Modern dönemde en az anlaşılan ve sıkça çarpıtılan bir konu olarak karşımıza çıkan İslam’da savaş ve barış konusunun ele alındığı bölüm “İslam, Şiddet ve Barış: Temel Kaynaklara Bir Bakış” adıyla karşımıza çıkıyor İbrahim Kalın’ın Akıl ve Erdem kitabında. Bu bölümde yazar öncelikli olarak dinin şiddet kaynaklarının bir unsuru olup olamayacağı sorusuna cevap arıyor. Rene Girard gibi dinlerdeki kurban ibadetinden engizisyon mahkemelerine, Ortaçağ Avrupası’ndaki Haçlı Seferlerinden İslam’daki cihat hareketlerine kadar birçok argümanı kullanarak her iki dinî geleneğin tarihinin de bir savaş, şiddet, çatışma ve zulüm tarihinden başka bir şey olmadığını savunanların yanında Juergensmeyer gibi dinlerin bizatihi şiddetin kaynağı olarak görülemeyeceğini, sadece onları suiistimal eden insanlardan bahsedilebileceğini savunan düşünürlerin varlığından da bahsediyor.

Yazar, her iki görüş sahiplerinin de kuvvetli delillerinin olmasına rağmen aslında her iki yaklaşımın da “dinin sabit bir tanımına dayanmalarından dolayı” hatalı olduğunu ifade ediyor. Yazara göre genellikle başvurulan yöntem kutsal metinlere bakıp, onların uygulanmasından veya uygulanmamasından kaynaklanan tarihsel gerçeklerle metinleri karşılaştırmak ve çelişkileri göstermekten ibaret. Hâlbuki bu yaklaşımın bir kısım avantajları bulunsa da dinî metinlerin nasıl yorumlanıp mensuplarınca nasıl gündelik tecrübelerinin bir parçası hâline getirildiğini dikkate almaması noktasında kusurludur ve İslam’ın mukaddes metinlerinin seküler ve savunmacı okumaları da bu türden bir problemle kuşatılmış durumdadır. Teolojik inançları ve siyasi amaçları sebebiyle İslam’ın özünde şiddeti barındıran bir din olduğunu savunanlar, Kur’an’dan bazı ayetleri seçerler ve onları iç ve dış bağlamından kopararak İslam tarihindeki herhangi sosyal ve siyasi şiddet olaylarıyla ilintilendirerek Kur’an öğretilerinin haksız yere şiddeti meşrulaştırdığı çıkarımını yaparlar. İşte yazara göre tam da burada metin hermenötiğinin zarureti zuhur etmektedir; zira metnin kendisi şiddet yanlısı değildir, fakat metin kendini farklı okumalara bırakır ve bu okumaların bazılarının barışçıl bazılarının şiddet yanlısı olması ise kaçınılmazdır.