5 Temmuz, usta şair Erdem Bayazıt’ın dünya imtihanını tamamlayışının yıldönümü. 2008 yılında aramızdan ayrıldıktan sonra da geride bıraktığı eserlerle yad ettiğimiz ve anlamaya çalıştığımız bir isim Erdem Bayazıt. Allah ona merhametiyle muamelede bulunsun.
Bir grup üniversite öğrencisi olarak Boğaziçi Yöneticiler Vakfı'nda düzenli şekilde edebiyat okumaları yapıyoruz. Son olarak Erdem Bayazıt’ın Şiirler'i hakkında istişare etme şansı bulmuştuk. İstişareler süresince aklımıza takılan soruları deyim yerindeyse bir bilene danışalım düşüncesiyle okumaların sonunda “Bir Neslin Ağabeyi Erdem Bayazıt” kitabının yazarı Sakarya İl Kültür Turizm müdürü Hüseyin Yorulmaz’ı vakfımıza konuk ettik. Erdem Bayazıt'a ve şiirlerine dair haberler burada daha önce yayınlanmıştı. Ben de biraz Yorulmaz'la yaptığımız söyleşinin içeriğinden bahsetmek istiyorum.
Yedi Güzel Adam kurmaca mı gerçek mi?
Bildiğiniz üzere TRT ekranlarında Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Akif İnan gibi isimlerin hayatlarını konu edinen Yedi Güzel Adam dizisi ilk sezonunu bitirdi. Dizi ekranlara gelmeden bahsi geçen yazarların ve şairlerin sevenleri olarak bir heyecanla bekliyorduk diziyi. Daha ilk bölümün yayınlanmasının arkasından bir çok köşe yazarı, eleştirmen dizi hakkında yorumlar yaptı. Yazarlar hakkındaki yorumları sıklıkla görmeye başladığımda Sezai Karakoç’un “iyi ki bilmiyor kalabalıklar/ yağmura bakmayı cam arkasından” dizesi gelmişti aklıma. Yazarlar, şairler popülerleşiyor, popülerleştikçe de değer mi kaybediyorlardı yoksa? M. Fatih Kutan da, Star gazetesinde “Heyy dur bir Dakka Nuri Pakdil pop-ikon değildir” başlıklı bir yazı kaleme almıştı. Üstadın bir söyleşisinde ona dizi merkezli sorular soran bir katılımcıya “Daha önce kitaplarımı okudunuz mu?” sorusunu yöneltmesi ve hayır cevabı dolayısıyla yaşadığı üzüntü, yazıyı okuduğumda beni de üzmeye yetmişti.
Edebiyat okumaları süresince istişare ettiğimiz arkadaşların büyük bir kısmı da paylaşıyordu aynı üzüntüyü, dolayısıyla dizinin danışmanlarından olan Hüseyin Yorulmaz konuğumuz olduğunda sorulacak ilk soru “dizide anlatılanların ne kadarı doğru?” oldu. Hüseyin Yorulmaz senariste yazarların hatıralarının, anekdotlarının danışmanlar tarafından aktarıldığını, senaristin bunlara senaryoda yer yer başvurduğunu söyledi. Dizi hakkında sorulan ikinci bir soruysa “Şairlerin şiirlerinin, sözlerinin yanlış aktarıldığı sahneler izliyoruz, sosyal medya üzerinden paylaşımlarla bu mısralar aslını yansıtmayan şekilde yayılıyor. Bunun kontrolü yapılıyor mu?” Benim soruyu duyduğumda zihnimde Nuri Pakdil’i canlandıran karakterin bir Nuri Pakdil dizesini yanlış okuduğu sahne canlandı. Hüseyin Yorulmaz ise kontrolün yapılması için uyarıda bulunacağının teminatını verdi bize.
Söyleşinin dizi eleştirisi olmayan bölümünde Erdem Bayazıt’ı yetiştiren Necip Fazıl geleneğinden, Sezai Karakoç’tan, Cahit Zarifoğlu’ndan bahsedildi. Söyleşinin sonunda salonda şu görüşün hakim olduğunu düşünmüştüm: “Yedi Güzel Adam, Yedi Güzel Adam'dan fazlasıydı”
İpek Yolundan Afganistan'a kitabı yeniden baskıya hazırlanıyor
Erdem Bayazıt’ın hayatının mihenk taşlarından biri olarak anlatılır bir belgesel ekibiyle 1981 yılında Afganistan, Pakistan, İran ve Hindistan’a yaptığı gezi. Hüseyin Yorulmaz söyleşide şu cümleyi kurmuştu Erdem Bayazıt ve arkadaşları için: “Afganistan'da yaşananlar Türkiye’ye onlar sayesinde taşınmıştır.” Bu gezideki gözlemlerine yer verdiği İpek Yolundan Afganistan'a kitabı maalesef basılmıyordu bir süredir. Kızı Meral Bayazıt’tan aldığımız habere göre meraklısına kitabın tekrar baskıya hazırlandığı müjdesini Erdem Bayazıt’ın aramızdan ayrıldığı tarihte vermiş olalım.
Elif Bayır haber verdi