Yalnız olmadığını bilmektir dua, yalnız kalmadığını bilmek. Umudun adıdır dua, defalarca çaldığında defalarca açılan tek kapıdır. Bin defa düşsen de binbir defa dergâhın kapısına varmaktır. Muhabbetullahın hâsıl olduğu, gönüllerin cûşa geldiği1 vecd2 hâlidir. Dermansız hiçbir derdin olmadığını hatırladığın, Rabb ile kul arasındaki en güzel ve güçlü bağdır dua. “Ben”den “Biz”e geçişin, yalnız kendini değil tüm ümmeti yüreğine kattığın makamdır dua. Hastaların şifa, borçluların eda, dertlilerin deva beklerken gösterdikleri sabrın selamete ermesidir.
Peygamberlerden bize ulaşan en kıymetli miraslardan biridir ve kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ve Hadis-i şeriflerde sıkça rastlarız dualara. Peygamberler bize nasıl dua etmemiz gerektiğini ve bir imtihana düçar olduğumuzda Mevlâ’ya nasıl yakarmamız gerektiğini öğretmişlerdir. Kur’an’da geçen bir peygamber vardır ki sabır makamı denilince akla ilk o gelir: Eyüp. Öyle ki Eyüp Peygamberin sabrı hem Resulullah’a hem de ümmetine örnek gösterilmiştir. Halk arasında hastalıkla imtihan olduğu yayılmışsa da yaşadıkları yalnızca bununla sınırlı değildir.
Eyüp Peygamberin yaşadığı zorlukların büyüklüğünü tasavvur edebilmek için başına gelen imtihanların öncesindeki hayatını da iyi bilmek gerekir. Eyüp’ün Şam bölgesinde yaşadığı, baba tarafından İshak’ın , anne tarafından Lut’un soyundan geldiği bilinmektedir. Kendisinin uzun boylu, gür saçlı, heybetli bir kişi olduğu bilinmekle birlikte çok cömert olduğu ve Ayet-i Kerime’de, “O, ne güzel bir kuldu! Yönü hep Allah’a dönüktü.”3 buyurulmasıyla da ne denli sevilen bir kul olduğu ifade edilmektedir.
Eyüp, ömrünün büyük çoğunluğunu ailesiyle ve edindiği servetle huzur içinde geçirmiş, bu servetten yalnızca kendisi faydalanmamış, muhtaç kimselere de bol bol infakta bulunmuştur. Bir zaman gelmiş ki ilk önce malını yitirmeye başlamış ve ardından evlatlarının ölümüyle imtihan olmuştur. Yaşadığı bu zorlukların ardından sağlığıyla imtihan edilmiş ve bütün vücudunu çıbanlar sarmıştır. Fakat bir gün bile aklına isyan etmeyi getirmemiş ve sabretmiştir. Şeytanın vesvese vererek Eyüp Peygamberi isyan etmeye zorlaması, Kur’an’da geçen Ayet-i Kerimede, “Kulumuz Eyüp’ü de an. O, Rabbi’ne, ‘Şeytan bana sıkıntı ve acı vermektedir.’ diye seslenmişti.”4 şeklinde ifade edilmiş, bir başka ayette de Rabbi’ne şöyle niyazda bulunduğu zikredilmiştir: “Başıma bu dert geldi. Ama Sen merhametlilerin en üstünüsün.”5 Ardından Allah Teâlâ onun bu muradını kabul etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Ayağını yere vur (dedik), işte yıkanılacak ve içilecek serin bir su! Tarafımızdan bir rahmet ve akıl izan sahipleri için de anılacak bir örnek olmak üzere ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha bağışladık.”6 Nihayetinde Rabbi’nden bahşedilen şifalı suyla sıhhatine kavuşmuş ve kendisine evlatlar verilmiştir.
Bu hâdise bir başka ayette şöyle anlatılmıştır: “Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için anılacak bir örnek olmak üzere onun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik; ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.”7 Rabbimiz, Eyüp’ün göstermiş olduğu bu büyük sabrı kendisiyle arasında gizli tutmamış, biz diğer kullarının de örnek alması için bu kıssadan hissemize düşeni almamızı istemiştir. Şüphesiz burası “daru’l imtihan”dır.8 İsmiyle müsemma ola ki burada imtihana tâbi tutulmayan kimse olmamıştır. İmtihanlar da bizim içindir ve imtihanlar karşısında nasıl bir duruşa sahip olmamız gerektiğini gösteren bu kıssalar da. Yeter ki biz Rabbimizin buyurduklarına yürekten kulak verelim. İşte o zaman imtihanlar karşısında sabır yoldaşımız sayesinde dağ gibi görünen zorlukların bir anda un ufak olduğunu seyreder bir hâlde bulabiliriz kendimizi...
Sena Nur Yılmaz
Dipnot:
1 Kendinden geçerek coşmak
2 Kulun kalbine ansızın gelip beşerî vasıflarından soyutlanmasına yol açan hâl anlamında bir tasavvuf terimi
3 Sad Suresi, 44
4 Sad Suresi, 41
5 Enbiya Suresi, 83
6 Sad Suresi, 42-43
7 Enbiya Suresi, 84
8 İmtihan yeri