Kadir Gecesi Ramazan’ın 27. Gecesi mi?

Müsaadenizle tersinden bir soruyla söyleşimize başlamak isterim. Kadir gecesinin hangi gün olabileceğine yönelik farklı görüşler var. Bir de Ramazan’a ayrı günlerde başlama durumu olabiliyor. Örneğin, bu sene, Kadir gecesi Ramazan’ın 27. Gecesi olarak Pakistan’da 17 Nisan’da, Bengladeş ve Hindistan’da 18 Nisan’da kutlanacak. Bir gün olarak değil de son on günün tek geceleri açısından bakarsak, Pakistan’da 11, 13, 15, 17 ve 19 Nisan ihya edilecekken, Bengladeş ve Hindistan’da 12, 14, 16, 18 ve 20 Nisan’da ihya edilecek. Bu durumda Kadir gecesine nasıl isabet edilecek?

Sorunuz güzel, fakat öncelikle Kadir gecesi ile ilgili bazı açıklamaları yaparak konuya başlayalım isterseniz. Kadr suresinde Rabbimiz “Muhakkak ki Biz onu Kâdir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. O gece, melekler ve ruh Rablerinin izniyle her iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir selamdır/esenliktir.” buyurmaktadır.

Kadr/Kadir, “takdir etme, hüküm, şeref, değer, kıymet, azamet, tazyik etme, sıkıştırma” gibi anlamlara gelir. Âlimlerce Kadir gecesinin bu üç anlamı da içerdiği şeklinde yorum yapılmıştır:

  • Hüküm gecesi: Her hikmetli işin, ilâhî takdirde hükmedilmiş işlerin ayırt edildiği gecedir. Bu gecede, gelecek seneye kadarki Allah’ın ezelî takdiri ilgili meleklere tebliğ olunur.
  • Kıymet gecesi: Şerefli, azametli, değerli, “bin aydan hayırlı” gecedir.
  • Tazyik gecesi: İnen meleklere yerin dar geldiği gecedir.

Kadir gecesinde indirilen ile Kur’an mı kastediliyor?

Evet. Âlimlerin çoğu, “peyderpey indirdik” anlamındaki “nezzelnâ” yerine “indirdik” manasındaki “enzelnâ” fiilinin kullanılmasını dikkate alarak, ayette Kur’an’ın Levh-i Mahfûz’dan dünya semasına indirilmesine temas edildiğini belirtmişlerdir. Daha sonra Hz. Cebrail onu yirmi üç senede yeryüzüne indirmiştir. Bazı âlimlere göre ise, bu âyetle doğrudan Hz. Peygamber’e ilk ayetlerin gelişi kastedilmektedir.

Kadir gecesini bu kadar değerli kılan nedir? Bin aydan hayırlı olması ne anlama geliyor?

Onu değerli kılan, son vahiy Kur’an-ı Kerim’in indirilmesidir. Bazı bilginler, Kadir gecesinin “bin aydan hayırlı” oluşunu, hakiki manasında anlayarak bu gecede yapılan ibadet ve hayırların, içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bin ayda yapılanlardan daha çok sevap getireceğini belirtirler. “Bin ay” yaklaşık 83 yıla denk gelmektedir. Bu açıdan bir ömürde kazanılabilecek manevi birikimden daha fazlasının kazanılabileceği bir gece olarak da değerlendirilebilir. Başka bir yoruma göre ise, buradaki “bin” sayısı çokluktan kinayedir. Bu ayette Kadir gecesinde yapılan ibadet ve iyiliklerin diğer bütün zamanlarda yapılanlardan daha çok sevap getireceği ifade edilmiş olmaktadır.  

Ya Hz. Cebrail’in ve meleklerin her bir iş/buyruk için inmesi?

Kâinatta, plansızlık ve programsızlık olmadığına, her bir işin yerine getirilmesinde görevli melek­lerin bulunduğuna, meleklerin görev emirlerini bu gecede aldıklarına işarette bulunuluyor. Seyyid Kutub’un vahyin inişi ile meleklerin indirilmesi arasındaki ilişkiye yönelik orijinal bir yorumu bulunmaktadır: “Bu gecede inen Kur’an aracılığı ile her emir ayırt edilmiş, her mesele çözüme bağlanmış, kalıcı hak ile yüzeysel batıl belirlenmiş, sınırlar çizilmiş, insanlığın bu geceden itibaren kıyamet gününe kadar sürecek yolculuğundaki güzergâhı belirleyen tüm yol işaretleri dikilmiştir. İnsanların dünyasında hayatın dayanmak zorunda olduğu hiçbir temel açıklanmadan, belirlenmeden bırakılmamıştır. Genel ve kalıcı evrensel yasalar sisteminde olduğu gibi her şey ortaya konmuştur.” Bu gece, selamın, esenliğin, huzurun hâkim olduğu bir gecedir.

Kısaca özetlersek?

Kadir gecesini özelleştiren ve güzelleştiren ilâhi vahyin nazil olmasıdır. Bu geceyi değerlendirmek ve faziletinden istifade etmek istiyorsak, Kur’an ile buluşmamız gerekiyor. Bu buluşma, bize bin aydan daha uzun sürede kazanılabilecek manevi bir gelişimi sağlayabilir. Ramazan’da bedeni isteklerine ket vurmuş ve melekleşme yoluna girmiş bir mümin, bu gece meleklerle kucaklaşır, üzerine esenlik ve huzur iner. 

Kadir gecesi, Ramazan’ın 27. gecesi midir? Neden ülkemizin de içinde olduğu birçok yerde bu gece Kadir gecesi olarak kutlanmaktadır?

Bu konuda bir kesinlik yoktur. Âlimlerin çoğunluğu bu kanaate vardığı için, bir geceyi değerlendirenler 27. geceyi tercih etmektedir. Sünni dünyası 27. geceyi tercih ederken, İran’da Şiirlerce 19., 21. ve 23. gece tercih edilmektedir. Bazı ülkelerde, 21., 23., 25., 27. ve 29. geceyi ihya etme geleneği bulunmaktadır.

Farklı gecelerle ilgili görüşler de var mı? 

Elbette. Farklı rivayetlere göre,

  • Ramazan ayı içinde,
  • Ramazan’ın son on gecesinde,
  • Ramazan’ın son on gününün tek gecelerinde,
  • Ramazan’ın son yedi gecesinde,
  • Ramazan’ın 27. gecesinde,
  • Ramazan’ın 24. gecesinde,
  • Ramazan’ın 23. gecesinde,
  • Ramazan’ın 22. gecesinde,
  • Ramazan’ın 21. gecesinde,
  • Ramazan’ın 17. gecesinde

olduğu kanaatine varanlar olmuş.

Ayrıca, bunların dışında da görüşler var. Örneğin, Hanefî mezhebinin meşhur olan görüşüne göre, Kadir gecesi senenin bütün günleri içinde gizlenmiş olup, senenin bütün gecelerini dolaşır. İmam Malik, Sevrî ve Ahmed b. Hanbel’e göre, Ramazan’ın son on gecesi içerisinde dolaşır. İmam Muhammed ile İmam Ebu Yusuf’a göre Ramazan’ın ikinci yarısındaki gecelerdedir. İmam Şafiî’ye göre ise, Ramazan’ın 21. yahut 23. gecesidir.

Peygamberimizin kendisine vahyin geldiği, hayatında dönüm noktası olacak bir geceyi bilememesi nasıl mümkün olur?

Bunun da bir ilâhi bir hikmete dayandığı açık. Peygamberimiz Kadir gecesini haber vermek üzere mescide geliyor, fakat orada iki şahsın tartışmakta olduğunu görüyor, onlarla meşgul olduktan sonra şöyle buyuruyor: “Ben size Kadir gecesini haber verecektim ama bu iki şahsın tartışması sebebiyle bana o gecenin hangi gece olduğu unutturuldu. Umulur ki böylesi sizin için daha hayırlıdır. İyisi mi siz Kadir gecesini (Ramazan’ın son) dokuz, yedi ve beşinci gecelerinde arayınız.”

Bu gecenin gizlenmesinde nasıl bir hikmet olabilir?

Peygamberimiz, Cuma gününde yapılan duaların kabul edileceği bir anın, - buna icabet saati denir- bulunduğunu haber vermiştir. İcabet saatinin hangi ânı ifade ettiği konusunda da farklı görüşler olup, Peygamberimizin “Ben onu biliyordum, ancak Kadir gecesi gibi o da bana sonradan unutturuldu” hadisi bulunmaktadır. İcabet saatinin gizli olması, insanların bütün gün boyunca Allah’a yönelmelerini teşvik ediyor. Benzer biçimde, Rabbimiz esma-i hüsnası arasında İsm-i A’zam’ı, namazlar arasında orta namazı, rızasını salih ameller içerisinde, gazabını kötülükler içerisinde gizlemiştir. Bu açıdan bakınca hiçbir salih ameli ve günahı küçük görmemeli; bir hayvana su vermenin rıza-ı ilahiyi kazandırabileceğini, bir hayvana eziyet etmenin gazab-ı ilâhiyi çekebileceğini unutmamalıyız. İnsanın ecelinin gizli olmasında da benzer bir hikmet var. Ecel biliniyor olsaydı, ilk bölümü gafletle, son bölümü endişe ile geçecekti. Halbuki gizli olmasında bir rahmet var ki, insan ne gaflete ne de endişeye düşmeden denge içinde yaşama imkânı bulabiliyor.  Netice itibariyle, Kadir gecesinin de gizli kalması, kasıtlı olarak bu geceye hürmetsizlik edilmesine veya bu gece aşırıya kaçılmasına engel oluyor, “her geceyi Kadir bilecek” bir potansiyeli bize vermiş oluyor.

Peki, rivayetler çok farklı günleri kapsıyor? Bunda nasıl bir hikmet olabilir?

İnsanlar kulluk yarışında eşit değiller, herkesin takva seviyesi bir değil. Ben bu gecenin farklı rivayetler içerisinde gizlenmesi ile bizlere bir ufuk çizilmiş olabileceğini düşünüyorum. Doğrusunu elbette Rabbimiz bilir. İmam Gazali’nin oruç tutanlarla ilgili çok güzel bir tasnifi var. Üç türlü oruçtan bahsediyor. Birincisi, avâmın orucu ki, yeme-içme gibi orucu bozan eylemlerden uzak kalmaktır. İkincisi, hasların orucu ki, bunlar dilleriyle gıybet etmezler, yalan söylemezler, elleriyle kimseye zarar vermezler, ayaklarıyla harama gitmezler, bütün organlarına oruç tuttururlar. Üçüncüsü ise, hasların hası, seçkinlerin seçkini olan gruptur. Bunlar, kalplerini dünyevî düşüncelerden tamamen arındırıp Allah’tan başka her şeyi kalplerinden uzaklaştıranlardır. Benzer biçimde, Kadir gecesini arayanları/ihya edenleri en üst seviyeden başlayarak sıralarsak, ana hatlarıyla şöyle bir tasnife gidebiliriz kanaatindeyim:

  • Kadir gecesini yılın bütün geceleri içinde arayanlar
  • Kadir gecesini Ramazan geceleri içinde arayanlar
  • Kadir gecesini Ramazan’ın ikinci yarısının geceleri içinde arayanlar
  • Kadir gecesini Ramazan’ın son on gününün geceleri içinde arayanlar
  • Kadir gecesini Ramazan’ın son on gününün tek geceleri içinde arayanlar
  • Kadir gecesini Ramazan’ın belli bir gecesi içinde arayanlar

En seçkin grup, Kadir gecesini yılın bütün geceleri içinde arayanlardır. “Her geceyi Kadir, her kişiyi Hızır bil” sözü tam da bunu açıklamaktadır. Aslolan her gün ve geceyi ganimet bilebilmek, bütün insanları değerli görebilmektir. Kişinin kılacağı namazı ömrünün son namazıymış gibi kılmasının tavsiye edilmesi de aynı kapsamda bir tavsiyedir. Ebu Hanife’ye atfedilen “Kadir Gecesinin sadece belli gecelerde değil, senenin bütün gecelerinde aranması gerektiği” görüşü, Hafız Şirazî’nin mısralarına şu şekilde yansıyor:   

“Ey hâce çı gûyi ez şeb-i kadiri nişani/Ey Hoca! Nedir, hep Kadir gecesinin alametlerinden söz edip duruyorsun!

Her şeb şeb-i kadr est eğer kadri be dâni/Oysa, kadrini bilirsen, her gece Kadir gecesidir!”

Peygamberimiz Ramazan’ın son on günü itikâfa çekilirdi. Bizde de itikâfa girenler olsa da Kadir gecesini ihya geleneği 27. geceye münhasır kılınmış durumda. İnşallah hem bireysel olarak hem de millet olarak en azından bazı ülkelerde olduğu gibi 21., 23., 25., 27. ve 29. geceleri ihyâ geleneğine kavuşmamız nasip olur.

Kadr Suresinden 27. geceye işaret bulanlar var.

Evet, doğrusunu Rabbimiz bilir, şöyle bir tevafuk olduğunu belirtenler var. Kadir gecesi manasına gelen “Leyletu’l-kadri” terkibi surede üç defa tekrarlanmıştır. Harf sayısı ise 9’dur. 9x3= 27’dir. Kadir suresinin kelimeleri Ramazan ayının günleri kadar olup 30’dur. Son ayette yer alan ve Kadir Gecesine bakan “hiye= O” zamiri de 27. kelimedir. Bu tespitin bir bağlayıcılığı yoktur, ancak inşallah 27. geceyi ihya edenler için bir ümit vesilesi olsun diyelim.

Gerek rivayetler nedeniyle gerekse ülkeler arası farklı uygulamalar nedeniyle farklı geceleri ihya edenlerin durumu ne olacak?

Birincisi, ihya edilen Ramazan gecesi olduğu için zaten güzel bir amelde bulunulmuş olmaktadır. İkinci olarak, 27. gecenin Kadir gecesi olma ihtimalini yüksek olarak gören müçtehitlerin bu içtihadını değerlendiren zamanın eşsiz âliminin şu ümit dolu duası önemli diye düşünüyorum: “Hakikî olmasa da madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor, inşallah hakikî hükmünde kabule mazhar olur.” Ayrıca, mekân, zaman veya cemaatle ifa gibi bazı etkenlerin bazı ibadetlerin sevabını katladığını biliyoruz. Fakat bir ibadeti güzelleştiren en büyük etken “samimiyetle” yapılmasıdır. 

Bazı âlimlere atfedilen, “Ramazan, Pazartesi başlarsa Kadir gecesi 21. gece, Salı başlarsa 27. gece, Çarşamba başlarsa 19. gece, Perşembe başlarsa 25. gece, Cuma başlarsa 17. gece, Cumartesi başlarsa 23. gece ve Pazar günü başlarsa 29. gece olur” gibi görüşler var.

Peygamberimizin açıkça bildirmediği ve gizli kalmasında da hikmetler görülen bir gece için ümmeti bağlayıcı nitelikte formüller ortaya koymak uygun görülmemiş, o âlimlerin şahsi görüşü ve tecrübesi olarak görülmüştür.

Bir de bazı ilâhiyatçılar var, “Kadir gecesini zamanda aramak yanlış. Dünya’nın bir tarafında gece, bir tarafında gündüz olduğuna göre aynı anda Kadir gecesini idrak etmek mümkün değil.” diyorlar.

Mantık çerçevesine oturtmanın mümkün olmadığı bu söylemi, ben de hayretle işittim. Bu durum, tüm günler ve geceler için mevcuttur. Cuma namazı, tüm dünyada farklı anlarda kılınıyor, herkes onun güzelliğinden kendi yaşadıkları anda istifade ediyor. Kadir gecesinde de herkes kendi ülkesine gelen zaman diliminde bu geceyi idrak etmiş olacaktır.

Kadir gecesini nasıl ihya etmeli?

Resulullah Efendimizin “Faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihya eden kişinin geçmiş günahları bağışlanır.” buyurması, bu gecenin rahmet ve bereketini bize müjdeliyor.

Kadir gecesine has farklı bir ibadet şekli yoktur. Her ne kadar
bazı tali kaynaklarda nafile olarak 100 rekâtlık bir Kadir gecesi
namazından bahsedilmekte ise de bunun sünnete dayanan kabul edilebilir bir dayanağı yoktur.

Hz. Âişe validemiz, “Kadir gecesini idrak edecek olursam nasıl dua
edeyim?”
diye Peygamber Efendimize sorar. Peygamberimiz de şu duayı okumasını tavsiye eder: “Allahumme inneke afuvvun tuhibbul-afve fa’fu annî-Allahım! Sen çok affedecisin, affetmeyi seversin, beni affeyle!”

Bu gece, Kur’an-ı Kerim gecesidir. Anlamı ile, tefekkürle Kur’an okumalı, tevbe etmeli, namaz kılmalı, kendimiz, yakınlarımız, tüm inananlar ve tüm insanlık için dua etmelidir, dua almalıdır. 

Tüm okuyucularımızın Kadir gecesini tebrik ediyorum.

Kaynakça:

Paksoy, K., Rivayetler Işığında Kadir Gecesi, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Yıl: 17, Sayı 27, Ocak–Haziran 2012

Kalkan, S., Kadir Suresinin Analitik Yorumu, Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 8, 8 (2015/8), ss. 103-118.

Ayhan, B., Kadir Gecesinin Tespiti Meselesi, AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi, Güz 2014, Cilt:2, Yıl:2, Sayı:4, 2:1-20

https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/sure/97-kadir-suresi

https://sorularlaislamiyet.com/

https://islamansiklopedisi.org.tr/kadir-gecesi

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hidayet Çimen
Hidayet Çimen - 2 ay Önce

Kur'anı ömür boyunca kalbimizde taşıyıp yaşayabilirsek o zaman her gecemiz kadir gecesi olur.

Ali
Ali - 2 ay Önce

Allah razı olsun, Kadir geceniz mübarek olsun.

Selen Canan
Selen Canan - 1 ay Önce

Allah razı olsun, kafama takılan bir soruya cevap bulmuş oldum. Her günümüzün, her gecemizin kıymetini bilelim.

Ramazan Kadirov
Ramazan Kadirov - 4 hafta Önce

Ramazan bitti diye Kur'an okumayı bırakmayalım, her gecenin kadrini bilelim dostlar.

banner46