- Bakara Suresi, 34. Ayet
وَمَا لَهُمْ أَلاَّ يُعَذِّبَهُمُ اللّهُ وَهُمْ يَصُدُّونَ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَمَا كَانُواْ أَوْلِيَاءهُ إِنْ أَوْلِيَآؤُهُ إِلاَّ الْمُتَّقُونَ وَلَكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ
“Hem onlar, (müminleri) Mescid-i Haram’dan men‘ ettikleri ve onun(hizmetinin) ehli olmadıkları hâlde, neden Allah onlara azap etmesin? Onun(hizmetinin) ehli olanlar, ancak takva sahipleridir; fakat onların çoğu bilmezler.”
- Bakara Suresi, 35. Ayet
وَمَا كَانَ صَلاَتُهُمْ عِندَ الْبَيْتِ إِلاَّ مُكَاء وَتَصْدِيَةً فَذُوقُواْ الْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْفُرُونَ
“Onların Kâbe yanındaki duaları ise, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. Öyleyse inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı!”
- Bakara Suresi 125. Ayet:
وَإِذْ جَعَلْنَا الْبَيْتَ مَثَابَةً لِّلنَّاسِ وَأَمْناً وَاتَّخِذُواْ مِن مَّقَامِ إِبْرَاهِيمَ مُصَلًّى وَعَهِدْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ أَن طَهِّرَا بَيْتِيَ لِلطَّائِفِينَ وَالْعَاكِفِينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ
“O vakit Kâbe’yi de insanlar için bir sevap (kazanma) yeri ve emniyetli bir mahal kıldık. Öyle ise (siz de) İbrahim’in makamından bir namazgâh edinin. İbrahim ve İsmail’e de: ‘Tavaf edenler, itikâfta olanlar, rükû (ve) secde edenler (namaz kılanlar) için beytimi temiz tutun!’ diye emrettik.”