İçinde bulunduğumuz çağ, zaman-mekân aşıp gelmiş hakikatlerin en çok bilindiği, olup bitenleri, zahirde en görünür hâliyle müşahade ettiğimiz ancak bir o kadar da batınına uzaklaştığımız bir zaman dilimidir. Bugün, insanlık; Allah’ın ayetlerine en müstesna biçimlerde şahitlik ederken ilahi çağrıya da hiç olmadığı kadar uzak durmakta, dolayısıyla kendi fıtratına da olabildiğince yabancılaşmaktadır. İnsan fıtratının üzerine dört bir koldan yapılan saldırıların ağırlığı ve korkunçluğu bir yana, bu saldırılara karşı koyabilmek için gerekli olan kavi iç disiplin ve irade kuvveti de sistemli bir şekilde zayıflatılmaktadır.