Şair bir ruhu en çok da yaşananlar besler. Yaşadıklarından kurulu dizeler kurar şair, hayatı gibi. Satır aralarında sesi, soluğu, gölgesinin düştüğü sokak, ayağının ıslandığı dere, aklını başından alan bahar rüzgârları vardır. Şiirlerini okudukça daha iyi tanıdığımız, şiirleriyle aramızda görünmez sağlam bağlar olan şairler vardır.

Kaynağı hayat olan şairlerin imgesi de hayatın ta kendisidir. Kendisini gizlemeden, bir şiirin içinden nazenin bir süzülmeyle gelip konuverir hayatımızın başköşesine. Dupduru bir söyleyişle, sözleri incitmeden yapar bunu. Söz ki şairin kalbidir.

Gökhan Akçiçek, çocuklar için yazdığı şiirleriyle edebiyat dünyamızda adından söz ettiren, bu alanda ödüller almış bir şair. Dünya çocuklarının acılarını bir demet yapıp şiirine konuk eden ve oradan da yüreklere gönderen, coğrafyası dünya olan bir şair. Yaşadığı şehir olan Ordu’nun yetimleri de onun göz bebeği, dünyanın bir ucunda kırılan kalbini onarmaya çalışan bir çocuğun içli hıçkırıkları da onun yüreğinin bir parçası.

Sadece çocuklar için yazmıyor elbette Gökhan Akçiçek. Denemeleriyle, şiirleriyle tam anlamıyla 7’den 70’e herkesin durağı oluyor onun yazdıkları. Şairin yeni şiir kitabı Patiska Şubat 2016’da okuyucularıyla buluştu. Kitapta yeni şiirlerinin yanında 2010 yılında çıkan ve baskısı tükenen Yakamıza İlişen Rüzgâradlı kitabındaki şiirler de yer alıyor.

Duru bir söyleyişi var şairin

Gökhan Akçiçek şiirleri bir aile fotoğrafının huzurunu sunar bizlere. Bir hayat bilgisi kitabındaki aile sıcaklığıyla kuşatır dizeler okuyucuyu. Şiirlerinin baş konuğu annedir, babadır, kardeştir, evlattır.

haberi yok annesinin birazdan gelir dedim
onca ay dururken terimi temmuza serdim

baba
görseydin gülerdin mutlaka
ceketin tam oldu üstüme,
palton, gömleğin keza

Yitip gidenlere bir ağıt gibi yükseliyor Gökhan Akçiçek’in sesi şiirde. Her hatıra derin izler bırakıyor şairin yakasına. Rüzgârın topladığı ne kadar acı varsa hepsinin konacağı yer, şairin acılarla büyüyen yüreği. Bu kayboluşu, sessizliği, yalnızlığı hissediyoruz Akçiçek’in şiirinde.

Duru bir söyleyişi var şairin. Ruha dokunan ve ruhu besleyen bir söyleyiş. Dizeler bu huzurdan alıyor gücünü.

nasıl da yakışırdı sesine
şırıltılı ahengiyle o sakin Türkçe

dünya bir yorgandır, derdin
astarı, ırmaklara teyelli

Dünyayı sığdırıyor şiirine

İlk kitabı Bulutlar Örtmese Güneşiden bu yana şiirinden dünyanın sesini hiç eksik etmedi Gökhan Akçiçek. Acısıyla, tatlısıyla dünyaya kulak verdi. Elbette dünya, acılarla yoğrulurken onun şiirine de bu dokunaklı ses eşlik etti.

Patiska’da da dünyanın mazlum coğrafyasına sesleniyor şair.

iki gurbetim var biri Filistin
birinde sahipsizim, diğerinde yetim

Geçiyor zamanın elleri Gazze’ye dahi değmiyor
kalbin adresi yok halbuki, bekliyor hâlâ sesini

Bir ses, bir soluk ve incinen yerlerimize süreceğim bir ecza oluyor Akçiçek’in şiiri. Mesafesi çok önemli değil. Her karış topraktan bir renk var onun şiirinde. Patiska’nın kuşatıcı sesi, onun şiirine bir zeyl olarak kayda geçiyor.

Kitabının “Tırtıl Sayfası” bölümünü oğlu Miraçhan için yazdığı şiirlere ayırmış Akçiçek. Bir babanın en güzel şiiri çocuklarıdır. Bir de bu baba şairse, ortaya çıkan şiirler daha bir anlam kazanmaktadır.

sevmek nasıl bir şey?
diye sordum, Miraçhan’a
iyi, dedi.
işte böyle böyle
geçiyor günleri

Gökhan Akçiçek şiirleri okunurken kendinizi Karadeniz’in serinliğiyle baş başa buluyorsunuz. Yirmi yıla aşan bir zamandır bizi şiirleriyle buluşturan Akçiçek’e bol renkli ve bereketli şiirler diliyorum.

Mustafa Uçurum yazdı