Daha önce Nasser Al Qatami, Abdurrahman Al Sudais ve Saud Al Shuraim ile başlattığımız ve güzel Kur’an tilavetine sahip bazı meşhur hafızları tanıtma amacını taşıyan yazılarımıza bugün Mahir Al Muaiqly ile devam ediyoruz. Mahir Al Muaiqly esasında Türkiye’de oldukça bilinen bir alim, hafız. Belki ismini bütünüyle okuyunca karışık gelebilir ancak “İmam Mahir” diye kısalttığımızda bir çoğumuzun bir şekilde anımsayacağı bir isim olduğunu tahmin ediyorum. Bu yüzden yazının devamında alışık olduğumuz isimle yani “İmam Mahir” ile devam etmenin daha iyi olacağını düşünüyorum. 

İmam Mahir, daha önce yazılarımıza konu olan Sudais ve Shuraim gibi Kâbe imamı ve yine ana mescidin imamlarından. 1969 doğumlu olan İmam Mahir, Medine doğumlu. Mahir’in ilginç bir özelliği ise tamamen Arap olmayan tek Kâbe imamı olması. Zira annesi Pakistanlı, Suudi bir beyle evlendikten sonra Suudi Arabistan’a gelmiş ve sonrasında Mahir doğmuş. Maalesef bu meseleye dair tatsız olaylarla da yüzleşmek durumunda kalmış Mahir; hayat hikâyesi bu bakımdan herkese ders verir nitelikte. Kavmiyetçiliğin –ki hazindir, Arap coğrafyasında pek yaygın bir bela olduğu aşikar- insan onurunu ve erdemleri ayaklar altına alan çirkin ayrımcılığına daha ailesinin içinde iken şahit olmuş Mahir. Akrabaları kavmiyetçi bir tavırla yarı Pakistanlı olan Mahir’i bir nebze dışlamışlar aileden. İşin en trajikomik kısmı ise çevresinin onur kırıcı tavrına rağmen günü gelip de Kâbe imamlığı gibi kutlu bir göreve erişen İmam Mahir ile şimdilerde bolca övünmekteymiş ailesi.

Sesinde Medine-i Münevvere'nin dinginliği var

İmam Mahir, daha önce de belirttiğim gibi, Türkiye’de bilindiğine en çok şahit olduğum isimlerden, hatta benim de ilk tanıdığım Kâbe imamı kendisi idi. Bu kadar meşhur oluşunun en büyük sebebi Kur’an okurken insanların içine işleyen sesi şüphesiz ki. Öyle bir ses ki duyanın o tadı unutması imkansız. Bu topraklara ulaştığında da insanların İmam Mahir’in sesine sarılması hiç şaşırtıcı değil bu yüzden. Adeta doğduğu Medine’nin dinginliğini sesine taşıyor. Cemaati, namazda Fecr Sûresi’ni okurken gözyaşlarına boğduğu bir videosu var örneğin, milyonlarca kez izlenmiş. İşte orada İmam Mahir’in sesinin nasıl insanların içine işlediği görülebiliyor. Veya yine Yasin Sûresi’ni Mahir’den bir kez dinlemek, her türlü cümleden daha iyi izah eder dediklerimi. Şahsen hakkında ilk yazdığım hafız olan Al Qatami ile beraber en tepeye koyduğum isim İmam Mahir dersem abartmış olmam. Nitekim sesi ne davudi ne de tamamıyla yanık bir ses. Tam da ikisinin dengesi denebilecek bir tonda.

İmam Mahir’in hayatı hakkında çok fazla bilgi yok. İki kız, iki erkek olmak üzere dört çocuk babası olduğunu biliyoruz. Politik meselelere dair daha önce hakkında yazdığım diğer Kâbe imamları Sudais veya Shuraim gibi kamuya deklare ettiği bir tavrı olduğuna dair bir iz de internet ortamında veya basında görülmüyor. Bu sebeple kişiliğinin bu yönüne dair yorum yapabileceğimiz bir veri yok.

Ancak ilgi çekici bir başka özelliği var ki kendisi aynı zamanda matematik alanında profesör ve ders vermekte. Kâbe imamları arasında İslami ilimlerle beraber diğer bilimlerde yüksek tahsilata sahip olduğuna şahit olduğum ilk isim. İmam Mahir’in sesinden Yasin Sûresi’ni dinleyerek bitirelim:

Deniz Baran