‘Facebook’ta Ali Şeriati isminde birisini görseniz ne yaparsınız? Biz bu isimde dört kişi gördük, biri ile söyleşi yaptık. Bu ismi kullanması nasıl karşılanıyor? Ne gibi tepkiler alıyor, sorduk.

Gerçek isminiz?Canan Osman Aran

Canan Osman Aran.

Ne ile meşgulsünüz?

Grafikerlik, dublaj ve insan hakları aktivisiti.

Yaşınız?

40.

‘Facebook’ta, ne zamandan beri Ali Şeriati ve Sosyoloji simini kullanıyorsunuz?

Aşağı yukarı 3 yıl.

Ne gibi tepkiler alıyorsunuz? İlginç tepkiler de aldığınız oluyor mu?

Genellikle beni listesine ekleyen arkadaşlardan öncelikle “kıskanmak” olarak ifade edebileceğim tepkiler alıyorum. “Bunu nereden anlıyorsun” derseniz, az çok Ali Şeriati’yi tanıyan, hakkında malumat sahibi olmuş, en az bir kitabını okumuş kimi arkadaşlar, tüm paylaşımlarımı didik didik ediyorlar ve eğer Ali Şeriati’den söz etmeyen veya Ali Şeriati’ye ait olmayan bir şeyler görmüşlerse hemen kınayıcı bir mesaj veya yorum yapabiliyorlar.

Ali ŞeriatiMesela, “kendine Ali Şeriati adını takmışsın ama, maalesef Ali Şeriati’ye ait bir şey de bulamadık” gibi... (Oysa notlarımın içinde en az 50 paylaşım, duvarımda ise en az 100 video paylaşım vardır.) Ama ben, yine de bu gibi eleştirileri sıcak ve samimi buluyorum.

Bununla birlikte İran’daki sosyal olaylarla ilgili düşüncelerimin ve tavırlarımın Ali Şeriati’ye yakıştırılamadığını gördüm. Genellikle Şeriati’nin, devlete muhalif kanadın içinde olacağı düşünülerek (eşi Puran Hanım da aynı görüşte) benim bu konuyla ilgili paylaşımlarım olduğunda eleştiriliyorum. Yani, bu konuyla ilgili olarak muhalif kanadı desteklemem gerektiği düşünülüyor. Mesela ben, İran’daki protesto eylemlerinin altında birazcık da İslam devletinden rahatsızlığın olduğunu ve az da olsa batı tarafından desteklendiğini ifade edersem, bu tavrım Ali Şeriati’ye hiç mi hiç yakıştırılmıyor. En çok eleştiriyi bu yönde aldım.

Bununla birlikte, Şeriati’yi hiç  tanımayanlar sadece isminden dolayı tepki gösterebiliyorlar. Mesela, “Hz. Ali’nin şeriati olmaz geri zekalı, Hz. Muhammed’in şeriatı olur” gibi. Şeriati soyismini hiç duymamış. Oysa Hz. Muhammed’in (as) de şeriatı olmadığını, şeriat denilen sistemin Allah Teala tarafından ihdas edildiğini kendileri de bilmiyorlar. Gülüyorum tabii. Ama her türlü eleştiri beni sevindiriyor; çünkü verimli bir sohbet olması için, muhatabıma güzel bir şeyler söyleyebilmek için iyi bir fırsat oluyor benim için.

Bana en ilginç gelen tepkiler ise Ehl-i Sünnet ve Şii arkadaşların birbirine benzeyen “O, sapıktır”  tepkisidir. Bu tür tepki verenlerin en bariz özelliği ise zahmet edip de Dr. Ali Şeriati’nin tek bir kitabını dahi okumamış olmaları. Çünkü bu tepkiyi veren arkadaşlara şu soruyu özellikle soruyorum; “Hangi kitabını okuyarak bu kanaate vardınız?” Tabii, cevap yok. Ama bu çok üzücü. Ali Şeriati’nin de dediği gibi, epistemolojik şiddete maruz kalmışlar. Maalesef dünyanın birçok yerinde kimi cemaatler, partiler, örgütler ve devletler, bağlılarına sürekli aynı kanaldan ve aynı yönden bilgiler vererek onları, başka bilgilerden ve fikirlerden uzaklaştırıyorlar. Bunu yaparak, insanların aklî melekelerini tatil ediyorlar. O insan artık, aklî melekelerini kullanamıyor, edindiği bilgileri analiz edemiyor, doğruyu veya yanlışı sorgulayamıyor. Bildiğim kadarı ile ABD ve İsrail de siyasi tutuklulara aynı şeyi yapıyor. Sürekli tek yönlü bilgiler vererek, düşüncelerde değişim oluşturuyor. Bu bir nevi işkence metodu aslında. Bence, fizikî işkence ve şiddet uygulamak ne kadar suç ise, epistemolojik şiddet de o derece suçtur ve insanların aklî melekelerini kullanmalarını engellemek kim tarafından yapılırsa yapılsın zulümdür. İnsan hakları dernekleri ve insan hakları aktivistleri bu konuya da eğilmelidir diye düşünüyorum çünkü bir insanın öldürülmesi, elinin, kolunun kırılması, koparılması ne denli korkunç ise bir insanın aklını kullanamaz hale getirmek için uygulanan bilgi şiddeti de o kadar korkunçtur.

Olumlu tepkiler de alıyor musunuz?Hac

Elbette... Olumlu tepkilerin de geneli, Ali Şeriati’yi tanıyan, kitaplarını okuyan ve öğrencisi olan arkadaşlardan geliyor. Tanıyanlar için Ali Şeriati’nin gönüllerindeki yeri bambaşkadır. Her şeyden önce Şeriati onlar için bir dost, bir arkadaş, bir yoldaş ve çok iyi, dertli bir öğretmendir.

Olumlu tepkilerin en güzel sonucu, gerçekten de farklı insanlarla arkadaş olabilme olanağıdır. Takım tutmayan, insanı bertaraf edici bir taraftarlığa prim vermeyen, ufku seyrederken oldukça objektif olabilen, heptenci ve taassup sahibi olmayan, dine, peygambere, halka, siyasi ve sosyal düşüncelere karşı hurafeci, rivayetçi, hikâyeci tavırla değil de ilmî ve aklî, bilginin gerçeğiyle bakabilen, zeki, külyutmaz, devrimci, ucuzculuktan uzak arkadaşlarla karşılaşmak harika bir duygu. Şeriatinin öğrencisi olmak da budur zaten.

Bununla birlikte çok genç olan ve Şeriaiti’yi henüz çok az tanıyan arkadaşların ilgilerinin, orta yaşlı arkadaşların ilgisinden çok çok fazla olduğunu söyleyebilirim. Galiba Ali Şeriaiti, yeni neslin aradığı türden bir aydın. Genç nesil, molla, hoca, vaiz gibi (%99’unu tenzih ederim) makam sahibi insanların İslam namına söylediklerini pek de heyecanlı bulmuyor. O bilindik, ruhlara üfüremeyen anlatım ve söylemlerin, bizzat söyleyenler tarafından meslek haline getirilmiş olması, genç nesli tatmin etmiyor. Ramazanlarda ekranda gördükleri türbe kutsayıcılığı yapan, iyi fiyatlara vaaz eden, bir kaç doğru söz söyledikten sonra mehdilik iddia eden, Hacc zamanı geldiğinde pazarlamacılık ve komisyonculuk yapan, dirayet ve liyakatten yoksun hoca tipini gelecek neslin rafa kaldıracağına eminim. Buna yatkın arkadaşların ise en çok sorduğu soru, “Şeriati’nin bana ağır gelmeyecek hangi kitabını tavsiye edersiniz?” veya “Şeriati’nin kitaplarını nerden bulabilirim?” oluyor.

Gençlerdeki bu Ali Şeriati sevgisi nereden kaynaklanıyor?

Ali ŞeriatiŞuralardan kaynaklanıyor;

Yaşam alanında tahrife uğramış ve kişiliksizleştirilmiş din ve dindarla uzlaşamamaktan...

Devrimci bir yürek taşımaktan...

Aldatıcı ve istismar edici sağcı veya solcu politik-acılardan umut kesmekten...

Müslümanların tarihini değerlendirirken takım tutanlardan bıkmaktan...

Dini tezgaha koyarak tesbihinden, takkesinden, kitabından, vaazından, mescidinden, haccından, umresinden, siyasetinden, duasından ve kısaca her şeyinden rant elde eden (dinci tabirini işte tam burada müslümanlar da kullanmalı diye düşünüyorum)  tiksinmekten...

Dini, hurafelerle, yalan yanlış rivayetlerle, sapkın ve batıl hikâyelerle, çıkarcı ve maslahatçı yorumlarla ifade edenlerden uzaklaşmaktan...

Dinin sapkın bir biçimde sunulduğunu gördüğü halde, dinden soğumak ve içindeki devrimci duyguyu marksizmde, leninizmde, sosyalizmde veya başka bir “izm”de aramanın da yanlış olduğunu bilmekten...

Kapitalizmin dindarlar tarafından kutsandığını görünce, “Allah’ın dini ve peygamberi böyle olmamalı” diye düşünmekten...

Vs… vs...

İşte, Ali Şeriati sevgisi bence, kısaca buralardan kaynaklanıyor.

Hiç Ali Şeriati’nin kitaplarını okumuş bir sosyaliste denk geldiniz mi?Ali Şeriati

Ali Şeriati okumuş dindarlardan daha fazla... Sosyalistler Ali Şeriaiti için ‘sosyalist’ derler. Nihat Genç, Ortadoğu konferansları nedeniyle Suriye’ye gittiğinde, Şeriati’nin kabrine gittiğini ve kendisiyle birlikte çarşaf giymiş şeriatçıların de kabrin başında ağladıklarını gördüğünde şaşkınlık yaşadığını anlatır, Leman’daki bir yazısında. Ali Şeriati’den de söz eder kısaca; ancak, kendi düşüncesine uygun kimi saptırmalarla... Onlar, Şeriati’nin işlerine gelen cümlelerini düz Bektaşi mantığıyla alırlar ve sosyalist olduğunu ifade ederler. Bu yüzden eserlerinin hepsini değil, çok çok azını, kendilerine uygun çeviriler bulurlarsa okurlar. Tıpkı Pir Sultan Abdal ve Şeyh Bedreddin’e yapmak istediklerini ona da yapmak isterler. Malum, onlara göre Hz. Muhammed dahi zaman zaman sosyalistmiş. Ben, Ali Şeriati’nin müslüman isminden başka bir isme razı olmadığını eserlerinden net bir şekilde görebiliyorum.

Ali Şeriati ile ilgili sağlam bilgiler edinmek isteyenlere neler tavsiye edersiniz?

İslam Nedir Muhammed KimdirHer düşünce kendi öz kaynaklarıyla anlam kazanır ve ifade edilir. Kerim olan Kitabı okumasını bilmeyen biri emin olun ki Şeriati’yi de anlamayacaktır. Nasıl ki din veya herhangi bir düşünce hakkında en sağlam bilgi kendi öz kaynağından edinilirse, Şeriati’yi de kendi yazdıkları ve söylediklerinden öğrenebiliriz. Hiç bir dünya görüşü ikinci veya üçüncü şahıslardan veya ikinci–üçüncü kaynaklardan öğrenilemez; çünkü bu hata olur.

Ali Şeriati’nin hangi kitaplarını önerirsiniz?

Onlarca kitabını sayabilirim şimdi ama, Hacc mevsimine doğru ilerlediğimiz için öncelikle, İbrahim'le Buluşma ve Hacc isimli eserlerini ve Hz Muhammed’i (as), neredeyse hristiyanların Hz. İsa’yı (as) çarmıhla semboleştirmelerine benzer biçimde, gül ile sembolleştirmeye çalışan müslüman kardeşlerimize, Hz. Muhammed’i (as) bir de Şeriati’nin gözüyle görmeleri için Muhammed Kimdir? isimli eserini özellikle tavsiye ediyorum.

 

Özlem Torun konuştu