Hece Öykü, 111. Sayı

111. sayısı ile günümüz öyküsünün nabzını tutmaya devam ediyor Hece Öykü dergisi. Öyküye dair aradığımız her şey Hece Öykü’nün sayfaları arasında bizi bekliyor.

Derginin “Benim Öyküm” bölümünü çok önemli buluyorum. Özellikle öykü atölyeleri için bulunmaz bir kaynak. Bu bölümde yer alan yazılar “Benim Öyküm” adıyla kitap haline gelse ne güzel olur. Deneyimleri, çalışma metotlarını okumak özellikle genç öykücüler için yol rehberi olacaktır.

Bu sayının konuğu; Mukadder Gemici. “Yazarlık” kavramından başlayarak kendi yazarlık serüvenine getiriyor konuyu. Tüm detaylarıyla Gemici’nin öyküleriyle yüz yüze geliyoruz. Detaylar ve ipuçları öykülerin anahtarını sunuyor bizlere.

“Yazarlık mesleğinin günlük hayatta izahının zor olduğunu düşünüyorum eğer popüler/meşhur bir yazar değilseniz, bir fehm sahibine rast gelmedikçe elbette. Nadanlardan, nobranlardan bahsetmeyelim şimdi, gönül yorar diyeceğim ama bir ikisinden bahsedeyim de kayıtlara da geçsin madem. İlk kitabım çıktıktan sonra arkadaşın biri -haydi kulakları da çınlasın çın çın çın- “Zaten yazarlar yazmıyormuş, editörler yazıp hallediyormuş her şeyi.” demişti. Ben de “Öyle bir editör bulursan bana haber ver.” diyerek cevaplamıştım.”