Karadeniz Bölgesi özellikle Doğu Karadeniz tarih boyunca değişik toplumları, kültürleri bağrına basmış. İpek Yolu’nu büyük denizlere bağlayan Trabzon limanı, İran’a ve Asya’ya bağlanan karayolu bölgeyi her zaman canlı ve hareketli tutmuş. Asya, Avrupa ve Akdeniz’i birbirine bağlayan Karadeniz siyasi, ekonomik, kültürel büyük olayların yaşandığı bir coğrafya olmuş. Dinamik bir yer… Çeşitli topluluklar ve bunlar arasındaki etkileşimler hayatın her alanına yansımış. Bölgenin sanatı, kültürü, müziği bu çeşitlilikten, zenginlikten payını almış. Lazlar, Rumlar, Kıpçaklar, Çepniler, Gürcüler… Her topluluğun kendine özgü müziği ve müzik aletleri bir terkip meydana getirmiş. Tulum, zurna, kemençe, bağlama, akordiyon, koltuk davulu… Zengin müzik aletlerinden birkaçı. Sosyal medya araçlarının, iletişimin güçlü olmadığı zamanlarda yayla şenliklerinde, kınalarda, düğünlerde, toplantılarda otantik halde icra edilen müzikler hem yeni kuşaklara aktarılmış hem de müzik icra edenlerin değişik kültür temsilcileri olmalarıyla Karadeniz müziği çok renkli ve çeşitli formuna kavuşmuş.
Günümüzde popüler kültürün otantik, klasik kültür ve sanatı egemenliği altına alması ve piyasadan silmesiyle zenginlik ve çok seslilik yitmiştir. Pop, arabesk, fantazi, rap müzik bölge müziğini basitleştirmiş, özünü bozmuştur. Eskiden bölge müziğinin icra edildiği düğünlerde, yayla şenliklerinde org ve benzeri müzik aletleriyle Karadeniz müziğinin ruhu öldürülmüştür. Gerçek Karadeniz müziği dinlemek lüks olmuştur artık. Popüler anlayışın ve tekno müziğin egemenliği Karadeniz müziğinin özgürlüğünü ve özgünlüğünü yok etti. Hayatımızın bütün alanına sirayet eden tek tipleşme, donukluk, seçeneksizlik, sığlık ne yazık ki kültür/sanat ürünlerinde kendini gösteriyor. Her yerde aynı şekilsiz, biçimsiz, ruhsuz işleyiş… Aslında müzik tek başına söz ya da çalgı olarak değerlendirilemez. Topluma değmesi ve toplumun acılarını, sevinçlerini, beklentilerini, hüzünlerini, mutluluklarını, yaşama ilişkin ana duygu ve tepkileri dile getirmesi gerekir. Bugün her bölgenin müziğinde olduğu gibi bu bölge müziği de kendi insanından uzaklaşmış; insanı belli süre etkisi altına alan bir gürültüye dönüşmüştür. Yani artık öz yok cevher yok standart kalıplarla icra edilen hatta playback ya da bilgisayardan dinletilen tekno bir gürültü var.