Ehl-i Beyt 'yeryüzünün direkleri' olarak müjdelendi

Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimiz, Hak için aşk miracına şehadet kanlarına basarak çıktılar. Hz. Ali Efendimiz derseniz bin bir çile ile aşkı yudumladı. Hilal Otyakmaz yazdı.

Ehl-i Beyt 'yeryüzünün direkleri' olarak müjdelendi

Yürekler Ehl-i Beyt aşkı ile Ker ü bela ola,

Arz u semavat Hüseynlerin aşkına şahit ola!

Hakk’a, Resul’üne (sas), Ehl-i Beyt’ine aşkla daim selam olsun.

Kelamımızı onlarla taçlandırana, yüreklerimizi onlarla ferahlandırana bin şükür. Can dostlar! Buyurun, Ehl-i Beyt’in nadide çiçekleri hakkındaki Süleyman Belhi Efendi’nin Delilleriyle Ehl-i Beyte Meveddet kitabından hareketle müjdelere şahit olalım. (Tercüme: Adalet Çakır, Derya Çakır Baş, Gülgȗn Uyar, Sȗfȋ Kitap, 2018.)

Allah, “Selam olsun İl Yȃsȋn’e” buyurur. İl Yȃsȋn, Ăl-i Muhammed’dir (sas). Allah, Efendimiz dışında, nebilerden hiçbirinin ȃline selam vermemiştir.[1] Bu ne yüce bir muştudur. Resûlullah (sas): “Ey Ali, sana yaz dediğimi yaz.” Hz. Ali (ra) : “Ey Allah’ın Resulü, unutmamdan mı korkuyorsun?” Buyurdu ki: “Hayır, (unutmandan korkmuyorum). Allah Azze ve Celle’ye seni hafız kılması için dua ettim. Fakat senin şerȋklerin (ortakların) için yazdırıyorum.” Hz. Ali: “Şeriklerim kimlerdir?” Allah Resulü (sas): “Soyundan gelen imamlar. Onların hürmetine ümmetime bereketli yağmur verilir. Dualar onların hürmetine kabul edilir. Allah insanlardan belayı onların hürmetine def eder. Onlar sayesinde semadan rahmet iner. İşte bu onların ilkidir.” Ve Hz. Hasan’a (ra) işaret etti. Sonra: “Bu ikincisidir,” buyurarak Hz. Hüseyin’e (ra) işaret etti. “İmamlar onun soyundandır.[2] Ondan sonra gelen her imam, apaçık bir âlem, parlak bir ışık kaynağı olarak Allah’ın, mahlûkatına nasbettiği imamdır. Onlar Âdem’in, Nuh’un, İbrahim’in ve İsmail’in (as) zürriyetlerinin en hayırlılarıdır. Hz. Peygamber (sas) ıtresinin (soyunun) en seçkinleridir. Allah onları varlıkların hayatı ve İslam’ın direkleri kıldı.” buyurdu. [3]

Allah; “yeryüzünün direkleri” olarak müjdelediği bu zatların hikmetlerini, himmetlerini daim bizlerin, salih zürriyetlerimizin üzerine eylesin. Onları bizlerden razı kılsın ki, gölgelenip geçtiğimiz bu dünyada hakikate vasıl olalım.

Ehl-i âba

Efendimiz hırkasını aldı ve Hz. Ali, Hz. Fȃtıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in (ra ecmain) üzerine örttü ve: “Ey Ehl-i Beyt! Allah Tebȃreke ve Teȃlȃ muhakkak ki, sizden günah kirini gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.” buyuruyor.”[4] dedi.

Hz. Hasan (ra) halife olduktan sonra şu hutbeyi verdi: “Bizler Allah’ın galip topluluğuyuz. Biz Resȗlü’nün en yakın ıtresiyiz. Biz onun güzel Ehl-i Beytiyiz. Biz dedemin ümmetine bıraktığı mühim iki emanetten biriyiz. Biz, Allah’ın kitȃbından sonra ikinciyiz. Bundan dolayı bize itaat ediniz. Çünkü Allah’a, Resul’üne (sas) itaat farz olduğu gibi bize de itaat farzdır.”[5] Bu sözlere istinaden Hz. Hüseyin Efendimiz de buyurdu ki: “Biz Allah’ın kapılarıyız. Sırȃt-ı müstȃkim biziz. Allah’ın ilminin zenbili, vahyinin tercümeleriyiz. Biz tevhȋdinin erkȃnı ve sırrının mevziisiyiz. Müminlerin efendileriyiz. Alınları parlayanların önderleriyiz. Müslümanların dostlarıyız. Biz yeryüzü ahalisinin güvencesiyiz. Tıpkı yıldızların, sema ehlinin güvencesi olduğu gibi. Allah’ın izniyle sema yeryüzüne düşmekten bizimle korunur. Yağmur bizimle yağar, rahmet bizimle yayılır. Yeryüzünün bereketleri bizimle ortaya çıkar. Yeryüzünde bizden birileri olmazsa dünya, ehli ile birlikte batar.” [6]

Efendimiz (sas) iki gözü torunları için: “O ikisi cennet ehli gençlerin efendileridir.” müjdesini vermişlerdir. Efendimiz Arafat’ta idi ve Hz. Ali, onun karşısındaydı. “Ey Ali, bana yaklaş! Avucunu avucuma koy! Ben ve sen bir ağaçtan yaratıldık. Ben onun köküyüm, Sen gövdesisin. Hasan ile Hüseyin dallarıdır. Kim onun dallarından birine tutunursa cennete girer.”[7]

Aşk miracına şehadet kanlarına basarak çıktılar

Hz. Hasan bir başka hutbesinde Ehl-i Beyt ile ilgili şu bilgileri vermiştir: “Necranlı kâfirler, Efendimizle münakaşa ettiklerinde Allah, Efendimize şöyle buyurmuştur: ‘De ki: Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, Kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra lanetleşelim ve Allah’ın lanetinin yalancıların üzerine olmasını dileyelim.’ (Ăl-i İmrȃn 3/61) Bunun üzerine dedem; nefsi olarak babamı (Hz. Ali’yi), oğullarından beni ve kardeşim Hüseyin’i, kadınlardan annem Fȃtıma’yı (Rabbim hepsinden razı olsun) beraberinde çağırdı. Biz onun ailesiyiz, kanıyız, nefsiyiz. Biz ondanız ve o bizdendir.”[8]

Efendimiz’e (sas) can yoldaşı Hz. Hatice’den emanet babasının annesi olan Hz. Fatıma’sı ve kıyamete kadar var olacak membaları... Sonra iki kutlu torunu şehit edenlerin imtihanı… Allah, kendisine yakın kıldığı kulunu, aşk ateşi ile daha çok yakmak için çetin imtihanlarla sınarmış ki; bu güller aşkla kabul edilirmiş. Bu güllere, aşk miracının kutlu basamakları denilmekteymiş. Hz. Fatıma validemiz, Efendimize (sas) olan aşkȋ bağlılığından dolayı kısa sürede vuslatına aşkla erer. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimiz, Hak için, bu aşk miracına şehadet kanlarına basarak çıkarlar. Hz. Ali Efendimiz derseniz bin bir türlü fitnelerle mücadele, çile ile aşkı yudumlar. Aşk ehline bu dünya hep böyledir azizim! Her zerrelerine selam olsun, bizlere de daim aşk olsun. 

Vesselȃm…

Hilal Otyakmaz

 

[1] Sȃffat 37/130

[2] Ferȃidü’s Simtayn, II, 259, bȃb: 50, hadis: 527.

[3] Usȗlü’l Kȃfȋ, I, 203, hadis: 2…

[4] Ahzȃb 33/33.

[5] Şeyh Müfȋd, Emȃlȋ, s. 348…

[6] Sefȋnetü’r Rȃgıb, s.76, İst 1282.

[7] Ferȃidü’s Simtayn, I, 51, bab: 4, hadis: 16…

[8] Şeyh Tȗsȋ, Emȃlȋ, II, 177….

YORUM EKLE
YORUMLAR
İsm-çtk
İsm-çtk - 4 yıl Önce

Allah razı olsun..

banner36