Günümüzde yaşayan şairler içinde, Sezai Karakoç'tan sonra en etkili düşünce adamımız İsmet Özel’dir. İsmet Özel, ihtida etmiş olması bakımından -birazcık- Necip Fazıl’a benzetilebilir. Necip Fazıl’ın değişimini hidayet olarak isimlendirmek ne kadar mümkün, tartışılır. Fakat Necip Fazıl’ın bir zamanlar tam ortasında bulunduğu bir topluluğu, bir yaşam tarzını terk ederek bu kez onları hedef almaya yönelik bir hayat tarzı, bir tenkit dili geliştirmesi; ihtida etmekle nerdeyse eşanlamlı bir sonuç doğurmuştur. Ki bu tavır İsmet Özel’de de görülür.
İsmet Özel öncelikle bir şair olarak girmiştir dünyamıza. Şiir üzerine yazdıkları ile açtığı tartışma alanlarına, Müslüman olduktan sonra, düşünce sorunlarına dair söyledikleri de eklenmiştir.
İsmet Özel’in düşüncede açtığı tartışma alanlarında muhatap olarak Marksistler kadar İslamcılar da vardır. Marksistleri rüyalarına ihanet etmek, uyandıktan sonra öbür tarafına dönüp uykuya devam etmekle eleştiren İsmet Özel, en büyük tepkiyi Sivas’ta Aziz Nesin’in başını çektiği provokasyon sonucu ölenlerin ardından yazdığı “Sivas Göklerinde Sırp Tayyareleri Uçacak mı” yazısı ile çekti. Bildiğim kadarıyla bu yazıdan sonra İsmet Özel’in eski çevresi ile ilişkileri eskisi olmadı artık.
İsmet Özel için söylenen bir şehir efsanesi “solcular şiirlerini, İslamcılar nesirlerini okur” der. Aslında haksız bir genellemedir bu. İsmet Özel, İslamcı kesimde nesirleri kadar şiirleri de okunmuş bir şairdir. İsmet Özel gibi şiir yazmaya gayret eden şairler, sol kesimden değil, onu izleyen İslamcı kesimden çıkmıştır. Fikrimin fevkinde kendimden başka kimse yok, diyen İsmet Özel, bir şair olarak İslamcı düşüncenin öncülerindendir.