Sizler için İsmet Özel’in anlattıklarından aldığımız notları iletiyoruz. Hatalı eksik not ettiğimiz cümleler varsa mazur görüle. Arada katılamadığınız cümleler elbette olabilir. O da artık İsmet Özel’in ve sizin düşüneceğiniz bir şey.
Adamlık
Beşer olarak doğarız. Beşerlikten tekellüm edebilme kabiliyetimizle yani bir lisana vakıf olabilme kabiliyetimizle kurtuluruz ve insan oluruz. Dil, lisan demek değildir. Dil, kuş dili örneğinde de olduğu gibi hayvanların iletişim kuruş şekilleri için de kullanılır ama lisan insanlara özgü bir kavramdır.
İnsanlığa iki adımla ulaşırız. İlki mensubiyet yani bir aileye mensup olma, anne babaya sahip olma anlamında ikinci adım ise tanıma ve korunma yani aileyi tanıyıp onların korumasını kabul etmek (ana kucağının baba ocağının farkında olmak) Bu adımlar ancak ve ancak lisan kanalı ile olur. Lisan nasihat vermeyi sağlar dilde bu yetkinlik yoktur.
Mensubiyetten aidiyete geçtiğimiz anda ise adamlık başlar. Meşhur hikâyedeki gibi oğul vali olunca babasını ayağına çağırtır ve “vali oldum” der. Baba acıyarak “adam olamadın” cevabını verir. Yani baba ocağını bilemedin, onu tanıyıp, onun himayesini kabul edemedin, ona mensup olamadın, ona ait olamadın, babanı ayağına getirttin, hâlbuki onun ayağına gitmeliydin mantığıdır aidiyet. Ve adamlıkta sürekli adamlık gerekir, ben adam oldum artık dediğin anda bitersin.
Tarihi Bir Rol Olarak Türklük
Türk bir ırk ismi değildir, Türk kelimesi bir isim de değildir. Türk kültürü diye bir şey olmaz.
Çünkü Türk bir sıfattır ve töresi olan anlamındadır. Tarihin getirdiği Türk kavramı ise yine bir ırk değil bir roldür. Kâfirle savaşma rolünü kabul etmiş Müslüman’a Türk denir. Türkçe Arapça kökenli bir dildir. Çünkü Arapçadan sadece kelime almamıştır, Arapçadan gramer de almıştır.
Adamlık bir millete ait olmayı en üst rütbe olarak görmekle olur. Biz 1839’da adamlığımızı kaybettik 1923'de geri aldık. Fakat bu geri alış beklenen tekâmülü gerçekleştirmedi tersine bir sürece girdik.
Türklük dünyanın bastırdığı sistemin dışına çıkmakla mümkündür. Dünya üzerinde bunu daha önce gerçekleştirmiş ve yeniden gerçekleştirebileceği için korkulan yegâne millet Türklerdir. Sistemin dışına çıkmak ise bize yutturulanları sindirmeden kusmakla mümkündür.
Bunu yapmadığımız takdirde biz de yok oluruz. En azından adam olamayız.
Sami Yaylalı bildirdi.
