Tahtın ailenin en büyük oğluna verilmesinin ilk adımı: Sultan I. Mustafa

Bir cihan devleti olan ve dünyaya adalet dağıtan Osmanlı'nın 15. padişahı, İslâm ümmetinin 82. halifesi olan Sultan I. Mustafa 1592 yılında babasının sancak beyi olarak bulunduğu Manisa'da doğmuştur. Babası 13. Osmanlı padişahı III. Mehmed'dir. Abaza asıllı olduğu söylenen annesi hakkında herhangi bir malumat yoktur. O yüzden kendisinden Valide Sultan olarak söz edilir. Bu konuda değişik bilgiler verilse de bunların dayanağı yoktur.

I. Ahmed 14 yaşında tahta çıktığı zaman tek erkek kardeşi olan I. Mustafa'nın hayatına dokunulmamıştır. Zira I. Ahmed Han’ın henüz bir erkek varisi yoktu. Bir rivayete göre de III. Mehmed'in tahta geçtiğinde 19 kardeşini birden öldürtmesinin halkta meydana getirdiği infialin I. Mustafa'nın öldürülmeme sebeplerinden biri olduğu da söylenir. Yine bir kısım yabancı kaynaklı söylentilere göre I. Ahmed’in kardeşi I. Mustafa'yı birkaç defa öldürtmeye teşebbüs ettiği; fakat daha sonra bundan vazgeçtiği ifade edilir. Venedik elçisi Contarini’nin bununla alakalı bir raporunda padişahın bu niyetini ilkinde âniden rahatsızlanması, ikincisinde de büyük bir fırtınanın patlak vermesiyle ertelediği belirtilir. Tarihî meseleler belgelere dayandırılmalıdır. Bu konuda kesin bir belge ve bilgi yoktur. Söylenenler yorumdan ibarettir.

Tarihçilerin belirttiğine göre I. Mustafa zayıfça, minyon yapılı, seyrek sakallı, iri siyah gözlü, solgun ve güzel yüzlüydü. Babasının 1595'te tahta cülus için Manisa’dan ayrılmasının ardından kardeşleriyle İstanbul’a götürüldüğü, yaşamının daha çok Üsküdar ve Davutpaşa Sarayı’nda geçtiği söylenir. İlk eğitimini sarayda alsa da onun diğer şehzadeler gibi çok iyi bir eğitim aldığı da söylenemez. Fakat dinî konulara bariz bir ilgisinin olduğu söylenir.

Sert mizaçlı ve öfkeli bir padişah olarak bilinen I. Mustafa, babası III. Mehmed öldüğünde on iki yaşındaydı. Abisi I. Ahmed tahta geçtiğinde I. Mustafa her ihtimale karşı yine de Harem-i Hümayunda şehzadeler dairesinin bir odasına kapatılmıştı. On dört yıldan beri kafes denilen bu yerde bir başına yaşamaya mahkûm edilmişti. Hassas ve kırılgan bir yapıya sahip olan I. Mustafa'nın sarayda çok sıkı gözetim altında tutulması ruhsal durumunu daha da sarsmış, aklî dengesinin bütünüyle bozulmasına sebep olmuştur.

Osmanlı Devleti'nde hükümdarlık babadan oğula geçiyordu. I. Ahmed ölünce Darüssaade Ağası Mustafa Ağa, Şeyhülislâm Hocazade Esad Efendi ve Kaymakam Sofu Mehmed Paşa, diğer devlet erkânını da bir şekilde ikna ederek, mevcut veraset sisteminin dışına çıkıp Şehzade I. Mustafa'yı padişah yapmışlardır. Böylelikle I. Ahmed'in ölümüyle sistem değişmiş, saltanatın ailenin en büyük oğluna geçmesini öngören sistem getirilmiştir. I. Ahmed'den sonra ilk kez kardeşi I. Mustafa tahta geçerek taht sistemindeki bu yeniliğin başlamasının ilk adımı oluşturmuştur. Eski sistem devam etseydi I. Ahmed ölünce onun 13 yaşındaki oğlu II. Osman tahta geçecekti. Fakat sistem değiştirildiği için böyle olmamıştır. Bunda I. Ahmed'in sarayda çok etkili olan eşlerinden Kösem Sultan'ın II. Osman'a değil de kendi oğullarına taht yolunu açma isteğinin de etkili olduğu söylenebilir. Bu konuda rivayetler muhteliftir.