Laiklik tek tanımlık bir düzenleme değildir. Birçok tanımları vardır. Mısırlı Siyonizm uzmanlarından merhum Abdulvehhab el Mesiri laiklik çeşitlerine temas eden yazılar kaleme almıştır. Bir iklime uygun olmayan laiklik, diğer bir iklime uygun düşebilir. Dolayısıyla toptan değerlendirmek zordur. İslâm doğru tatbik edildiğinde laikliğe ihtiyaç bırakmaz. Onun alanını da kapatır. Bununla birlikte karma dinli ülkelerde sekterizm çekişmesini dindirmek için laiklik bazen yararlı olabilir. Bazen çoğunluklar dini alanı kullandığı gibi azınlıklar da laiklik ilkesini kullanabilirler. Bunu önlemenin yolu dikkatli olmaktan geçmektedir. Kimi ülkeler veya beldeler için laiklik zait kimi ülkeler için de bir ihtiyaçtır. Hindistan, İsrail, Yunanistan gibi dini fanatizmin tavan yaptığı İslâmofobik ülkelerde tatbiki bir ihtiyaçtır. Sorun din kaynaklı veya dinin aşırı yorumlarıyla ilgili olursa laiklik bir ihtiyaç haline gelebilir.
Dostumuz Resul Tosun Türkiye’de laikliğin yanlış mecrada kullanıldığını ve zaman zaman dindarlar için eziyet veren bir sisteme dönüştüğünü ifade etmiştir. Resul Tosun ilgili yazısında “İstismarı önlemek için laiklik ilkesi tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi ya anayasadan çıkarılmalı ya da yeniden tarif edilerek yer almalı” diye yazmıştır. Yeni bir düzenleme teklif etmiştir. Resul Tosun’un değerlendirmesi üzerine çıkan tartışmaları dindirmek için AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik yaklaşımlarını kamuoyu ile paylaşmıştır: “AK Parti’nin laiklik konusunda tutumu bellidir. Laikliğin anayasadan çıkarılması gibi bir durum asla söz konusu olamaz. Bu duruma AK Parti’nin olumlu bakması mümkün değildir. Laiklik toplumsal barışı sağlayan bir mekanizma olarak da son derece kıymetlidir. Biz laiklik prensibinin anayasada korunması gerektiğini düşünüyoruz. Hiçbir yaklaşıma olumlu bakmıyoruz."