Zendane Gasr, yani Köşk Cezaevi. İran'ın başkenti Tahran'da tarihi 'Fathali Şah Köşkü' üzerine inşa edilen yapı, 2007'den bu yana müze olarak hizmet veriyor. Fathali Şah, Gacer hanedanının ikinci şahı. Ona ait köşk yıkılınca Rıza Şah döneminde buraya inşa edilen cezaevi, aynı zamanda İran'ın ilk cezaevi.
İran'da çok sayıda esere imza atan Rus mimar ve mühendis Nikolay Markov tarafından yapılan bina, yaklaşık bir asırdır ayakta. Mahkûmların bulunduğu koğuş ve hücrelerin her biri bugün müzenin bölümleri. Hapishanedeki yaşamı gözler önüne seren müzede Gacer Köşkü'nün bir maketi de sergileniyor.
Gacer Köşkü’nden kalan taşları da burada görmek mümkün. Safavi dönemi mimarisinden esintiler taşıyan sorgu odaları “haştı” adına sahip. Artık camla kaplı olan ve 8 kenardan oluşan haştıların her bir kenarı farklı koridorlara açılıyor.
Koridorların çevrelediği hücrelerin kapısındaysa gardiyanlara ait kıyafetler sergileniyor. Müzedeki kavramsal sanat ürünleri hapishane gerçeğini yansıtıyor. Demir parmaklıklar ardında yükselen “Özgürlüğün Bedeli” adlı heykel bunlardan biri.
Hücrelerde bir zamanlar burada kalan ünlü mahkûmların hayatını anlatan bilgiler mevcut. Birçok hücreninse özel bir anlamı var. Yazarların kaldığı bölümlerde bugün o yazarlara ait kitaplar sergilenirken, kimilerinde uzun yıllar bu cezaevinde yatan mahkûmlara ait takvimler var.
Siyasi suçluların kaldığı koğuşlarda ünlü isimlere de rastlanıyor. İran'ın eski cumhurbaşkanlarından Muhammed Ali Recayi, İran Milli Uzlaşma Konseyi Başkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani bunlardan bazıları. Rıza Şah'ın emriyle burada öldürülen şair Farokhi de hapishanenin tarihinde iz bırakanlardan.
İran İslam Devrimi’nden önce siyasi nedenlerle 50 ay süreyle bu cezaevinde tutuklu kalan Hüseyin Han Ali, Zendane Gasr’ı şöyle anlattı: “Siyasiler 4 koğuşta bulunuyordu. Bu koğuşların biri kadınlar içindi. Daha önce müebbet, idam cezası veya 6 ay ceza alanlar birlikte tutuluyordu. Ancak daha sonra burada onları ayırdılar. Hiç bir cezaevi İran'da, dünya standartlarına uymuyordu. İmkânlar çok azdı, yatak yoktu, yataklar geldiğinde yer kalmamıştı. 3 katlı yataklar vardı.''
Yıllar boyunca sayısız insana özgürlük hayalleri kurduran hapishanenin duvarları artık yok. Bir zamanlar tutukluların hava almak için çıktığı avluysa boş. Müzeye dönüştürülen cezaevini çevreleyen parkları sanat eserleri süslüyor.
Sefer Sophi haber verdi