Erzincan şehrinde 19. asrın ikinci yarısı ile 20. asrın ilk çeyreğinde yaşamış zülcenaheyn Şeyh Muhammed Sâmî Erzincanî (k.s.) Hazretlerinin müridi olan Salih Baba, divan şairlerimizdendir. Pîr-i Sami hz.nin Erzincan’da bulunan dergâhında Hz. Mevlâna’nın mesnevisini de okuttuğu nakledilmektedir.
Çilingir ustası olan Salih Baba’nın ümmi olduğu da beyitlerinden anlaşılmaktadır. Vefatından sonra Ak Mezarlığa defnedilen Salih Baba’nın kabri Erzincan depreminden(1939) sonra kaybolmuştur. Şimdi ise Terzibaba Kabristanı yolu üzerindeki Pir-i Sami Türbesi ve camisi bahçesinde makamı ve beyitlerinin yazılı olduğu Muhabbethane adlı sohbet-muhabbet mekânı bulunmaktadır.
Ahmed Yesevi, Yunus Emre Mevlânâ Celâleddin ve Eşrefoğlu Rûmi, Niyazî-i Mısrî Ahmed Kuddûsi hazeratın hak ve pak yolunun takipçisi olduğu görülüyor.
Postmodern hayatın çok ihtiyaç duyduğu sabır konusunda Salih Baba ne diyor:
Bu kesret âlemin seyrân eyledim Sabırdan bir büyük kâr bulamadım Gezdim çâr-kûşeyi devrân eyledim Sabırdan bir büyük kâr bulamadım Bir sözünde sâdık yâr bulamadım |
Beni taşlamayın canım kardaşlar Dokunur başınıza attığınız taşlar Hazret-i Hak kendi bildiğin işler Sabırdan bir büyük kâr bulamadım Bir sözünde sâdık yâr bulamadım |
|
***
Rızâya inkıyâd eyle otur sabrın otağında
Sabırdan bil garaz her bir belâyı hâmil olmaktır
***
Ey gönül sabr et bu dehrin gamı gavgâsı geçer
Bir gün âsûde olur bu demi davası geçer
Söylenir dillerde bir Mecnûn u Leylâ her zaman
Günde yüz bin nice Mecnûn ile Leylâ'sı geçer
Nefsini bilip mutmain olmadan huzur olmayacağı hususunda da şöyle diyor:
Men 'Aref sırrına vakıf olmuşam Nefsim ile hem Rabb'imi bilmişem Mutma'inne kal'asına girmişem Gayetle bir metin hisarımız var |
* "Büyük düşmanımız nefs-i emmâre |
***
Gam çekme gönül bu da geçer devr-i beşerdir
Hem seng-i mücevher ile hârâyı da bildim
Bu akl-ı meâşım beni çok dama düşürdü
Hem âlem-i ulyâ ile süflâyı da bildim
***
Latîfi âlemin ara duracak yer mi gör bura
Kılagör derdine çâre misafirsin geçer kervan
***
Nefsimizle eyleriz dâim gazâ-yı ekberi
Yıkmasın seddi adûlar diye her an bekleriz
***
Yalancı nefse kul olma düşün bir mebde-i aslın
Bulup bir mürşid-i kâmil bütün bey' ü şirâ'dan geç
***
Yalancı nefsini ıslâh eğer etmezse bu Salih
Halâs olmaz bu zulmetden bu âlemden gider gam-nâk
***
Zülfikâr-ı Haydar'ı çek nefsine verme amân
Yok-durur âlemde anın gibi bir ehl-i kısâs
Muhabbetin kaynağının ilâhi (Allah’dan) olduğuna işaretle de şunları söylüyor:
Sevdim seni terk eylemenin çâresi yoktur
Hem faili Hak'tır
Sabreyle gönül hüsn ilinin bâbı açıktır
İhsanı da çokdur
***
Umurun Hakk'a tefvîz et n'ederse hoş eder Mevlâ
Seher bülbülleri ol güle karşı eyle vaveyla
Evliyaullah hazeratı hakkında da şu nefis beyitleri okuyoruz:
Cihanda çok velî vardır birader Ulûm-ı enbiyâyı kılmış ezber Olara var bu derdin çaresine Olar merhem olur cân yâresine |
* Kuvve-i kudsîden edip imdadı * Bize haber verdi zatı sıfatı * Ol zaman anladık sırr-ı Ahmed'i * "Küntü kenz" esrarın beyan eyledi |
***
Ehl-i Hakk'ın dâima Hak'tır sözi
Gaflet ehli hor görür her dem bizi
***
Te'âlallah ne hûb zîbâ yaratmış kâmil insânı
"Nefahtü fîhi min ruhî" deminde kılmış ihsanı
Cihân-ı bî-vefâ içre esîr-i nefs olup kaldın
Ne cevher ma'denindensin düşün ey cânımın cânı
***
Kulûb-ı mutmain olmak dilersen cânımın cânı
Sözüne kanma her canın ara bul kâmil insanı
Sen kimseye dil uzatma yalancı nefsi bezetme
Elin aybını gözetme ara bul sende noksanı
Hz. Mevlana’nın Mesnevi’sinin veciz bir tarifini aşağıdaki beyitlerde görüyoruz:
Fatihi esrarı sırr-ı “kün fekândır” Mesnevi
“Allamel esmâyı” hem bir bir beyândır Mesnevi
Hem zebur İncil ü Tevrat ile Furkanı suhuf
Cümlesinin müşkilâtın Tercümandır Mesnevi
Çok mühimmi Saliha şeyhin gibi irşad eder
Hep ulûm-u evliyâyı faikândır Mesnevi
Veysel Öksüz hz.nin enfes Kızıma şiirinden Mesnevi kıtasını hatırlıyoruz:
Mesnevi’yi çok oku
Kur’an’ın bir şerhi bu
Manada yok hududu
Hak dostu yazan kızım
*** *** ***
Çilekeşlerin ve evliyaullahın hâl ve şanlarını ne güzel anlatıyor:
Ben feleğin çok çekmişem kahrını
Bal yerine çok yemişem zehrini
Gam leşkeri sardı gönül şehrini
Taraf taraf yürümeğe başladı
***
Şeriat ilmiyle ol âmil evvel
Güzelce ver suâl ile hisâbı
Ledünnî ilmini pirinden öğren
Budur âşıkların şahım kitabı
Söz ile mürşid-i kâmil bulunmaz
Şahan zan eyleme her bir gurâbı
***
Açmak dilersen yolu sen Ol vahdetin bülbülü sen Bul bir dikensiz gülü sen Hiç görmeyesin hârını |
Tez yol alan sohbet-durur Derdlilere devlet-durur Ariflere hikmet-durur Açar gül-i gülzârını |
***
Hüda mahfuz edip âşıklarını
Bular "Lâ havf" ile şâdan değil mi
Hilâfet tahtına sultân olanlar
Ebû Bekr ü Ömer Osman değil mi
Birisi mazhar-ı Haydar-sıfât hem
Aliyyü'l-Murtazâ arslan değil mi
Haberdâr olmayan kendi özünden
Kamu bildikleri yalan değil mi
***
Hakikatsiz andelîbin zârına
Goncasını seven bakmaz harına
Yandır bu Salih'i aşkın nârına
O nârın nurundan âbâd et meni
Büyük arif Bayburtlu Dede Paşa, üdebadan Ekrem Ocaklı ve Abdurrahim Reyhan Erzincani hz.nin sohbetlerinde Salih Baba’dan beyitler okuyarak şerh ettikleri nakledilmektedir.
Erbab-ı zevk ve idrakin hoşuna gideceğini düşündüğümüz beyitler seçmeye çalıştık. Salih Baba Divanı’nın tam metni ilk önce merhum Fehmi Kuyumcu tarafından 1979 yılında neşredilmişti. Daha sonra Pr. Dr. Ahmet Doğan tarafından hazırlanıp Akçağ Yayınlarınca baskısı yapıldı. İsm-i şerifi geçen hazerat ve onların sevdikleri gârik- i rahmet ola. Ve himmetleri hâzır ola.
Arzu Bosnevi