Senin varisin kim?

"Her mümin tıpkı Zekeriya Peygamber gibi bir evlat veya başka bir dünyalık nimet isteyebilir. Ama bir gün mutlaka onları bırakıp gideceğini bilmeli, sahip olduğu her şeyin tek sahibinin Rabbi olduğu inancını taşımalıdır." Hüma Dergisi'nden Vildan Alp yazdı.

Senin varisin kim?

Nübüvvet bir insana verilebilecek en büyük nimet, nübüvvet makamının varlığı ise tüm insanlara verilmiş bir nimettir. Çünkü peygamberler, koca evrende yolunu bulmaya çalışan ve hakikate ulaşmak için çırpınan insanların rehberleri, yol göstericileridir. Bir insanın “Nasıl hakkıyla kulluk yapabilirim?” sorusunun cevabı peygamberlerin hayatında gizlidir. Zekeriya Peygamber de bizler için rehberlik vazifesini üstlenmiş peygamberlerden biridir. 

Zekeriya , Kur’an-ı Kerim’de adı geçen ve İsrailoğullarına gönderilmiş bir peygamberdir. Soyu Davud Peygamber’e  dayanmaktadır. Diğer peygamberler gibi hayatını, insanları tevhid dinine davet etmeye adamıştır. 

Zekeriya Peygamber, Hanne kızı Meryem’i korumasına almış ve ona Beyt-i Makdis’te bir yer yapmıştı. Onun odasına kış mevsiminde girdiğinde yaz meyvesini, yaz mevsiminde girdiğinde de kış meyvesini buluyordu. Zekeriya, “Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?” diye sorunca Meryem, “Allah tarafındandır.” diye cevap veriyordu. Buna şahit olan Zekeriya , “Meryem’e bu nimetleri veren buna gücü yeten yüce Allah, eşimin yaşı ilerlediği hâlde bize hayırlı bir evlat verebilir.” diye düşündü ve evladının olması için Allah’a dua etti:

“Rabbim! Beni tek başıma bırakma! Sen varislerin en hayırlısısın.”1 “Rabbim! Gerçekten kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Rabbim, Sana yalvarmaktan dolayı herhangi bir şeyden mahrum kalmadım. Doğrusu, benden sonra yerime geçecek yakınlarımın iyi hareket etmeyeceklerinden korkuyorum. Karım da kısırdır. Katından bana bir oğul bağışla ki, bana ve Yakub oğullarına mirasçı olsun. Rabbim, onun, senin rızanı kazanmasını da sağla!”2

Her şeye kâdir olan Rabbimiz, Zekeriya Peygamberin duasını kabul etti ve ona erkek evlat vereceğini müjdeledi. “Ey Zekeriya, sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bu adı daha önce kimseye vermemiştik.”3, “Zekeriya’nın duasını kabul edip kendisine Yahya’yı bahşetmiş, eşini de doğum yapacak hâle getirmiştik. Doğrusu onlar iyi işlerde yarışıyorlar, korkarak ve umarak bize yalvarıyorlardı. Bize karşı gönülden saygı duyuyorlardı.”4

İnsanlığa rehber olan her peygamberin hayatında olduğu gibi Zekeriya Peygamberin hayatından da çıkarabileceğimiz pek çok ders vardır. Öğrendiğimiz üzere Zekeriya Peygamber ve eşi, evlat sahibi olmanın mümkün olduğu yaşlarda değillerdi. Her ne kadar o yaşta olmalarından ötürü evlat sahibi olmaları imkânsız olsa da Zekeriya Peygamber, ayette bildirildiği üzere Rabbinin Meryem’e  verdiği mucize ve ikramların vesilesi ile Allah’ın gücü ve kudretini görmüş, O’na isteğini dile getirmiştir.

Mümin olarak bizler de imkânsız gibi görünen şeylerde Rabbimizin ne kadar büyük bir kudrete sahip olduğunu hatırlıyor ve O’nun her şeye gücü yeteceğini bilerek O’ndan isteyebiliyor muyuz? Zekeriya Peygamber nasıl ki Meryem  üzerinden bir idrake varmış ve bu dünya şartları itibarıyla imkânsız görünen isteğini Rabbi'nden dilemişse mümin de bu hadise üzerinden “Zekeriya kuluna verdiyse bana da verir, ben de O’nun kuluyum” inancını taşımalıdır. Rabbi varken ümitsizliğe düşmek bir Müslümana yakışacak şey değildir. Verip vermeyeceği O’nun takdiridir ancak bizlere düşen kulluk kulluk görevimizi yapıp sadece O’ndan istemektir. Bilinçli bir Müslüman “Her gün güneşi doğuran her akşam batıran, koca evreni yöneten Allah için benim işim nedir ki” düşüncesine sahip olmalıdır.

Zekeriya Peygamberin duasında müminler için önemli olan bir diğer nokta ise “Rabbim, Sen vârislerin (geride kalanların) en hayırlısısın.” kısmıdır.  Bu duada Rabbimizin bâki olan tek varlık olduğu hatırlatılmaktadır. Her insan bir gün son nefesini verecek, evrendeki her şeyin varlığı bir gün son bulacaktır. Yalnızca bu evreni yaratan, sonsuz olarak var olmaya devam edecektir. Her mümin tıpkı Zekeriya Peygamber gibi bir evlat veya başka bir dünyalık nimet isteyebilir. Ama bir gün mutlaka onları bırakıp gideceğini bilmeli, sahip olduğu her şeyin tek sahibinin Rabbi olduğu inancını taşımalıdır.

Zekeriya Peygamber insan olmasının tezahürü olarak evlat sahibi olmak istemiş fakat hemen ardından her şeyin tek sahibinin Allah olduğunu aklından çıkarmadığını, geriye sadece O’nun kalacağına dair inancının ne kadar sağlam olduğunu bizlere göstermiştir. İşte inançlı her kul, Zekeriya Peygamberin bu duasından ders çıkarıp mümkün görünen veya görünmeyen her isteğini Allah’tan dilerken bir gün her şeyi bırakıp gideceğini, her şeyin sahibinin yalnızca Allah olduğu bilincini taşımalıdır.

Her şeyin sahibi Allah’tır ve O, vârislerin en hayırlısıdır…

Vildan Alp

Hüma Dergisi, Sayı: 16

Dipnot:

1 Enbiya Suresi, 89

 2 Meryem Suresi, 4-6

 3 Meryem Suresi, 7

 4 Enbiya Suresi, 90

YORUM EKLE

banner36