Kur’an-ı Kerim, insanları hikmet ve güzel öğütle hidayete eriştirmeyi amaçlar. Bu gayeye mebni anlatılan kıssalar, Kur’an-ı Kerim’in üçte birini oluşturmuştur. Kıssalarda anlatılan olaylar etkili bir üslupla işlenmiş, benzer olayların insanların başına her çağda gelebileceği hatırlatılmıştır.
İlk peygamber, meleklerin secde ile emrolunduğu mükerrem insan Hz. Adem de her peygamber gibi “ismet” sıfatıyla mücehhezdi, yani günah işlemekten masundu. Hz. Adem’in unutarak da olsa yasak ağacın meyvesinden yemesi bir günah değildir, zelledir. Sözlükte ‘’sürçmek’’ anlamına gelen zelle, “Hata yoluyla unutmak yahut daha iyiyi terk etmek” olarak yorumlanabilir. Yani Müslümanlıkta, Hristiyanlıkta olduğu gibi bir “ilk günah’’ fikri yoktur.
“Sen-ben” dili
Günlük hayatımızda ailemizle, arkadaşlarımızla ve diğer insanlarla kurduğumuz ilişkilerimizde doğru iletişimi sağlayabilmek hayati önem taşır. “Ben dili’’ni kullanmak, karşımızdaki kişiye duygu ve düşüncelerimizi doğru ifade ederek sağlıklı bir iletişim kurabilmemizin en büyük anahtarıdır. Ben diliyle kendi duygularını tanımlayan insan, karşı tarafın yanlış anlayarak öfkelenip çatışma çıkarmasının önüne geçmiş ve yargılama yapmadığı için yapıcı bir tutum takınmış olur. “Sen dili’’ ise tam tersine suçlayıcı ve çatışmacıdır. Mesela bir annenin çocuğuna, “Çok dağınıksın” demesi “sen dili”ne örnek iken ‘’Odanın düzenli olması beni mutlu eder’’ demesi ise ben diline örnektir.
“Ben dili” ve Hz. Adem’in edebi
Mesnevi-i Şerif’te Hz. Adem’in işlediği zelle sonrası “ben dili”ni kullanarak af dilemesi ve edebe riayet ettiği için affedilmesi; şeytanın ise “sen dili”ni kullandığı için huzurdan kovulması şöyle anlatılır:
‘’Şeytan, “Bima ağveytenî” yani ‘’Beni azdırmana karşılık’’ dedi; o alçak ifrit, kendi fiilini gizledi.
Âdem ise “Zalemna enfüsena” yani ‘’Biz, kendimize zulmettik.’’ dedi; bizim gibi Hakk’ın fiilinden gafil değildi;
Edebe riayet ederek hatasını Allah’a isnad etmedi. Allah’ın halkettiğini gizledi. O suçu, kendine atfettiğinden ihsana nail oldu.’’
Günlük hayatımızda ve Cenab-ı Hakk’a olan niyazlarımızda edep yolunu tutup “ben dili”ni kullanmalıyız. Çünkü edeple gelen lütufla gider.
Sakine Odabaşı Arı