Bazı eserler vardır, kendisini okumadan duramazsınız. Elinize aldığınızda bırakamaz, su gibi okur geçer; nihayetinde susuzluğa kanarsınız… 

İsmet Özel

Bazı kitaplar da vardır, elinize aldığınıza alacağınıza pişman olur; birkaç satır okumak için bin dereden su getirirsiniz. Gitmez ve dahi bitmez bu tür kitaplar… 

Bir de, bazı şahıslar vardır, haklarında çıkan hemen her tür yayını takip etmek istersiniz: İsmet Özel gibi… Ben İsmet Özel Şair, Reşit güngör Kalkan

İşte, İsmet Özel merkezli iki kitap geçti son zamanlarda elime; Reşit Güngör Kalkan’ın Ben İsmet Özel Şair adlı kitabı ile İbrahim Tüzer’in Şiiri Damıtılmış Hayat: İsmet Özel adlı çalışması… 

Doğrusu, Reşit Güngör Kalkan’ın eseri, ilk kategoriye ait bir çizgi sunmuştu bana. İbrahim Tüzer’in akademik çalışmasıysa, ikinci gruba giriyordu… 

İsmet Özel Şiirle Damıtılmış Hayat, İbrahim TüzerTam da bu vakitte, öyle mi? 

Benim ilkini okuyup da ikincisine besmele çektiğim günlerde, o da ne, bir internet haber sitesinde nahoş  bir haberle karşılaşmayayım mı?!. Aman Allah’ım, böylesi bir habercilik görülmüş müdür dedim, şaşırdım. Şöyle ki, haberde “İsmet Özel’in hayatı çalıntı” denilerek, akılları dumura uğratacak bir iddia gerçekmiş gibi takdim ediliyordu. Güya, bir dergide, adamın birisi bir makale yazmıştı. Makalede Reşit Güngör Kalkan’ın eserinde İbrahim Tüzer’in çalışmasından ‘intihal’ yapıldığı ileri sürülüyordu. Fakat gelin görün ki, ne bir ayrıntı, ne de bir ayrıntıyı bize bildirecek bir muhabir ortalıkta gezinmiyordu. Eh haber7.com biz de seni ciddiye alırdık. Haber Yedi haberi de haberciliği de yemiş ama biz artık yer miydik?!

Ayraç Dergisi

Ciddi bir yanı olmasa da, haber7 com.’un haberini takip ettik. İntihal iddiasını ihtiva eden makalenin yayınlandığı dergiye ulaşmaya çalıştık. Şehrimize henüz gelmediği için sanal alem yoluyla editörüne ulaşmaya çalıştık; olmadı. 

İbrahim TüzerTüzer’in özel sitesindeki pdf formatlı  yazı… 

Bir nice aramadan sonra, vahim iddialar taşıyan yazıyı bulduk. Mal bulmuş mağribi misali İbrahim Tüzer, yazıyı pdf formatlı olarak özel sitesine yerleştirmişti. Böylece, bir yirmidört saat kadar bizde merak uyandıran yazının bir suretine ulaşmış olduk. Okuduk da ne oldu? Hiçbir şey! Yazıya imza atan arkadaş, bir şeyler ima ediyor, kimi iddialarda bulunuyor, fakat bir türlü sağlam, elle tutulur bir delil getiremiyor. Amma ve lakin iftira sınırlarına yaklaşmaktan da beri durmuyor…  

Öğreniyoruz ki… 

Çalışmaya, araştırmaya devam…  İyi bir araştırmacı olarak, kaynaklarımızı sorgulamaya devam… Ne öğreniyoruz, biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz tabii ki, nerden bileceksiniz?.. Öyleyse söyleyelim:  

Göz nuru bir çalışmayı ‘intihal’likle suçlayan, ama delilsizlikten ötürü ‘iftira’ sınırlarında gezinen yazının yazarı Selçuk Atay’ın bir üniversitenin edebiyat bölümünde master öğrencisi olduğunu öğreniyoruz…  

Eeee, ne var bunda, olabilir! Tabii ki olabilir, ama başka bir şey daha öğrenince, tuhaflaşıyorsunuz: Çalışmasından intihal yapıldığı iddia edilen İbrahim Tüzer de aynı üniversitenin aynı bölümünde hoca olarak görev yaptığını tespit ediyorsunuz.  

Yani, hoca ile talebe, el ele, mutlu günlere…. 

Reşit Güngör KalkanBitmedi; bitecek gibi de değil… 

Maceramız günlere yayıldı. Bir iki gün sonra, şehrimize Ayraç adlı mevkutenin geldiğini görüyoruz. Takdir-i ilahî bu ya, kitapçı bir abimiz elimize tutuşturuveriyor dergiyi, al, bakalım ne var, incele, bana da bilgi ver diyor.  

Daha oracıkta künyesine bakıyorum derginin… Alın bir şaşkınlık daha: Çalışmasından intihal yapıldığı iddia sürülen İbrahim Tüzer derginin danışma kuruluna kurulmuş; Enis Batur, Feridun Andaç, Hüsamettin Arslan gibi isimlerle bir arada…  

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demeyin lütfen; artık işler böyle yürüyor: Hoca, demek ki talebesine bir ödev veriyor; bu ödevle ortaya çıkan makale danışma kurulu olarak künyesinde bulunulan dergide yayınlanıyor!  

Yahut tersi: Talebe, hocasına yaranmak için onu bir mukayesenin galip tarafı ilan etmenin yollarını  araştırıyor. Tam da zamanıdır, işte, İsmet Özel merkezli yeni bir kitap çıkmıştır. Üstelik, piyasada bu yeni kitaba (hatta kitabın çok başarılı bir performans sergileyen yayıncısına) ne gerek vardır. Bir makaleyle hal yoluna pekâlâ bakılarak, gözde bir talebe olunabilir. Akademik yollar başka türlü nasıl kat edilir… Hem, makaleyi yayınlayacak dergi de hazırdır ve hoca orada danışma kurulu üyesidir…  

Bunlara şaka diyelim mi?

Bence demeyelim… Demeyelim ki bu tür tezgâhların önünü alalım. Delilsiz dengesiz yazı yazıp bir başkasına iftira atma yoluna gidenleri perçemlerinden yakalayalım.

Hele ki, kendini bulunmaz Hint kumaşı sanarak her şeyin başı olarak gösteren ve bizi mesnetsiz şüphelere düşürmek için elinden geleni ardına koymayan akademik karakterlere hiç kulak asmayalım.  

 

 

Cem  Turan ‘iftira’ kılıklı bir iddianın peşine düştü, haberdar etti

Ayraç dergisinin açıklamasını okumak için tıklayın