IV. Ahlâk Şûrası, Ahlâk ve İktisat temasıyla 15 Eylül Cuma günü Hatay’da başladı. Türkiye Yazarlar Birliği'nin Ziraat Katılım ve HATİAB’ın destekleri ile düzenlediği Şûra’da Türkiye’de bu konu üzerine çalışan akademisyenler bir araya geldi.
İstiklal Marşı ile başlayan Şûra’nın açılış konuşmalarından ilkini TYB Genel Sekreteri Yrd. Doç. Dr. Muhammed Enes Kala yaptı. TYB’nin bugüne kadar düzenlemiş olduğu Ahlâk Şûraları hakkında kısaca bilgi veren Kala, IV. Ahlâk Şûrası’nın, Sabahattin Zaim Hoca anısına Ahlâk ve İktisat temasıyla düzenlendiğini belirtti. İnsanın, iktisat ilminin temel öznesi olduğunu belirten Kala, hem kendisi hem de başkaları için çalışan insanın ideal insan olabileceğini vurguladı. Katılımcılara ve Şûra’nın organizasyonunda emeği geçenlere teşekkür ederek sözlerini sonlandırdı.
İslam iktisadı 3 temel ilkeye dayanır
Kala’dan sonra Şûra’nın destekleyicilerinden HATİAB’ın başkanı İbrahim Güder konuşma yaptı. Konuşmasında, ahlâkın iş dünyasındaki önemini vurgulayan Güder, piyasada ahlaki değerlerin yerleşmesinin ve ilkelerin uygulanmasının hem ülke hem de dünya için önemli olduğunu belirtti. Şûra sonunda ortaya çıkacak sonuç bildirgesinin kamuoyu ile paylaşılacağını söyleyen Güder, konuşmalarına, Şûra’nın medeniyetler şehri, kadim Hatay’da düzenlenmesinden ötürü teşekkürlerini ileterek son verdi.
Bir diğer açılış konuşması, Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir tarafından yapıldı. Özdemir konuşmasına, Sabahattin Zaim Hoca anısına düzenlenen şuranın başarıya ulaşması temennisiyle ve böyle önemli bir konuda şura düzenledikleri için TYB’ye teşekkür ederek başladı. Özdemir, böyle bir organizasyona Ziraat Katılım olarak destek vermelerinin kendileri için onur vesilesi olduğunu belirtti. Katılım bankacılığının aslında İslam İktisadının bir cüzü olduğunu söyleyen Özdemir, maalesef, şimdi parçanın bütünü geçtiğini söyledi. İslam iktisadı çalışmalarının, İslami finansın gölgesinde devam ettiğini söyleyen Özdemir, bu açıdan bu şuraya ayrı bir önem verdiğini belirtti. Toplumsal hayatın iş birliklerini zorladığını, bu durumdan ötürü çeşitli kuralların oluştuğunu, bu kuralların da din ve ahlak ile şekillendiğini belirtti. İslam iktisadının Allah inancı, ahiret inancı ve adalet olarak 3 temel ilkeye dayandığını vurgulayan Özdemir, İslâmiyet'in ilk dönemlerinde inen ayetlerin ahlak ile ilgili olduğunu sonra inen ayetlerin ise genel olarak ahlaka uymamaktan dolayı oluşan sorunlara yönelik olduğunu söyledi. Buradan anlaşılması gerekenin, önceliğin ahlak olması ve sorunları ahlakî yaklaşımlarla çözüp hukuka gerek kalmaması gerektiğini bildirdi. Ziraat Katılım’ın bu tür organizasyonlara destek vermeye devam edeceğini belirtti. Özdemir katılımcıları selamlayarak sözlerini sona erdirdi.
Ziraat Katılım Genel Müdürü Özdemir’den sonra TYB Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan katılımcıları selamlayarak açılış konuşmasına başladı. Arıcan düzenlenen Ahlâk Şûrası dizilerinin ülkemiz adına iftihar vesilesi olduğunu ve devam etmesi gerektiğini söyledi. Ahlâkın, insanların vazgeçilmezi olduğunu, beşerin varlık sebebinin ahlak olduğunu ve yeryüzünde bir arada yaşamanın temel unsurunun ahlâk olduğunu söyledi. Bu şûrada TYB olarak, ahlâk, mülkiyet, iktisat, vergi adaleti gibi kavramların yanında tüketim çılgınlığı vb. sorunlara da değinilmesi gerektiğini ifade eden Arıcan, bu sorunlar ile mücadelenin TYB’nin de derdi olduğunu söyledi. TYB olarak bu vesile ile şûra için iş birliği yaptıkları Ziraat Katılım’a teşekkürlerini sunan Arıcan, eskiden temel sorun bankaların meşruluğu iken, katılım bankaları ile en azından bu merhalenin aşıldığını söyledi. İktisadın güçlü olmak için olmazsa olmazlardan olduğunu belirterek söz sahibi olmanın iktisadi güce sahip olmaktan geçtiğini söyledi. Şûranın sonuç bildirgesinin rapor halinde kamuoyu ve ilgililer ile paylaşılacağını söyledi. Arıcan konuşmasına destek verenlere teşekkür ederek son verdi.
İktisatın temeli ahlak
Arıcan’dan sonra TYB Şeref Başkanı Mehmet Doğan açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. Dünya sahnesinin hem oyuncusu hem izleyicisi olan insanın yaşam seyrinden bahsederek sözlerine başlayan Doğan, vitrin meselelerinin, esas meselelere inmeyi zorlaştırdığını belirtti. Türkiye’nin yıllarca ahlak kelimesinden ve kavramından kaçtığını, ahlak kelimesinin din ile bütünleşmesinden ötürü laiklik kaygıları ile ahlakın dışlandığını ve ahlaktan kaçanların etik kavramına sığındıklarını belirtti. Etik kavramının ise toplumun değerleri ile uyumsuzluğundan ötürü ahlak kavramını karşılamadığını belirtti. İdeale götürmeyen bilginin eksik olduğunu söyleyen Doğan, tam bilginin insanı ideale iletmesi gerektiğini söyledi. “İktisat ahlâk dışıdır” fikrinin dayatıldığını söyleyen Doğan, insanın sadece iktisadi saikler ile hareket eden bir varlık olmadığını söyledi. Konuşmasının önemli bir kısmında, ahlak & hukuk ve ayrıca eğitim & terbiye arasındaki ilişkiye ve farklara değindi. Üç gün sürecek olan Şûrada ahlak ve iktisad ilişkisinin tüm yönleriyle ele alınacağını söyleyen Doğan, Nurettin Topçu’nun “öğrenmek zekânın, yapmak ise ahlakın işidir” sözüne değindi. Hak ve adalet kavramları üzerinde de duran Doğan, Sabahattin Zaim hocanın çalışmalarının Türkiye’de yapılan İslam iktisadı çalışmalarının temelini oluşturduğunu söyledi.
IV. Ahlak Şurası’nın açılış dersini ise Marmara Üniversitesi’nden Prof. Ahmet Tabakoğlu yaptı. Werner Sombart’ın kapitalist sisteme eleştirileri ile derse başlayan Tabakoğlu, eserinde Sombart’ın adeta kapitalizmin ipliğini pazara çıkardığı için bu eserinin İngilizce’ye çevrilmediğini söyledi. "İktisat bizim kaderimiz midir?" sorusuyla devam eden Tabakoğlu, iktisadın temelinin ahlak olduğunu söyledi. Ev idaresi kökünden gelen ekonomi teriminden hareketle evdeki ahlak ile ilişki kurulabileceğini belirtti. Modern iktisadın, iktisadı ahlak dışı (amoral) kabul ettiğini söyleyen Tabakoğlu, bunu eroin örneği ile ifade etti. “Modern iktisat için eroinin sağlığa zararlı olmasının önemi yoktur, önemli olan eroinin fiyatıdır” diyen Tabakoğlu, İslâm’ın ise hedefinin temiz kalp (kalb-i selim) olduğunu belirtti. Üretimin insanı Allah’a yaklaştırdığını, tüketimin ise bu durumu zorlaştırdığını söyleyen Tabakoğlu, İslam iktisadı ve ahlakın iç içe olduğunu söyledi. Hem ahlak hem iktisat için kurallar olduğunu söyleyen Tabakoğlu, hukuk kavramı için ise hukukun ahlâkın asgarisi olduğunu belirtti. İslam iktisadının temel hedefinin ise kul hakkını muhafaza etmek olduğunu söyledi. İktisat fakültelerinde ahlak dersi okutulmasına önem verdiğini söyleyen Tabakoğlu, bu durumun modern kapitalizmin ahlak konusundaki hatasını anlayarak yeniden bunu tesis etme çabası olduğunu söyledi. Ahlaksızlığın akılsızlık olduğunu belirten Tabakoğlu insanları sonsuza dek kandırmanın mümkün olmadığını ifade etti.
İnfak insanı temizler
Sombart’ın “Biz zengin olduk, çünkü bizim için bazı ırklar ve milletler öldü, bazı kıtalar tamamen boşaltıldı” sözünün kapitalist ülkelerin nasıl zenginleştiğini özetlediğini söyledi. Kölelik, sömürgecilik, uzun çalışma saatleri, kadınların ve çocuklarının emeklerinin nasıl sömürüldüğünü anlamadan kapitalizmin ve kapitalist ülkelerin nasıl zenginleştiğini anlamanın mümkün olmadığını söyledi. Bu sebeple sadece zengin olmak için Müslümanların kapitalistleri örnek alamayacağını söyleyen Tabakoğlu, İslam iktisadında “iktisat insan içindir”, Modern iktisatta “insan iktisat içindir” temel ilkesinin olduğunu belirtti. İslam iktisadının emeğe dayandığını özellikle vurgulayan Tabakoğlu, emeği ile geçinmeyi şiar edinmiş birisinin ahlaksız olmayacağını söyledi. Konuşmasında infak kavramı üzerinde de duran Tabakoğlu, infakın insanı temizlediğini söyledi. İslam iktisadının insanı biriktirmeye değil vermeye yönlendirdiğini, vermenin ise hayatı dinamik kıldığını söyledi. İslam’ın üstünlük tanımının takva, erdem ve fazilet ile alakalı olduğunu belirten Tabakoğlu, infakın İslam toplumlarında vakıf kurumuyla kurumsallaştığını ve İslam medeniyetlerinin vakıf medeniyetleri olarak da tanımlanabileceğini belirtti.
Konuşmasında mutasavvıfların İslam iktisadındaki rolünü de anlatan Tabakoğlu, Ömer Lütfi Barkan’ın “Kolonizatör Türk Dervişleri” eserinden hareketle, İslamiyet’in yayılmasında ticaretin ve tasavvufun çok önemli olduğunu söyledi. Tarihsel olarak İslam devletlerinden de bahseden Tabakoğlu, Osmanlıların iktisadi zihin yapısından bahsettikten sonra bu zihin yapısının değişmeye başladığı dönem ile alakalı bilgiler verdi. Özellikle II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Müslümanların ekonomiye hakim olması fikrinin insanları Batı’nın iktisadi zihniyle hareket etmesine sebep olurken, o dönem uygulanmaya başlanan “milli iktisat politikası(!)”nı tarihte yolsuzlukların başladığı dönem olarak tanımladı. Konuşmasında Sabri Ülgener’in ekonomiye yaptığı eleştirilerden de bahseden Tabakoğlu, ekonominin emek dışı faktörler ile (rant vb.) yürütülmeye çalışılmasının zararlarını anlattı. Konuşmasında genel olarak kapitalizmin doğuşu, İslam iktisadının ilkeleri ve iktisadi evrimin tarihini anlatan Tabakoğlu, konuşmasının sonunda, modern kapitalizmin sebep olduğu genel problemleri özetledi.
Açılış dersinden sonra Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu’na, TYB Şeref Başkanı Mehmet Doğan tarafından TYB Üstün Hizmet Ödülü takdim edildi.
Şûranın 1. Günü öğleden önce oturumu plaket takdimleriyle sona erdi.