Dünyanın dört bir yanından müminlerin bir arada olmasını gerektiren bir din İslam! Durum böyle olunca diller birbirinden farklı dahi olsa, Dünya Müslümanlarının ortak mirası olan pek çok âlime, mütefekkire ve onların yazdığı eserlere duyarlı olmak gerekiyor.
Pakistan, İran, Mısır, Lübnan, Fas, Malezya, Türkiye ve daha pek çok ülke… Bu ülkelerdeki âlimlerin düşüncelerinden yararlanmanın yolu ise çoğunlukla çevrilen eserlerden geçiyor. Çevirinin öneminin açıkça ortaya serildiği eserlerden ikisiyse Ali Şeriati’nin Hüseyin Hatemi tarafından çevrilen Dine Karşı Din ve İnsanın Dört Zindanı kitapları. Düşünme pratiği açısından oldukça değerli olan bu kitapları okudukça, diline hayran bırakan Hatemi çevirisinden okumalı demekten kendimi alamadım.
“Çeviren ve Notlandıran”
Ali Şeriati kitaplarında felsefi terimler, filozoflar, ayetler, hadisler ve İran kültürüne has olarak kullandığı kelimeler sıklıkla geçiyor. Genelde çeviri eserlerde okuyucunun bunları kendi merakı ile araştırarak bulması ve ancak böylece bütünsel bir okuma yapması beklenirken Hatemi oldukça başka bir çevirme metodu kullanmış. Zaten pek çok kitapta sadece “çeviren” diye isimlendirme yapılırken Hatemi çevirisi olan kitaplarda “çeviren ve notlandıran” olarak baskı yapılmış. O kadar ki kitabın yazarının söylediği değerli görüşlere bir de Hatemi’nin çevirisinde olan notlandırmalar ekleniyor. Böylelikle kitaplar hem kendinden hem de Hatemi çevirisinden olmak üzere iki kere değerleniyor.
Çeviride titizlik ve Hatemi örnekleri
Konuşmalardan derlenerek kitap haline getirilmiş olan eserlerde Şeriati’nin üstü kapalı olarak söylediği ayetler ve konuyla ilgili olan diğerleri notlandırmalarda yazılmış. Zaman zaman başka hangi yazarlardan beslendiği ve görüş ayrılıkları, bahsettiği tarihî şahsiyetlerin tanıtılması yine notlarla yapılmış. O derece titizlikle hazırlanılmış ki cümle içinde geçen kelimenin açıklaması notlandırılarak yapılmış dahi olsa sonrasında aynı kelimenin geçmesi halinde tekrar nota atıf yapılıyor. Sanırım böyle yapılarak okuyucunun dikkatinin sürekli canlı kalmasını ve “ne olduğuna sonra bakarım” denmesine fırsat bırakmaksızın tam bir okuma yapılması hedeflenmiş. Hatemi çevirisini okurken okuma grubunda okuduğunuz kitabın üzerine konuşuyormuşsunuz hissine kapılmanız muhtemel çünkü bu denli açılıma ancak konuşarak ulaşılabilir.
Bir başka hassasiyet
Şeriati’nin Dine Karşı Din eseri de çokça tartışmaların yapıldığı kitaplardan… Hüseyin Hatemi henüz kitabın girişinde “elinizdeki metnin bazı cümleleri, bir yandan Emevi Sünniliği tepkisi, diğer yandan da anayasa bilgisi fazla olmayan bilirkişilerin tepkisi hesaba katılarak yumuşatılmış veya özetlenmiştir” uyarısında bulunuyor. Hatemi, sonrasında bahsettiği cümlenin geçtiği yeri notlandırarak “Burada Dr. Şeriati’nin heyecanlı, kesin ve taviz vermez ifadesi; maslahata muvafık olarak hafifce yumuşatılmıştır.” ifadesini kullanmış. 12 Eylül darbe sonrası dönemin şartları ile böyle tasarruflara bir çok çeviri kitapta gidildiğini duyuyoruz, öğreniyoruz ne yazık ki.
Bunun neresi çeviriye uygun diyebilirsiniz ancak bana kalırsa bu husus da hassasiyetin bir başka örneği. (Nottaki üslup da ayrıca dikkate değer.) Aynen çeviride ne dediği merakını insanda uyandırsa bile en azından hangi cümle açısından bunu yaptığını ayrıca belirtmesi başka bir değerlenme ölçütü…
Üslubu ve yöntemi ile çevirinin nasıl olması gerektiğinin ayrımına varmamızı sağlayan Hüseyin Hatemi, umarım bunda sonra başka eserlerle çeviri yapan çevrelere örneklik yapmayı sürdürür.
Şehbal Erenay yazdı
Elinizdeki metnin bazı cümleleri, bir yandan Emevi Sünniliği tepkisi, diğer yandan da anayasa bilgisi fazla olmayan bilirkişilerin tepkisi hesaba katılarak yumuşatılmış veya özetlenmiştir,uyarısında bulunuyor, kismina aciklik getirirse sevinirim. Yoksa bu ifadeden kasit Siilerin Kuran-i Kerimin Hz.Ebubekir ve Hz.Omer tarafindan degistirildigi inancini Ali Seriatinin kitabinda yazmasi veya bazi Sahabeleri kufurle itham etmeleri kisminin makaslanmasi mi acaba? Daha oceki yorumum yayinlanmamisti.