Moral Dünyası dergisi eylül sayısının kapağı “Kur’an’ı Nasıl Okumalıyız?” sorusuna cevap arıyor. Abdullah Kara, “Asr-ı Saadet’te Ramazan ve Kuran”, Mehmet Paksu “Peygamberimiz (a.s.m) Kur’an’ı Nasıl Okurdu?”, Şadi Eren, “Kur’an Hayatımızın Navigasyon Cihazı Olmalı”, Kenan Demirtaş, “Bediüzzaman ile Kur’an Üzerine Bir Diyalog” yazıları ile dosyaya katkıda bulunuyor.

Moral DünyasıMoral Dünyası’nın yazı işleri müdürü Ekrem Altıntepe’nin, Kur’an-ı Kerim’den ayetler ve sureler üzerine tefekkürî yazılarını şu anda dört seri olan Kur’an Okumaları kitaplarıyla toplayan Metin Karabaşoğlu ile “Kur’an-ı Kerim” eksenli bir söyleşisi oldukça önemli.

 

15 yaşından 15 yıl sonra…

1979 yılında, henüz 15 yaşındayken Kur’an Okuma serüvenine başlayan Metin Karabaşoğlu, bu serüvenin başlangıcından 15 yıl sonra ise Kur’an Okumaları başlığı altında ilk yazılarını yazmaya başlıyor. 1996’da ise bu yazılar ilk meyvesini veriyor ve Kur’an Okumaları-1 adıyla kitaplaşıyor.

15 yaşındayken tanıştığı Risale-i Nur’dan hemen sonra Kur’an-ı Kerim ile tanışıyor Metin Karabaşoğlu. Risale-i Nur, otuz yıldır Kur’an’ı anlamada hususi mürşidi ve rehberi niteliğinde Metin Karabaşoğlu’nun Bediüzzaman’ın Kur’an’ı anlama yolculuğu için sadece Mu’cizat-ı Kur’âniye Risalesi’nde veya sadece İşârâtü’l İ’caz’da dile getirdiklerini etraflıca kavrayabilmek istiyor. Kur’an Okumaları’nı yazarken Bediüzzaman’ın Kur’an’dan aldığı dersleri yazarken başvurduğu “sünuhat” yolunu takip etmeye çalışıyor. “Bediüzzaman’ın Kur’an’ı anlamaya dair bu usulünü ve tecrübesini, yapabildiğim kadarıyla, kendime örnek aldığımı söyleyebilirim. Elbette, şu kaydı da düşmek gerekiyor. Deniz aynı deniz olsa da, herkes kendi kabının genişliği nispetinde alabilir. Kur’an’ı Bediüzzaman gibi anladığımı iddia ediyor değilim, ama Bediüzzaman’ın anladığı gibi anlamaya ve bu anlama sürecinde Bediüzzaman’ın takip ettiği yolu takip etmeye çalışıyorum.” diyor Metin Karabaşoğlu.

Metin Karabaşoğlu, Kuran Okumaları

Kur’an’ı Önce Kendimize Okumalıyız!

Metin KarabaşoğluKur’an’ı okuyarak hayatı anlamak, hele ki hayatın yükü ve iç dünyasına tesir eden yaralar karşısında şifa için Kur’an’a sığınıyor Metin Karabaşoğlu. Buradan hareketle, Kur’an’ı kendimize okumamız gerektiğini şöyle ifade ediyor: “İlk ayetin ‘Oku!’ diyerek başladığını ve Hz. Peygamber’e ‘kalkıp uyarma’yı emreden ikinci vahyin bu ilk vahiyden iki buçuk sene sonra geldiğini düşündüğümüzde Kur’an’ı önce kendimize okumamız gerektiğini anlarız. ‘Anlama’dan ‘anlatma’ya bir yolculuk da yaşamamız elbette gerek; ama anlatma, ‘anlayıp benimseme’den sonra gerçekleşmeli.”

Moral Dünyası dergisinden kapak dosyasına ilişkin Abdullah Kara’nın Asr-ı Saadet’te Ramazan ve Kur’an, Mehmet Paksu’nun “Peygamberimiz (a.s.m.) Kur’an’ı Nasıl Okurdu?”, Şadi Eren’in “Hayatımızın Navigasyonu Kur’an Olmalı”, Kenan Demirtaş’ın “Bediüzzaman ile Kur’an Üzerine Bir Diyalog” başlıklı yazıları konuyu farklı açılardan irdeliyor.

 

E.Fatih Bilge haber verdi