Son yıllarda pek çok tekrarlanan “güzellik kraliçesi” seçiminin ilki ülkemizde 1932 yılında Cumhuriyet Gazetesi tarafından tertip edilmiş ve Keriman Halis birinci seçilmiştir. Daha sonra “dünya güzeli” seçimi için Belçika’nın Spa şehrinde 28 dünya güzelinin katıldığı müsabakaya gidip “dünya güzeli” de seçilen Keriman Halis için jüri başkanı şu pek manidar, pek ibretâmiz konuşmayı yapmıştır:
“Sayın jüri üyeleri! Bugün Avrupa’nın, Hristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hakimiyetini sürdüren İslâmiyet artık bitmiştir. Onu Avrupa Hristiyanları bitirmiştir. Elbette Amerika’nın ve Rusya’nın hakkını inkâr edemeyiz. Neticede bu, Hristiyanlığın zaferidir. Müslüman kadınların temsilcisi Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır.”
Bu kızı zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz. Ondan daha güzeli varmış, yokmuş, bu önemli değil. Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene Hristiyanlığın zaferini kutluyoruz. Avrupa’nın zaferini kutluyoruz. Bir zamanlar Fransa’da oynanan dansa müdahale eden Kanunî Sultan Süleyman’ın torunu işte mayo ve sutyen ile önümüzdedir. Kendisini bizlere beğendirmek istemektedir.
Biz de bize uyan bu kızı beğendik. Müslümanların geleceği(nin) böyle olması temennisiyle Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz; fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.”[1]