Hakiki gezebilenlerin vasıflarından biri de isabetli yerlere, dikkatli nazar atmalarıdır kanaatimce. Bu nazar bir duvara dahi olsa…
Hayatım boyunca kendimce çerçevesini çizdiğim bu usül üzere gezmelerimi sürdürdüm. Ve her defasında beni heyecanlandıran şeylerle karşılaştım. En son gezilerimden birini Üsküdar’da Karacaahmed Mezarlığı’nı ikiye bölen Eyüp Sabri Aksoy Caddesi üzerinde yaptım. Eğer tarihi bölgelerde yürüyorsam gördüğüm her taş parçasına, her duvara bakmak âdetimdir. Cadde üzerinde Üsküdar istikametine doğru kaldırımda yürürken solumda kalan duvar üzerinde, ağaç arkasında bir kitabe gözüme çarptı. O heyecanla toprak yamacı tırmandım. Ve yanına vardığımda kitabede şunları okudum: “Hâcegân-ı Divan-ı Hümayundan hassa-i kudat başısı es-seyyid Hasan Efendi sene 1231"
Hâcegân-ı Divan-ı Hümayun, Sultan 2. Mahmud zamanında ihdas edilmiş olan bir memuriyettir. Yazı işlerinin başında bulunan kişiler için bu tabir kullanılmıştır.
1815 senesine tekabül eden bu tarih Seyyid Hasan Efendi’nin vefat tarihini ve dolayısıyla bu yüksek ve tellerle örülmüş duvarın arkasında bir mezarlığın olduğunu göstermektedir. Hemen yan tarafındaki zorlu yerden atlayarak petrol istasyonunun içerisine girdim. Bu duvarların ardında ne var diye yöneldiğimde ise açılımı İstanbul Asfalt Fabrikaları Sanayi ve Ticaret A.Ş olan İSFALT ile karşılaştım. Biraz daha ilerleyince görünümü türbe mimarisine benzeyen ancak eski fotoğraflarından hatırlayarak ne olduğunu çıkarttığım Hacı Hüseyin Hayri Paşa Sebili’ni gördüm.
Sebil hac yolcularına da hizmet ediyordu
Tıbbiye Caddesi Atölyeler Sokak’ta bulunan İSFALT’ın genel merkezindeki güvenlik görevlisine, içeri girip incelemede bulunabilir miyim diye sorduğumda içeri girmenin de fotoğraf çekilmesinin de yasak olduğunu söyledi. İSFALT resmen Karacaahmed’in eski fotoğraflarında adeta sembolü haline gelen Hacı Hüseyin Hayri Paşa Sebili’ni ve etrafındaki mezarlığı hapsetmiş. Bunun üzerine hemen yanındaki benzin istasyonundan bir abinin yardımıyla çekebildiğim açılardan fotoğrafları çektim.
İçeride “Yüzyıllar Boyunca Üsküdar” kitabı müellifine göre 28 mezar taşı var. Hüseyin Paşa, 1860 senesinde vefat eden oğlu Mir Emin Bey’in aziz ruhu için bu sebili 1865’te inşa ettirmiş. 1881 senesinde paşamız da vefat edince çok sevdiği oğlunun ve aynı zamanda yaptırmış olduğu hayrat sebilin yanına vasiyeti gereğince defnedilmiştir.
Paşanın aynı zamanda Ayrılıkçeşmesi’ne çok yakın bir noktada yaptırmış olduğu namazgahı da varmış ancak günümüze ulaşamamış.
Sebil, Miskinler Tekkesi karşısında ve eski Bağdat yolu üzerinde yani İstanbul’dan kutsal topraklara giden hacı adaylarının güzergâhında yapılmıştı. Ancak şu an hem sebil ve haziresi hapis altında hem de sebil depo olarak hor bir şekilde kullanılmaktadır.
Ömer Faruk Deliktaş