Resul-i Ekrem ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz'den şöyle rivayet olunmuştur:
اَجْمِلُوا ف۪ى طَلَبِ الدُّنْيَا فَاِنَّ كُلاَّ مُيَسَّرُ
لِمَا كُتِبَ لَهُ مِنْهَا (هـ. ك. ج)
“Dünyayı/rızkınızı talep hususunda güzelce hareket ediniz. Çünkü herkes dünyadan kendisi için mukadder olan ne ise ona muvaffak olacaktır.”
İzah:
İnsanlar rızıklarını elde etmek için çalışmaya, sa’y ü gayrete muhtaçtırlar. Âdet-i ilâhiye[1] bu vechile caridir. Fakat bu hususta nefsine fazla eziyet vermek, muhterisane[2] bir surette hareket etmek, aç ve susuz kalacakmış gibi bir kanaatle hayatına suikastta bulunmak da caiz değildir. Bilakis insan kendisini tehlikeye bırakmaksızın kabiliyeti nispetinde çalışmalıdır. Asla ye’se düşmemelidir. Berhayat[3] oldukça mukadder olan rızkına kavuşacağını düşünerek teselli olmalıdır. Daima itidal üzere hareket edip Cenab-ı Hakk’tan hayırlı rızıklar temenni eylemelidir. Hakk Teâlâ Hazretleri’nin lütuf ve ihsanından ümit kesmek, bir mümin için asla caiz değildir.
“Ol ki maksumun (kısmetin) ola gitmez ele,
Ol ki maksum (kısmet) değil girmez ele.”