunlar arasında öne çıkanları sayacak olursak başta uzunca bir çeviri olan “Derin İmge” başlıklı Kevin Bushell’in metnini söylemeliyiz. Bu metin Amerikalı şairRobert Bly’in şiirini inceliyor. Metnin çevirmeni ise İrfan Çevik.
Sitemizde de zaman zaman imzasına rastladığımız Yılmaz Yılmaz da çok hoş bir hikâyeyle derginin sayfaları arasındaki yerini almış.
Edebiyat Ortamı’na şiiriyle katkıda bulunmuş isimlerden biri de Suavi Kemal Yazgıç. Yazgıç, “Lağımdaki Anka” başlığını verdiği şiirini şu dizelerle sonlandırıyor: “Ben lağıma atılmış ankayım/ Masalım bitti/ Yıkıldı efsanem/ İsimlerim kirlendi”
Derginin bu sayısındaki söyleşinin konukları ise Mesnevi Şerhi hazırlayan iki isim Hicabi Kırlangıç ve Derya Örs. İkiliyle Yusuf Turan Günaydın mesnevi şerh geleneği ve özelde hazırladıkları tercüme üzerine konuşmuş.
Dergide ayrıca Selçuk Küpçük’ün “Kendini Bilmenin Metodolojisi” başlıklı bir metni bulunuyor. Bu metin tasavvuf hakkında yazılan bir kitabın üzerine kaleme alınmış olsa da müstakil olarak okunabilecek, tasavvuf ve modern zamanda aklın konumuna dair derleyici bilgiler bir yazı olmuş.
Arif Ay meseleye yeni boyut katıyor!
Dergide en dikkat çekici yazılardan biri de şair Arif Ay’ın “Şiirde Anlam” başlıklı yazısı. Yazı kısa ve öz anlatımıyla ilk bakışta okurda kekre bir tat bırakıyor gibi görünse de okurun bunun aldatıcı olduğunu anlaması uzun sürmüyor. İki sayfa uzunluğundaki metnin ilk yarısı Türk şiirine damga vurmuş şairlerin şiir ve mana hakkında zamanında neler söylediklerini derleyen bir halde karşımıza çıkıyor. Fuzuli, Ahmet Haşim, Necip Fazıl, İlhan Berk, Sezai Karakoç yazıda söz konusu edilen şairlerden.
Arif Ay, yazısının amacının şairlerin şiirde mana hakkında ne düşündüklerini derleyen bir amaçta olmadığını söyleyerek okurun zihnini okuyor diyebiliriz. Sonra ardından gelen şu cümleyle bu yazıdan ne murat ettiğini söylüyor Ay: “Bu yazıdan muradımız şiirin anlamlı ya da anlamsız olup olmayacağına dair görüş belirtirken hareket noktamızın, dayanağımızın ne olduğuna açıklık getirmektir. Bu ve buna benzer konularda bizim ölçütümüz Batının sanat anlayışı değil, İslam’ın sanat anlayışı olmalıdır. Bunun da temelini tevhid ilkesi oluşturur.”
Bu ifadelerden sonra yakın zamanda çıkan Turan Koç’un İslam Estetiği kitabından alıntı yapan Arif Ay, meseleyi bu kitap dâhilinde tartışmaya devam ediyor. Kuran’ın hayatta yaptığı düzenlemelerin sanatta da olduğunu söyleyerek yazısını sonlandırıyor.
Önemli olan; bir sanat eserinde mananın olup olmaması mıdır, yoksa ortaya konulan eserin İslam’la ne kadar uyumlu olduğu mudur? Yazı bunu bize yeniden düşündürmesi açısından oldukça kıymet kesbediyor.
Yakup Öztürk bahsetti
selamdan sonra, yakup abiii... sitede zaman zaman imzasına rastladığınız Yılmaz Yılmaz ben miyim:) etme abi, altı üstü bir buçuk aydır, bazı nedenlerden, yazamıyorum. lütfen:)