Edebiyatı edebi hayat olarak okuyanlar... Onlar edebiyat öğretmeni; fakat bana göre normalin dışındalar. Onlar edebiyatın ancak edep dairesinde, değerlere sahip çıkılarak, edebi hayatı tefekkür ederek olabileceğini hayatlarıyla veya yazdıklarıyla ortaya koyuyorlar.

Bu konu her meslek için geçerlidir. Alınteri varsa ve edep dairesinde ise her meslek değerlidir. Meslekler üzerinde kültürel ve güncel baskılar her zaman olmuştur. İfade ettiğimiz ölçülerde yapılan her meslek hayata görünenden daha fazla değer katar.

Kani Çınar, Kayserili edebiyat öğretmeni. Sayha Dergi'nin kaptanı, yazan ve yaşayan adam. O'nu Akabe Kitapevi'nde kitapları koklarken veya evinin bahçesindeki kayısı ağaçlarını sularken bulabilirsiniz. Dersine girmek nasip olmadı; fakat ilginç bir ders olacağı kesin. Bitki yetiştirmeyi bilenler insanı da güzel yetiştirir.

Hasan Erkan, Karaman'da edebiyat öğretmeni. Türk Dili Edebiyat Derneği'nde Karaman'ın kültürel hayatının şekillenmesine katkı sunuyor. Şiir yazıyor, Sayha Dergi'nin çekirdek kadrosundaydı. Henüz yüz yüze tanışmadık; fakat sesindeki samimiyet yazısının sıcaklığına eşit.

İbrahim Demirci, Konya'da edebiyat öğretmenliği yaptı. O'nun ilk imzasını Nuri Pakdil öncülüğünde çıkan Edebiyat dergisinde görüyoruz. Ömrünü edebiyat ve özellikle dilin daha iyi kullanılması için adamış biri. Birebir muhabbetimiz olmadı. O'nu tanıyanlardan yazdığı gibi yaşayan, samimi bir adam olarak biliyoruz.

Bunlar hep muhabbet adamları; Nurettin Topçuların, Mahir İzlerin, Cemil Meriçlerin, Erdem Beyazıtların, Mehmet Akif İnanların, Şefik Canların... yaşayan temsilcileri.

İyi adam olma yolunda ilerleyenlerin buluşacağı ortamlar çoğaltılmalı

Bazen adam kıtlığı kelimesi kullanılır; fakat böyle alt alta yazdığımızda ne çok iyi adam olduğunu görüyoruz. Daha isimlerini bilmediğimiz veya sözü uzatmamak için tek tek ismini ifade etmediğimiz, işini edep dairesinde yapan ve değerlerimizi yüceltmek için çalışan bir sürü iyi adam var. Onlar "Edeple gelen, lütufla gider!" serlevhasını anlamışlar ve buna göre yaşamışlar.

Ben iddia ediyorum, iyiler güzel atlara binip gitmedi, hâlâ aramızda yaşıyor. İyileri tanımak için biraz efor sarfetmek gerekiyor. Emeksiz ekmek olmadığı gibi emeksiz muhabbet de yok. Sarraf olmadan, altın tartamayız. Biraz gayret, farkında yaşamak bir anlık meseledir ve bir kararla başlar. Yola koyulduğunda yol arkadaşı da bulursun, ihtiyacın olduğunda rehber de çıkar karşına.

Biz Dünyabizim sitesini hem iyi adamların buluşma yeri hem de bir muhabbet mekanı olarak görüyoruz. Bizi iyi adamlarla buluşturan Rabbimize hamdolsun. "Ne kadar iyi adam tanıyorsan o kadar adamsın." Bu cümleyi yazmıştım vakti zamanında, cümleyi tekrar tekrar yazmak gerekiyor. Nuri Pakdil usta bazen bu cümle doksanıncı kez yazıldı der.

İyi adam olma yolunda ilerleyenlerin buluşacağı ortamlar çoğaltılmalı. Hayat vesiledir; kimin kime, ne zaman, nasıl vesile olacağı belli olmaz.

Pazar günleri İstanbul'un kurucu ve şekilendirici aklı, ilk üniversitesi Fatih Külliyesi'nin kalbi olan camide İstanbul'un fatihinin huzurunda ikindi namazında buluşuyoruz. Kapımızda hiç bir etiket yok, tamamen açık kapı usûlü, edeple gelen lütufla gider, diyoruz. Yirmili yaşlarda gençler de var, kırkı devirenler de, akademisyen de var, işçi de! Grubun adı çay ve muhabbet. Ortak paydamız namaz, çay, muhabbet. Türbe kapısından çıkınca Somuncu Baba çay ocağı var, bizi ya camide ya da çay ocağında bulabilirsiniz. Muhabbet adamları çayın ve muhabbetin demlisini sever.

Cami bizler için buluşma mekanı olmalı

Vaktini namaza göre ayarlayanın saati şaşmaz. Saatler alınır, değişir, bozulur; fakat ezanın vakti şaşmaz. Bir ezan vakti ayrılacağız bu âlemden ve bu saat de şaşmayacak.

Cami bizler için buluşma mekanı olmalı. Kutlu bir diriliş olacaksa camiden başlayacak. Farkındalığa namazı evde kılmak yerine mahalle camisine gitmekle başlayabiliriz. Şehrimizin iyi adamlarını aramak bitmeyen meşguliyetimiz olmalı.

Rabbimiz içimizden iyiliğe lider insanlar çıkarsın ki iyilerin ve hayrın değeri bilinsin. İmaret / Vakıf / Külliye Medeniyeti yeniden dünyayı imar etsin. Amin.



Cihad Meriç yazdı