Makedonya'nın önemli şehirlerinden biri olan Kalkandelen, 14. yüzyılda Osmanlı topraklarına dahil olmuş ve bu tarihten sonra sosyal, ekonomik ve mimari anlamda büyük değişiklikler yaşamış. Önemli bir ticaret merkezi konumuna gelen şehirdeki demografik yapı Osmanlılar zamanında Müslümanlar lehine dönmüş.
Anadolu’dan yoğun göç alan şehrin ismiyle ilgili farklı rivayetler var. Bunlardan birine göre diğer Osmanlı topraklarından gelenleri tanımlamak için kullanılan “Anadolu'dan kalkıp gelen” tabiri, “kalkan-gelen” olarak değişmiş ve zamanla şehrin ismi Kalkandelen olarak anılmaya başlamış.
Bir diğer rivayet, Yörük Türkmenlerinin bu topraklara yerleştikten sonra ata meslekleri olan silah yapımıyla uğraştıkları ve icat ettikleri bir silaha Kalkandelen ismini verdikleri, şehrin de ismini buradan aldığı yönünde. Ayrıca Osmanlıların şehri fethetmek için çok çetin bir savaş verdiği ve şehrin isminin buradan kaynaklandığını iddia edenler de var.
Kalkandelen'de çok sayıda tarihi eser mevcut
Makedonya'nın kuzeybatısında Şar Dağı'nın eteklerinde kurulu olan Kalkandelen, verimli tarım arazilerinin de içinde bulunduğu Polog Ovası'nda yer alıyor. Çevre köylerle birlikte nüfusu yaklaşık 200 bini bulan şehir, başkent Üsküp ve Manastır'ın ardından Makedonya'nın en büyük üçüncü şehri konumunda.
Kalkandelen asırlar boyunca hâkimiyeti altında yaşadığı Osmanlılardan derin izler taşıyor. Şehir, İslam kültürünün en güzel yansımalarından biri olan mimari yapılardan da nasibini almış. Bunlar arasında ayakta kalabilen birkaç tanesi bugün özenle korunuyor.
Kalkandelen'de bugüne ulaşan çok sayıda tarihi eser mevcut. Üsküp Sancak Beyi, sonra da Bosna Beylerbeyi İsa Bey'in inşa ettirdiği sanılan Eski Cami (Cami-i Atik), çeşitli dönemlerde restore edilmiş olup, halen ayakta ve yanında da Kalkandelen Müftülüğü bulunuyor.
En eski camilerden biri sayılan Saat Camii'nin avlusunda 1502 ve 1547 yıllarına ait mezar taşları da bulunuyor. Gamgam Camii de Kalkandelen'deki eski eserlerden biri olarak mevcudiyetini koruyor. Bir diğer tarihi eser olan ve çeşitli dönemlerde restore edilen Yukarı Çarşı Camii de şehirdeki mabetlerden biri.
Eşsiz güzellikte Alaca Camii
Kalkandelen’deki Osmanlı eserlerinin en önemlisi hiç şüphesiz Alaca Camii. Adından anlaşılacağı üzere rengârenk bir görünüme sahip cami, 1438 yılında İshak Bey tarafından inşa edilmiş. İnce işlemeleriyle ihtişamlı bir görünüme sahip olan cami, 1833 yılında Abdurrahman Paşa tarafından tadil ettirildiği ve bugünkü görünümüne kavuşturulduğu için Paşa Camii olarak da biliniyor. Asırlara meydan okurcasına bugün dimdik ayakta olan cami ibadete açık. Caminin giriş bölümünde üç tarafı açık, üstü mahfil bölümüyle kapalı son cemaat yeri bulunuyor.
Sağ tarafındaysa oyulmuş taştan klasik bir minaresi mevcut. Göz kamaştırıcı bir güzelliğe sahip olan cami, tek mekânlı, kare planlı olarak inşa edilmiş. Osmanlı barok tarzında inşa edilen Alaca Camii'nin dışı kadar içi de son derece renkli ve göz kamaştırıcı. Caminin her yanı çiçek motifleri ve geometrik desenlerle süslü. Tavan süslemelerinde ise İstanbul'u ve Anadolu'nun farklı şehirlerini betimleyen resimler kullanılmış.
Camideki eşsiz süslemelerin dünyada başka bir benzeri yok. İç ve dış duvarlarındaki renkli süslemeler sayesinde cami, Kalkandelen'in simge mimari yapılarından biri haline gelmiş. Alaca Camii'nde alışılagelmiş tezhip motiflerinin aksine, ağırlıklı olarak çicek desenleri kullanılmış.
Caminin etrafına 1991 yılında Osmanlı tarzında bir duvar inşa edilmiş. Eserin yapımını sağlayan iki kız kardeş Menşure ve Hurşide Hanımların cami avlusunda türbeleri bulunuyor. Bir kompleks olarak inşa edilen caminin etrafında bir hamam, bir de misafirhanesi mevcut.
Kalkandelenli Türklerin sayısı bugün 1.900'e kadar gerilemiş
Kalkandelen ve Recia köyü arasındaki Harabatî Baba Tekkesi, bölgede önemli bir merkez olarak asırlarca irşad faaliyeti göstermiş bir mekân. Poroj köyündeki Yarar Baba, Sipkovica köyündeki Koyun Baba ve Vrutok köyündeki Cafer Baba tekkeleri de Kalkandelen'in manevi merkezlerinden.
Makedonya'da Müslümanların en yoğun yaşadığı şehirlerin başında gelen Kalkandelen, tarihten bu yana önemli sayıda Türk nüfusu barındırıyor. Ancak göçler yüzünden Kalkandelenli Türklerin sayısı bugün 1.900'e kadar gerilemiş.
Arnavutlar, Makedonlar ve Romanların ardından Türkler, şehirdeki dördüncü büyük etnik grup konumunda. Azalan nüfusa rağmen Türkler, sivil sektör ve kültürel etkinliklerde oldukça faal. Kalkandelen bünyesinde faaliyet gösteren sadece bir Türk okulu bulunuyor.
Eğitim başta olmak üzere farklı alanlarda yaşanan sıkıntılara rağmen Kalkandelen'in kültür mozaiğindeki en önemli parçalardan biri olan Türkler, tarihten bu yana süregelen varlıklarını bugün de devam ettiriyor.
Esra Hasip haber verdi