12 ve 13 Nisan’da daha Kutlu Doğum Haftası resmen başlamadan Artvin’de ve Hopa’da Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında birer program gerçekleştirildi. Bu tarz etkinlikler genelde resmi kurumlarca tertip edildiğinden sönük geçer, zorlama tedbirlerle salonlar doldurulmaya çalışılır, genel hava samimiyet eksikliğinden mütevellit soğuktur. Bu sefer sizleri haberdar edeceğim iki ayrı yerde gerçekleştirilen aynı program ise yaptığım bu tanımların dışında kalıyor.
İlk program 12 Nisan Çarşamba günü Artvin Çoruh Üniversitesi Nihat Gökyiğit Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. İlk önce ilahiyat fakültesi öğrencilerinin şiir ve tasavvuf müziği dinletisi vardı programda. Kısa bir zamanda öğretim görevlisi arkadaşımız Mustafa Eynir hoca ve öğrencileri gerçekten çok güzel hazırlanıp programda bazı eserleri seslendirdiler. Hele ki öğrencilerimiz Abdulkadir Alnıaçık ve Halil Hazer’in okudukları sâlâ tüylerimizi diken diken etti. Öğrencilerin bu işi severek yaptıkları ve sahiplendikleri salona sirayet eden samimiyetten belliydi zaten.
Programda öğrencilerin kotardığı bir sokak röportajı da memleketin hali pürmelâlini yansıtması açısından program sonunda da programda da çokça konuşuldu. Sokak röportajında öğrenciler “Hz. Peygamber deyince aklınıza ne geliyor?” ve “Peygamberimizin hayatımıza geldiğini farz edersek hayatınızda ve toplumda ne gibi değişiklikler olurdu?” soruları sorulmuş.
İslam dini hocasıyım, delilsiz konuşamam
Etkinliğin bu kısmından sonra dinleyenlere hitap etmek üzere Prof. Dr. Mustafa Cevat Akşit hoca sahneye çıktı. Cevat Akşit hoca sıcak uslübuyla ilimden bahsederek, bilginin eksikliğine dikkatlerimizi çekerek başladı konuşmasına. “Ben İslam hocasıyım, öyle haybeden konuşamam, bir şeylere dayanmam lazım” deyip ayetlerden, hadislerden örneklerle ilmin gerekliliğini anlattı. Cevat hocamın konuşmasının ana noktalarından biri de sokak röportajından yola çıkarak dillendirdiği ‘peygamberimizi gerektiği gibi tanımıyoruz’ fikri oldu. Cevat Akşit hoca röportajda hazreti Muhammed’i tanımlarken ‘liderdi’, ‘önderdi’ gibi ifadelerin aslında cehalet eseri olduğu, Hazreti Muhammed’in bizim için liderden, önderden daha çok ‘peygamber’ olduğu gerçeğine dikkatlerimizi çekti. O’nun bizim peygamberimiz, hayat ölçümüz, örneğimiz olduğunu izah etti konuşmacı.
İknanın, bilgiye dayanmak gerektiğinin anlatıldığı kısımda Cevat Akşit hoca, İmam-ı Azam’ın atının üzengisinden tutup da atın ayaklarının kaç tane olduğu sorusunu soran birinin örneğini anlattı. Bu soruyu soran kişiye İmam’ın atından inip atın ayaklarını teker teker sayarak muhatabına gösterdiğini, bizlerin de günlük hayatta mesnetsiz bilgilerden ziyade delilli bilgiye dayalı hükümlerle bir İslam anlayışı inşa etmemiz gerektiğini anlatması ilginç ve güzel bir örnek olarak zihinlerimizde yer etti.
İmanın emareleri hayatın her alanında görülmeli
Cevat Akşit hoca imanımızı delillendirmemiz gerektiği, hayatımızın her alanında imanımızın emarelerinin görülmesi gerektiği ile ilgili de günlük hayattan örneklerle açıklamalarda bulundu. Hocaların bile okumadığı zamanlarda, birçok kişinin batıl ağzıyla konuştuğunu, ezbere Müslümanlar olduğumuzu belirtip, sıradan insanların tanımlarıyla, başkalarının kelimeleriyle, onların hayat standartlarıyla aynileşerek mesafe kat edemeyeceğimize dikkat çekti Cevat Akşit.
Selam alıp verirken nelere dikkat edilmesi gerektiğini Hasan Basri Çantay’ın, Elmalılı Hamdi Yazır merhumların eserlerine işaretle izaha girişti. Din konusunda dikkat kesilmemiz, iddiamızın ispat edilmesi gerektiğini söyledi.
Kulaklarımızda geleneksel olarak Ehl-i Sünnet var ama bunu bilgiyle beslemeliyiz
Mustafa Cevat Akşit hoca, Hasan-ı Harakânî hazretlerinin Anadolu’nun kapısını İslam’a açanlardan olduğunu, kendisinin de Kars’ta O’nu ziyaret edip geldiğini söyleyip, bölge insanının da onun varlığından haberdar olması gerektiği ikazını dile getirdi.
Ölülerin arkasından ağlanırken feryat figan etmemenin gerektiğini güncel bir diziden örneklerle izah eden konuşmacı, ölçünün Kur’an ve Muhammed (sav)’in sünneti olduğunu, Peygamberimizin, oğlu İbrahim’in vefatındaki davranışı ve öğütleriyle açıkladı.
Prof. Dr. M. Cevat Akşit bunların yanı sıra İslami düğünler, evlilik, Allah’ın hatrı, Hz. Ömer vb. konularda da özetle “gelenek halinde kulaklarımızda ehl-i sünnet inancı var ama bunun bilgiyle tezyin edilmesi gerek” fikri etrafında konuştu.
12 Nisan tarihinde gerçekleşen bu program 13 Nisan’da Hopa’da Milli Eğitim Müdürlüğü’nün konferans salonunda tekrar edildi. Hopa’daki salon yaklaşık 500 kişi kapasiteli bir salondu. Programa bir saat önce gelen şanslılar ve koridorlarda oturup, ayakta dinleyenler hariç benim gibi vaktinde de olsa salona ulaşanların büyük bir kısmı geri dönmek durumunda kaldı. Hopa için çok güzel bir rağbet; aslında frekanslar tutarsa yapılacak çok işin olduğunun da bir göstergesi oldu kanımca. Hopa’da M. Cevat Akşit hoca daha çok çocuk yetiştirme, gençlerin eğitimi, evlilik ve evliliğe hazırlığın maddi ve manevi sınırları gibi ihtiyaç bulunan konularda konuşmuş. Salondan haber veren arkadaşım ‘Cevat hoca uzun konuşmasına rağmen dikkatle ve usanç emaresi gösterilmeden dinlenildi’ bilgisini verdi.
Bahsettiğim bu iki gün, bizim için hareketli, biraz da yorucu ama Cevat Akşit hocayı yakinen dinleme, sohbetinde bulunabilme adına bereketli zamanlardı.
Halil Arslan