Gözlerini gözlerimden kaçırma, camdan bakmayalım birbirimize, gözlükleri bir kenara koyalım, ben elif diyeyim be’yi sen söyle, kelimeler dilimizi yormasın, yetmemiş sözlerle cümleler kurup, mevzuyu boş yere dağıtmayalım, aklımıza hesap kitap gelmesin, can diyende canda çiçekler açsın, pencereden bahar girsin içeri, şen şakrak olalım çocuklar gibi, bayram coşkusuyla geçsin günümüz. Susarak da konuşacak çok şey var, sancı diner yaslanınca kalp kalbe, gözgöze değince sözler tutuşur, ondördüne girer insanın ruhu, senlik benlik putlarını yıkarız, nerede kanayan bir yara görsek, önce avcumuzdan öncü kuşları, uçuruz peşinden biz de gideriz, birlikte yekinir erdemlerimiz, sevincimiz dalga dalga yayılır, üzüntümüz uçar karlı dağlara, hayata yeniden merhaba deriz.
Mesafeler uzak yakın farketmez, gönül kalk gidelim derse gidilir, zamanlar mekanlar kalkar aradan, gözünü yumarsın o sana gelir, gönlünü kaparsın o senden gider, canına bir ateş düşer o gelir, onun yüreğinde bir deprem olur, bahaneler üretmeden koşarsın, aklının yanında gölgesi olmaz, canını dişine takma sırası, onda mıydı bende miydi demeden, kalbinin hükmüne tabi olursun.
Yüreğini gözcü koysan yollara, sen onu beklerken o yola düşer, yaraların sızısını soyunur, dudakların yemlik toplar kuşlara, gazze’de kaşgar’ açe’de zulüm, aç karnına yüreğine oturur, elinle dilinle gücün yetmese, yağmur kuşlarından ordu kurarsın, onun kanı sende kaynar sen onda, kardeş çamurumuz tekrar karılır, amerika gider hülagû gibi, insan damarımız bir sürgün verir, golgota’da gargat arar yahudi.