Seyyid Kutub’un Yoldaki İşaretler’i, 20. yüzyılın son yarısında Ümmet-i Muhammed arasından ayağa kalkıp, yeryüzündeki tahrif olmuş dinlerin, “-izm”lerin, batıl olmuş inançların, sosyal-iktisadi-siyasi temellere dayanan tüm düzenlerin insanların düşüncelerinden, kalplerinden, ruhlarından bütün tortularıyla sökülüp, bunların yerine aziz İslam dininin geçirilmesi gerektiğini haykıra haykıra söyleyerek idam ipine giden bir aziz şehidin manifestosudur. Bu kitap, dinamik yapısıyla ve düşünce alanındaki savaşıyla cahiliye toplumuna karşı Selahaddin-i Eyyubi’nin bayrağının ikinci kez dalgalanışıdır.
Adalet, vicdan, özgürlük, düzen ve diğer bütün güzelliklerin sadece İslam toplumunun kurulmasıyla olacağını anlatır Seyyid Kutub. Hâkimiyeti zalimlerden, despotlardan, diktatörlerden birer birer alarak yerine Lailaheillallah bayrağının dikileceğini bu kitabın satırlarında dile getirdiğinden dolayı çağdaş firavunlar gazaba gelmiştir. Seyyid Kutub’un İhvan-ı Müslimin’in ideoloğu ve sözcüsü konumunda olmasından dolayı, 70 bin İhvan mensubunun Mısır zindanlarında infaz edildiği söylenir. Bu satırların etkisiyle ABD’deki zenci hareketleri mensuplarının bile İhvan cemaatine katılarak Müslüman olup İslam’ın saflarında yerlerini aldıkları bilinir.
İslam toplumuna giden yolda hazırlıklar
Yoldaki İşaretler, İslam’ın dışındaki tüm dinleri, inançları, toplumları, nitelikleri ve nicelikleri, çağdaşlık seviyeleri ve teknolojik gelişmeleri ne olursa olsun, Allah’a (c.c.) kulluk temeline dayanmadığından dolayı Cahiliye toplumu diye adlandırır. Bunun karşısında İslam dininin meydana getirdiği eşsiz İslam toplumunun, onların sahip olduğu tüm şartlara hatta daha fazlasına sahip olmasına rağmen neden böyle bir toplum meydana getiremediği meselesi üzerinde durar. İnsanları da, yeniden böyle bir İslam toplumu oluşturmanın dinamikleri üzerinde uzun vadeli bir çalışmaya davet eder.
Bütün benlikleriyle, ferdiyle, grubuyla, maddesiyle, maneviyatıyla Allah (c.c.) dışında hiçbir ilah tanımayan bu Rabbani toplumun; Cahiliye toplumları karşısında, kişiliklerini kaybetmiş, benliklerini yitirmiş, ruhları köleleşmiş, yıkılmış ve yılgın düşmüş kişilerin İslam’ı orasından burasından kırparak, rötuşlayarak sunma hastalığına yakalanmış ruh hastalarının omuzlarında asla yükselemeyeceği uyarısını yaptıktan sonra, iman ordusunun aydınlık zaferini, küfür kadrolarının ise karanlık akıbetini kalbinin ve inancının derinliklerinden gelen cümlelerle art arda dizer Seyyid Kutub Yoldaki İşaretler’de…
Lokman Karadağ yazdı