*Beni öldürmeyen; güçlendirir.*
Her yara beni daha da haklı kılar yalan dünyada. Yaralarımla yaralarım dünyanın en masum insanlarını.
Beni öldürmeyen; küstahlaştırır.
Her haksızlık yaptığımda en çok ben ağlarım, öyle çok ağlarım ki kolunu kanadını kırdıklarımı suçlu kılar, haraçlarını alırım.
Beni öldürmeyen; ölümü hak eder.
Bir ülkeyi yerle bir eder, iki askerime karşı binlerce can alırım. Elimde kanlarını kurutmadan dolaşırım sokaklarında beni öldürmek isteyenlerin.
Beni öldürmeyen; tüm haklarını kaybeder.
Suçlu olduğum anda boynumu vurmayanları boyunlarından ve kameralarından yakalar, yanıma da “dostlarını” alıp boy boy ölüm resimlerini dolaştırırım dev ekranlarda.
Beni öldürmeyen; alay edilecek duruma düşer.
Beni maktülün tam üzerinde yakaladıklarında salıverenleri, cümle aleme “katil bunlar!” deyip taşa tuttururum.
Beni öldürmeyen; beni zalimleştirir.
Beni öldürürseniz biliyorum, sizin içinizde benim kadar zalim olan çıkmaz. Belki de bu sebepten durdurmuyorsunuz zalimliğimi, cellatlığımı. Elimden baltayı almadıkça, bitmez bu zulüm!
Beni öldürmeyen; ölür!
Beni öldürmeyen, ne kadar güçlü olursa olsun, hilelerimle, haklı olduğu davada, haklı olduğu mahalde öldürülür. Gidin Şatilla kampına bakın; gidin, İsrail'e gelmek istemeyenlerin sonuna bakın!
Beni öldürmeyen; mutluluk nedir hatırlayamaz.
Ekranlarda, filmlerde, hayallerinde hatırlayacakları yalan mutluluk adaları kuranlar, beni kurbanlarımı duydukça “Yine mi!” derler, “Yine mi ondan bahsediyorsunuz? Başka şeylerden bahsedelim!...” Benim mutsuz kıldığım dünyada, beni lanetleyenlerin mutsuzluk sebebi olduğuna inanacak kadar sinik ve korkaklar mutlu olamazlar!
Beni öldürmeyen; rahat uyuyamaz.
Aslında, uyudukları için, uyku nedir, uyanıklık nedir, onu da bilmez beni rüyalarında dahi öldürmeye kıyamayanlar.
Beni öldürmeyen; masumları öldürür.
Bana kızıp ülkelerindeki hakları gasp edilen insanları döver kolluk kuvvetleri.
Beni öldürmeyen; şımartır.
Öldürdüklerimin kan parasını talep ederim. Öyle ki "benim buldozerim kaldırımda gidiyordu, ne işi varmış, hem buldozerim kan oldu, yıkayın!" derim ve kanınızı sadece buldozerden sildiririm. Bana ait olana dokunduğunuz için de suçlu olursunuz! (Dünyanın en “akıl almaz ve mentalite yoksunu katillerini” yazarken, mantıklı bir tanım yapmak ne kadar güç!)
Beni öldürmeyen; küstahlaştırır.
Beni öldürmeyen; sürünür.
Beni öldürmeyen; beni çoğaltır.
Beni öldürmeyen; efsanelerle kandırır kendini.
Beni öldürmeyen; şikâyet eden çocuk olmaktan kurtulamaz.
Beni öldürmeyen; siyaset elinde topaç olur.
Beni öldürmeyen; kahrolur.
Beni öldürmeyen; Hollywood'a küfreder.
Beni öldürmeyen; Beyaz Saray'ın bahçesinde dilenir.
Beni öldürmeyen; aciz olur.
Beni öldürmeyen; öldürdüklerimi seyreder.
Beni öldürmeyen; korku kalesinde naralar atar.
Beni öldürmeyen; politik bir nesne olur.
Beni öldürmeyen; insanların boğazlanırken dişini sıkar.
Beni öldürmeyen; beni ihbar edecek ağaca lanet okur.
Beni öldürmeyen; bana gökten inen bıldırcını döver.
Beni öldürmeyen; gider Kızıldeniz'de boğulur.
Beni öldürmeyen; Mehdi'nin olmayan gölgesine saklanır.
Beni öldürmeyen; Mesih'i gerdiğim çarmıhı hazırlar.
Beni öldürmeyen; göklerin ordusuna sığınır.
Beni öldürmeyen; ölüler kitabından benim için remil okur.
Beni öldürmeyen; ben öldürdükçe susar.
Beni öldürmeyen; beni durduracak olanı durdurur.
Beni öldürmeyen; ölüler değil, diri olanlardır.
Ben, peygamberlerini katleden, Rabbini altın buzağıya takas eden, muhbir, gammazcı, Oscar ve Nobelli yalancı, komşusunun asla emin olamadığı, Rabbe kitap siparişleri veren tahrifatçıyım!
Ben, bir çöl kavminden daha öteyim; denizlerin boğmadığı; yok edicisi denizlerden gelecek olan, denizler dolusu kan akıtan…
Beni öldürmeyen; gitsin mezarını kazsın! Çünkü alay etmeye devam edeceğim yedi ceddinizle!
Not: Videonun İsrail hükümeti tarafından basına gönderilmesinin ardından bir "hata" sonucu bu linkin gönderildiği açıklandı.
Hükümet sözcüsü Mark Regev de "Çok komik olduğunu düşündüğüm için, çocuklarımı da çağırıp, onlara da izlettirdim. İsrail böyle hissediyor işte" dedi.
*: Fredrich Nietzche.
Mansur Yılmaz 'öldürmeyin, parasını alın sürünsün' diye yazdı.