Üç haftalık kısa bir çalışmanın ardından doğrusu bu kadar iyi bir program çıkaracaklarını düşünmemiştik. Çünkü derslerinin yanı sıra, kendi arzuları ve elbette öğretmenlerinin gayretleriyle bütün öğrenciler küçük büyük hepsi şiirlerini sadece ezberlemekle kalmayıp, tam anlamıyla içlerinde hissederek okudular ve bizleri de duygulandırdılar.
Dinlemekten bıkmadığımız şiirler
Şiir gecesi olur da “Sakarya Türküsü” okunmadan olur mu? Galiba artık okunmazsa eksikliğini hissedeceğimiz ve dinlemekten asla bıkmayacağımız adeta Necip Fazıl deyince ilk aklımıza gelen şiirlerden. Elbette peşi sıra “Zindandan Mehmet’e Mektup” belki de okuyanla birlikte terennüm ettiğimiz hüznün ve sabrın şiiri... Ardından Mehmet Akif Ersoy’un “Zulmü Alkışlayamam” şiiri en aşina olduğumuz şiirler arasında ve okuyan da yaşı nispeten daha bir küçük olduğu için midir yoksa bütün vücuduyla şiirle bütünleşen endamından mıdır en çok alkışlananlar arasındaydı hakikaten. Sonrasında Mevlana’nın “Etme” şiiri yine içimizde yer eden ve diğerlerine nazaran daha bir yürekten okunan şiirler arasındaydı.
Duygulu anlar yaşadık!
Dinlemeye alışık olduğumuz şiirlerin yanında okul ortamında ilk defa duymaktan son derece duygulandığımız ve memnun olduğumuz şiirler de oldu bu gecede. Örneğin İbrahim Tenekeci’nin “Kayıp Zaman İşareti”ni beşinci sınıf öğrencisi bir kardeşimiz çok güzel okudu. Sonra Ferman Karaçam’ın “Acı” şiirini okuyan yedinci sınıf öğrencisi kızımızda şiirin hakkını vererek okudu ki, çok beğenildiğini alkışlardan anlıyoruz. Ayrıca Abdurrahim Karakoç’un “İsyanlı Sükût” şiiri ve de Ahmet Mercan’ın “Ararım” şiiri özellikle Ömer Karaoğlu eşliğinde tüylerimizi diken diken edip “bu günleri de gördüm ya şükür” dedirtti bizlere (ayrıca bu şiirler okunduktan sonra okulda herhangi bir hasar filan meydana gelmedi! diğer okullara da duyurulur !)
Kapanışı minikler yaptı
Programın sonlarına doğru miniklerin sırası geldi ve onlar da yaşlarına uygun şiir ve rondlarıyla geceyi renklendirdiler. Anasınıfı öğrencisi Agâh’ın babasının üflediği ney eşliğinde okuduğu “571” şiiriyse maşallah dedirtti bizlere, zira oldukça uzun olmasına rağmen teklemeden okudu en şeker haliyle. Çocukların şiirle hemhal olmaları, ezberleyip okumaları en azından bizler için önem arz eden şairlerimizi tanıyıp, öğrenmeleri adına mühim bir fırsat diye düşünüyorum. Hatta onlar evde şiir ezberlerken eğer varsa küçük kardeşleri de belki ilk şiirlerini hafızalarına nakş etmiş oluyorlar hem de farkına bile varmadan.
Nadide İlköğretim Okulunun idareci ve öğretmenlerine şiire verdikleri değerden ve öğrencilerinin manevi yönden gelişimlerine gösterdikleri hassasiyetten ötürü tebrik ediyoruz. Umarız böylesi güzel şiir geceleri diğer okullarımıza da örnek teşkil eder.
F.Kebire Gündüz Karaaslan çocuklar şiirle büyüsün temennisiyle yazdı